Esas No: 2008/4898
Karar No: 2008/4957
Karar Tarihi: 7.7.2008
İtirazın Kabulüne Karar Verilmesine Rağmen Esas Hakkında Karar Vermeme - Taahhüdü İhlal - Yargılama Yapılmak Üzere Dosyanın Mahkemesine İadesi - Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2008/4898 Esas 2008/4957 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2008/4898 E., 2008/4957 K.
16. Hukuk Dairesi 2008/4898 E., 2008/4957 K.
- İTİRAZIN KABULÜNE KARAR VERİLMESİNE RAĞMEN ESAS HAKKINDA KARAR VERMEME
- TAAHHÜDÜ İHLAL
- YARGILAMA YAPILMAK ÜZERE DOSYANIN MAHKEMESİNE İADESİ
- 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 271 ]
- 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 309 ]
"İçtihat Metni"
Taahhüdü ihlal eyleminden borçlu M.R Oto hakkında yapılan yargılama sonucunda hapsen tazyik talebinin reddine dair Aydın İcra Mahkemesinin 21.11.2005 tarihli ve 2005/119-119 sayılı kararına yönelik itirazın kabulü ile İcra Mahkemesi kararının kaldırılmasına yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın gereği için Mahkemesine gönderilmesine ilişkin Aydın 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 14.02.2006 tarihli ve 2006/115 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre; İcra Mahkemesince verilmiş bulunan karara karşı yapılan itirazın kabul edilerek kaldırılmasına karar verilmiş olunmasına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 271/2.maddesi hükmü doğrultusunda itirazın konusu hakkında bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yeniden duruşma açılmak suretiyle karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemekle kararın 5271 sayılı CMK"nun 309.maddesi uyarınca bozulması lüzumu, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 17.04.2008 gün ve 22544 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay C.Başsavcılığının 02.05.2008 gün ve K.Y.B.2008/95355 sayılı tebliğnamesiyle istenilmiş olmakla,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.11.2006 tarih ve 2006/220-231 sayılı kararında da açıklandığı üzere "1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK.nun "Tanımlar" başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının (L) bendinde disiplin hapsinin tanımı; "kısmi bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, ön ödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartlı salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adli sicil kayıtlarına geçirilemeyen hapsi ifade eder." olarak yapılmıştır..... "disiplin hapsi ve hapsen tazyik yaptırımı 5237 sayılı TCK.nunda düzenlenen yaptırımlardan farklı niteliktedir. Bu nedenle de, duruşma açılarak yapılan bir yargılama sonunda verilmelerine karşılık, 2004 sayılı İİK.nun 353/1. maddesinde yasa yolu olarak itiraz yasa yolu öngörülmüştür. Anılan hükümler gözetildiğinde, gerek disiplin hapsi gerekse hapsen tazyik yaptırımı tayin edilen kararlar, CMK.nun 223. maddesinde belirtilen "hüküm" niteliğinde değildirler ve bunlar hakkında hükümler için öngörülen yargılama kuralları uygulanamaz." şeklinde yapılan değerlendirmeden de anlaşılacağı üzere, İcra ve İflas Kanununda müeyyidesi disiplin hapsi ve tazyik hapsi olarak saptanan eylemlerin kabahat olduğu belirtilmiştir.
