11. Hukuk Dairesi 2015/10870 E. , 2016/6200 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30/10/2013 tarih ve 2008/113-2013/261 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilleri adına tescilli olan "..." ve "... +Şekil" ibareli markaların bulunduğunu, davalının müvekkillerinin markalarını izinsiz olarak aynı faaliyet alanlarında kullandığının tespit edildiğini, davalının ihtarnameye rağmen tecavüzünün sona ermediğini ileri sürerek davalının müvekkillerinin marka hakkına tecavüz eyleminde bulunduğunun tespitine, tecavüzün durdurulmasına, müvekkil şirketlerin markasını haksız olarak taşıyan eşyalarının imhasına, davalı işyerindeki tecavüz oluşturan tabela, levha ve yazıların kaldırılmasına, 556 sayılı KHK"nın 66/b maddesi uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 1.250,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat talebini 556 sayılı KHK’nın 66/c maddesi uyarınca 51.250,00 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin davacı şirketlerin markalarını tescil ettirdikleri tarihten önce ... Et Pazarı adlı işletmesinin mevcut olduğunu, müvekkilinin davacı şirket marka ve şekillerini benzer nitelikte kullanmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı kullanımının davacıların tescilli markasına ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, davacı markasının kullanıldığı ürün ile davalı işletmesinin ürünlerinin hedef müşteri kitlesinin aynı olduğu, söz konusu bu benzerliğin halk nezdinde karışıklığa yol açacağı, bu bakımdan da davalı kullanımının davacı markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu, davalının işletmesini açmadan önce davacının yanında çalıştığı ve bu nedeniyle tescilli markayı bildiği ve kusuru nedeni ile kötü niyetli olarak bu ibareyi kullandığı, davacı talebine göre maddi tazminat hesaplanamadığı gerekçesiyle davalının tescilli markaya tecavüz eyleminde bulunduğunun tespitine, takdiren 10.000,00 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Ancak dava, 556 sayılı KHK"ya dayalı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin tespit ve önlenmesi ile maddi ve manevi zararın tazmini istemlerine ilişkindir. Mahkemece diğer istemlerin yanında, davacının toplam 51.250,00 TL olarak ıslah ettiği maddi tazminat isteminin de 10.000,00 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu durumda, mahkemece, reddedilen 41.250,00 TL maddi tazminat istemi yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre davalı yararına nispi vekalet ücretinin takdir edilmesi gerekirken, davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değilse de, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK"nın 438/7. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile davalı yararına reddedilen maddi tazminat tutarı için hükmolunan vekalet ücretine ilişkin hüküm fıkrasının 2. satırında yer alan “1.200,00 TL” ibaresinin hükümden çıkarılmasına, çıkarılan bu ibare yerine “4.787,50 TL” ibaresinin eklenmesine, hükmün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.