Esas No: 2008/1358
Karar No: 2008/2625
Karar Tarihi: 15.05.2008
Alacaklar Ve Üçüncü Şahsın Elinde Haczedileln Mallar - Kanunun Zaman Bakımından Uygulanması - Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2008/1358 Esas 2008/2625 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2008/1358 E., 2008/2625 K.
16. Hukuk Dairesi 2008/1358 E., 2008/2625 K.
- ALACAKLAR VE ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ELİNDE HACZEDİLELN MALLAR
- KANUNUN ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI
- 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 89 ]
- 5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 7 ]
- 5252 S. TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ ... [ Madde 9 ]
"İçtihat Metni"
Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık ARİ hakkında açılan davanın sanığın ölümü nedenyile TCK"nun 64.maddesi gereğince düşürülmesine, mirasçıları davalılar hakkındaki tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, yasal süresi içerisinde müşteki vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 03.07.2007 gün ve 2007/2519 esas ve 2007/2619 karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verilmesi üzerine, müşteki vekili bu kez 17.09.2007 havale tarihli dilekçesiyle tashihi karar talebinde bulunmuş, Yargıtay C.Başsavcılığınca karar düzeltme talebi ile dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
MB isimli şahsın M.KB"da olan 9.766.430.300 TL. bedelli alacağının tahsili amacıyla İzmir 16.İcra Müdürlüğünün 1999/4919 (yenilenmekle 2002/8111) sayılı dosyası üzerinden yürüttüğü takip nedeniyle borçlu M.Kemal Balkanlı"nın İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 1999/1204 sayılı dosyasında 6.5.2003 tarihinde verilen karar gereğince Ali Rıza İnce"de olan faizsiz 90.084.554.945 TL. alacağının ve faizlerinin (29.983.573.300 TL.)"lik kısmına haciz konulduğunun üçüncü şahıs ARİ"ye "Birinci Haciz İhbarnamesi" ile bildirildiği, üçüncü şahıs ARİ"nin vekili aracılığıyla birinci haciz ihbarnamesine, "müvekkilinin borçluya karşı herhangi bir kesinleşmiş borcu yoktur." Gerekçesiyle 12.05.2003 tarihinde itiraz ettiği, şikayetçi vekilinin İzmir İcra Mahkemesine sunduğu 01.07.2003 tarihli dilekçe ile ARİ hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan cezalandırılması ve haciz ihbarnamesinde belirtilen 29.983.573.300 TL. ve işleyecek faizin tazminine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sonunda 26.05.2004 tarih, 2003/2970 esas ve 2004/1353 sayı ile beraatine karar verilmiş, şikayetçi vekilinin temyizi üzerine Yargıtay Yüksek 17.Hukuk Dairesinin 13.10.2005 gün ve 2005/1750-9656 sayılı kararıyla, özetle tazminat konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi ile 5358 sayılı Yasa ile İcra ve İflas Kanunu"da yapılan değişikliklerin 5237 sayılı TCK"nun 7. ve 5252 sayılı Kanun"un 9.maddesi dikkate alınmak suretiyle sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekçesiyle bozulmuş, 08.03.2006 tarihli oturumda bozmaya uyulmasına karar verilmiş, yürütülen yargılama sırasında 11.10.2006 tarihli celsede sanık vekili müvekkilinin vefat ettiğini bildirmesi nedeniyle şikayetçi vekilince tazminata ilişkin davanın ARİ mirasçılarına yöneltilebilmesi için süre istendiği, 28.12.2006 tarihli oturumda da mahkemece özetle "…
…Davalıya çıkartılan birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde Asliye Ticaret Mahkemesince verilen kararın henüz kesinleşmediği, tazminata ilişkin ilamların takibe konulabilmesi için her ne kadar kesinleşmeleri gerekmemekte ise de 6.5.2003 tarihinde verilen kararın 8.5.2003 tarihinde henüz yazılmadığı, karar ve ilam harcının yatırılmadığı, bu haliyle ilamın 8.5.2003 tarihi itibariyle infaz kabiliyetinin bulunmadığı ve itiraz tarihi olan 12.5.2003 tarihi itibariyle davalının hakikate aykırı beyanda bulunduğunun söylenemeyeceği, tazminat hakkının doğmadığı, her ne kadar tazminat hakkı mirasçılara yöneltilebilirse de davalının tazminatla sorumlu tutulması söz konusu olamayacağından davacı vekilinin bu yöndeki talebi yerinde görülmediğinden reddine" karar verildiği, şikayetçi