10. Hukuk Dairesi 2017/3393 E. , 2017/7895 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, aksine kurum işleminin iptali ile kesilen aylıkların tekrar bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma sonrası davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava dosyası incelendiğinde, 4279 gün 1479 sayılı Yasa ve 1385 gün 506 sayılı Yasa kapsamındaki hizmet üzerinden 01.09.2010 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı alan davacı hakkında yapılan inceleme üzerine, Bağ-Kur sürelerinin farklı olduğu anlaşılınca, 2928 sayılı Yasa’nın 8. maddesi nazarında, son 1260 günlük hizmetinin ilgili Yasa kapsamında olmadığı ve buna göre bağlanan aylıkların yersiz olduğu tespit edilerek, 01.09.2010-25.10.2011 tarihleri arasında ödenen aylıkların geri istenildiği, davacının aylıklar kesildikten sonra 24.01.2012 tarihinden itibaren 5510 sayılı Yasa’nın 4/1-a maddesi kapsamında çalıştıktan sonra talebi üzerine tekrar 506 sayılı Yasa kapsamında 01.07.2013 tarihinden itibaren aylık bağlandığı anlaşılmıştır.
Davacıya 01.09.2010 tarihinde aylık bağlandıktan sonra yapılan incelemede, 1479 sayılı Yasa kapsamında geçen sürelerin, 15/05/1980 - 20/04/1982, 22/03/1985 - 04/02/1990, 30/07/1996 - 30/06/1997, 31/10/1997 - 12/03/2001 ve 06/02/2004 - 30/09/2005 tarihleri arasında toplam 12 yıl 8 ay 22 gün (4582 gün) olduğunun tespit edildiği, 1978 - 2010 yılları arasında 1385 günlük 506 ve 5510 sayılı Yasa’nın 4/1-a maddesi kapsamında çalışması gözükmesine rağmen, 07.04.2004 - 28.02.2005 ve 25.08.2005 - 30.09.2005 tarihleri arasındaki hizmetlerin çakıştığı ve bu hizmetlerin davalı Kurum tarafından1479 sayılı Yasa kapsamında değerlendirildiği belirgin ise de, çakışan bu hizmetlerin hangi sigortalılık kapsamında kaldığı mahkemece yeterince ve yöntemince irdelenmemiştir.
5510 sayılı Kanunun, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren ve sigortalılık hallerinin birleşmesini düzenleyen 53 üncü maddesinin birinci fıkrasına göre, “Sigortalının, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır.” düzenlemesine yer verilmiş iken; 53 üncü maddenin birinci fıkrası, 6111 sayılı Kanunun 33 üncü maddesi ile değiştirilerek, “Sigortalının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statüleri ile (c) bendinde yer alan sigortalılık statüsüne aynı anda tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (a) ve (b) bentlerinde yer alan sigortalılık statülerine tabi olacak şekilde Kanun kapsamına girmesi halinde ise aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılır.” Şeklinde düzenlenmiştir. 6111 sayılı Kanunun yürürlük tarihlerini düzenleyen 125 inci maddesinin (b) bendinde, 33 üncü maddenin, 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımını takip eden ayın birinci gününde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
01.10.2008 tarihinden önce gerçekleşen çalışmalar bakımından ise (dava konusu 07.04.2004-28.02.2005 ve 25.08.2005-30.09.2005 tarihleri arası yönünden) davacının çalışmaları içerisinden baskın çalışmanın hangi sigortalılıkta olduğu belirlenmelidir. Baskın çalışma, aynı döneme rastlayan gerçek ve fiili çalışmalardan hangisinin kişinin hayatında ekonomik olarak baskın çalışma niteliği taşıdığı hususunda, vergi ve maliye kayıtları getirtilmek, belirtilen dönemde beyan edilen gelirler araştırılmak suretiyle belirlenen ve kişinin emek ve mesaisini ağırlıklı olarak hangi sigortalı çalışmaya tahsis ediyorsa, ekonomik yönden geçimini hangi çalışmadan sağlıyorsa o çalışmaya üstünlük tanınması gereken çalışmadır.
Bu kapsamda; davacının, baskın çalışmasının araştırılarak 506 sayılı Yasa kapsamında (5510 sayılı Yasanın 4/1-a bendi) geçtiğinin kabulü halinde, aylık şartlarının 2928 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilip sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.
Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar kapsamında, araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının davacıya iadesine, 14.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.