İcra ve İflas Kanununda İcra Mahkemesinin itiraza tabi verdiği kararlara itirazın 5358 sayılı Yasa ile değişik İİK.nun 353/1. maddesi uyarınca yedi gün içerisinde yargı çevresinde bulunduğu Ağır Ceza Mahkemesine yapılması gerekmekte olup, bu anlamda Ceza
Muhakemesi Kanunundaki sistemden ayrıldığı, Ceza Muhakemesi Kanunundaki itiraz kanun yolu bir suç muhakemesi sonucunda verilen yargı kararları için olduğu, nitekim anılan kanunun "İtiraz usulü ve inceleme merciileri" başlıklı 268. maddesinde kararına itiraz edilecek ve itirazı inceleyecek mahkemeler Sulh Ceza, Asliye Ceza, Ağır Ceza ve Bölge Adliye Mahkemesi olarak belirlendiği, buna karşılık İcra ve İflas Kanununda, İcra Mahkemesinin itiraza tabi verdiği disiplin hapsi ve tazyik hapsine ilişkin kararlar, dar ve teknik anlamda "suç" karşılığı verilen kararlar olmadığı, İcra ve İflas Kanunu"nun 353/1. maddesi uyarınca icra mahkemesince verilen itiraza tabi kararlara itirazın yedi gün içerisinde doğrudan Ağır Ceza Mahkemesine yapılması ve itiraz hakkında Ağır Ceza Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekte ise de, bu durum yargılaması tamamlanmış, herhangi bir delil ya da sair araştırma ihtiyacı bulunmayan haller içindir. Oysa ki somut olayda icra mahkemesince 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun 349. ve 350.maddelerine göre İcra Mahkemesince duruşma açılarak yargılama yapılması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekmekte iken mahkemece duruşma açılmaksızın, sanığın savunma hakkı da kısıtlanmak suretiyle evrak üzerinden verilmiş karar sözkonusudur. Ağır Ceza Mahkemesince itirazın kabulünün gerektiğinin düşünülmesi halinde aynı zamanda borçlu sanığın taahhüdü ihlal eyleminden dolayı İİK.nun 340. maddesi gereğince üç aya kadar tazyik hapsi cezası ile cezalandırılmasına da karar vermesi zorunluluğu nedeniyle borçlu hakkında duruşma açılarak yargılama yapılması gerekmektedir. Bu durum ancak suç muhakemesi sonucunda verilen yargı kararları için olduğu ve 5271 sayılı CMK.nun 270. maddenin 1. fıkra 1. cümlesinde dayanak bulduğu, oysa ki yukarıda da açıklandığı üzere, icra mahkemesince itiraza tabi olarak verilen disiplin hapsi ve tazyik hapsi kararları "suç" karşılığı verilen kararlar olarak kabul görmemektedir.
Konunun bir kez de Kabahatler Kanunu yönünden irdelenmesinde ise, anılan Kanunun "itiraz yolu" başlıklı 29. maddesinde, "(1) Mahkemenin verdiği son karara karşı, yargı çevresinde yer aldığı Ağır Ceza Mahkemesine itiraz edilebilir. Bu itiraz, kararın tebliği tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yapılır. (2) İtirazla ilgili karar, dosya üzerinden inceleme yapılarak verilir. (3) Mahkeme, her bir itirazla ilgili olarak "itirazın kabulüne" veya "itirazın reddine" karar verir…
….." hükmü getirilmiştir. Görüldüğü üzere Kabahatler Kanununda da itirazı inceleyecek Ağır Ceza Mahkemesinin "itirazın kabulüne" veya "itirazın reddine," karar verir şeklinde düzenleme getirilmiştir. Ancak itirazın kabulüne karar vermesi halinde itirazın konusu hakkında da bir karar vermesi gerektiği hususunda bir düzenleme yok ise de, itirazı kabul eden Ağır Ceza Mahkemesinin bu yönde hüküm oluşturması gerektiği de kuşkusuzdur. Diğer taraftan aynı maddenin 2. fıkrasındaki "itirazla ilgili karar, dosya üzerinden inceleme yapılarak verilir." amir hükmü gözetildiğinde, itiraz merciinin delil toplama ve sanığın savunmasını alması gibi yargılamayı gerektiren hususları yerine getirmesi de beklenmemelidir.
Öte yandan, bir ihtisas mahkemesi olan icra mahkemesince yerine getirilmesi gereken delil toplama ya da sair araştırmanın yapılmasını itiraz mercii olan Ağır Ceza Mahkemesinden beklemek, zaten yoğun iş yükü altında bulunan mahkemeyi kendi asıl işlevinden uzaklaştırılmasına, yargı hizmetlerinin aksamasına, ve giderek adalet duygusunun zedelenmesine yol açabilecektir.
Açıklamalar çerçevesinde İcra Mahkemesinden verilen itiraza tabi kararlara İİK.nun 353/1. maddesi uyarınca itiraz mercii olarak bakan Ağır Ceza Mahkemesince itirazın kabulüne karar verilmesi durumunda itirazın konusu hakkında da bir hüküm kurmak zorundadır. Ancak dosyada toplanması gereken delil, araştırma ya da borçlu sanığın savunmasının alınması veya meşruhatlı duruşma davetiyesi gönderilmesi gibi hususların yerine getirilmesi zorunluluğunun bulunduğu hallerde ise, itirazın kabulü ile birlikte bu noksanlıkların tamamlanmasını özel ihtisas mahkemesi olan İcra Mahkemesinden talep etmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, nitekim somut olayda, İcra Mahkemesince borçlu sanığa duruşma davetiyesi tebliğ edilmeden, yargılama yapılmadan dosya üzerinden verilmiş hapsen tazyik talebinin reddi kararı söz konusudur. Bu eksikliğin tamamlanmasının yargılamayı gerektirdiği gözetildiğinde, Aydın 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 14.02.2006 tarih ve 2006/115 değişik iş sayılı kararına karşı kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, sair işlemlerin mahallinde ifasına, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 7.7.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.