vekilinin temyizi üzerinde Dairemizin 3.7.2007 tarih ve 2007/2519-2619 sayılı kararıyla hükmün onanmasına karar verildiği, şikayetçi vekilince bu kez tazminat istemi hakkında verilen karara karşı karar düzeltme talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde bulunan İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 6.5.2003 tarih, 1999/1204 esas ve 2003/286 sayılı kararında, davacı M.KKB davalı ARİ ve davanın da alacak olduğu ve daha önce verilen ret kararının Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 12.04.1999 gün ve 1999/590 esas, 1999/1339 karar sayılı bozma ilamına uyularak davanın kabulü ile toplam 90.084.554.945 TL. tazminat karşılığı paranın davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, temyizi üzerine Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 5.4.2004 gün, 2003/5345 esas ve 2004/1884 sayılı kararıyla onandığı taraf vekillerince karar düzeltme isteminde bulunulması nedeniyle dosyanın tekrar Yargıtay 15.Hukuk Dairesine gönderildiği, dosya Yargıtay"da iken Dairece 14.9.2004 tarih ve 2004/4337-4140 sayılı kararla, davacı asil M.KB ile vekilinin birlikte imzaladıkları dilekçe ile davadan feragat ettiklerini bildirmeleri nedeniyle Dairenin 5.4.2004 gün ve 2003/5345 esas, 2004/1884 sayılı onama kararının kaldırılmasına, kararın feragat nedeniyle bozulmasına karar verildiği, bozmadan sonra İzmir 3.Asliye Ticaret Mahkemesince davacı asil ve vekilinin 8.9.2004 günlü feragat dilekçesine istinaden davanın feragat nedeniyle reddine 27.10.2004 tarihinde karar verildiği anlaşılmıştır.
1- Genel hükümlere göre yargılamalarının yapılarak toplanan delillere göre bir hüküm verilmesi gerekmesine ve İİK"nun 89/4.maddesi uyarınca tazminat istemlerinin dosya içerisindeki nüfus kayıt örneğinden davalı ARİ"nin 11.08.2006 tarihinde öldüğünün belirlenmesi ile müşteki vekilinin 11.10.2006 tarihli oturumda tazminat yönünden davayı mirasçılara yönelteceklerini söylemesine ve davanın da mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalardan olmasına rağmen, mirasçılar yönünden davanın yürütülmesini sağlamak yerine, davalının tazminatla sorumlu tutulması söz konusu olamayacağı gerekçesiyle ölü davalı hakkında davanın yürütülmesi ile neticede reddine karar verilmesi,
2- Borçlu M.KKB ile 3.şahıs ARİ arasında İzmir Asliye 3.Ticaret Mahkemesinde görülen alacak davasının mahiyeti itibariyle kesinleşmesi beklenmeden, gerekçeli kararın yazılması dahi beklenmeden alacak davasının kabulüne dair kısa kararın dahi icra takibine konu yapılabilmesi mümkündür. Somut olayımızda, borçlu M.KB"nın 3.kişi ARİ aleyhine İzmir Asliye 3.Ticaret Mahkemesinde açtığı alacak davacının toplam 90.084.554.945 TL. tazminat karşılığı paranın davalıdan (ARİ"den) alınıp davacıya (M.KB"ya) verilmesine dair 6.5.2003 gün, 1999/1204 esas ve 2003/286 sayılı kararının Yargıtay 15.Hukuk Dairesinin 5.4.2004 tarih, 2003/5345 esas ve 2004/1884 sayılı kararıyla onandığı, taraf vekillerince karar düzeltme talebinde bulunması nedeniyle dosyanın Yargıtay 15.Hukuk Dairesine gönderilmesini takiben, henüz karar düzeltme istemi görüşülmeden davacı asil (M.KB ile vekilinin birlikte imzaladıkları 8.9.2004 tarihli dilekçe ile davadan feragat etmeleri üzerine anılan Dairece bu sebeple bozularak mahalline gönderildiği ve İzmir Asliye 3.Ticaret Mahkemesince de 27.10.2004 tarihinde feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay 15.Hukuk Dairesince tazminatın ödenmesine ilişkin kararın onamasından sonra davacının davadan feragat etmesi 3.şahıs ARİ"nin M.KB"ya borçlu olmadığını göstermez. Diğer bir anlatımla, İİK"nun 89/4.maddesine göre talep edilen tazminatın kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir.
Açıklanan nedenlerle, karar düzeltme isteminin KABULÜNE, Dairemizin 3.7.2007 tarih ve 2007/2519-2619 sayılı onama kararının tazminat istemine ilişkin bölümünün kaldırılmasına, İzmir 5.İcra Mahkemesinin 28.12.2006 tarih, 2005/3408 esas ve 2006/4310 sayılı kararının tazminat isteminin reddine ilişkin kısmının BOZULMASINA, 15.05.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.