Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/6457
Karar No: 2007/22
Karar Tarihi: 29.01.2007

Kadastro Mahkemesinin Görevi - Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2006/6457 Esas 2007/22 Karar Sayılı İlamı

 

 

16. Hukuk Dairesi 2006/6457 E., 2007/22 K.

16. Hukuk Dairesi 2006/6457 E., 2007/22 K.

  • KADASTRO MAHKEMESİNİN GÖREVİ

 

  • 3402 S. KADASTRO KANUNU "KANUN NO" - "R.G.NO" - "YAYIM TARİHİ"

"İçtihat Metni"

Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:

Kadastro çalışmaları sırasında 645 parsel sayılı 31100 metrekare yüz-ölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar adına tespit edilmiştir. 3402 sayılı Yasa"nın geçici 5. maddesinde 5304 sayılı Yasa"nın 12. maddesi ile yapılan değişiklik uyarınca komisyon kararının ilgililerine tebliği için yapılan askı ilan süresi içerisinde davacı Hazine vekili, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğuna dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanunu yürürlüğe girmeden önce 766 ve 2613 sayılı Kanun hükümlerine göre kurulmuş komisyonlara intikal etmiş ve edecek itirazların bu komisyonlarca sonuçlandırılıp, 3402 sayılı Yasa"nın değişik geçici 5. maddesi gereğince askı ilanına çıkarılması halinde, önceden tutanağa

itiraz etmeyen kişilerin askı ilan süresi içerisinde açtıkları davaya Kadastro Mahkemesinde bakılamayacağı, bir diğer ifade ile 3402 sayılı Kadastro Ka-nunu"nun 5304 sayılı Kanun"un 12. maddesi ile değişik geçici 5. maddesi hükmü uyarınca tutanağın yeniden askı ilanına çıkarılmasının tutanağa itiraz etmeyenlere yeni bir hak bahşetmeyeceği gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine, dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ise de; değerlendirme dosya kapsamına ve yasa hükümlerine uygun düşmemektedir.

Bilindiği üzere, 766 sayılı Tapulama Kanunu"na göre düzenlenen tutanaklar, aynı Yasa"nın 26. maddesi gereğince askıya çıkarılmakta, askı ilanı süresi içinde yapılan itirazlar 28. madde gereğince kurulan komisyonlarca incelenip karara bağlanmakta, bu karar Tapulama Müdürü tarafından itiraz eden ile lehine tapulama tespiti yapılana Tebligat Kanunu hükümleri uyarınca tebliğ edilmekte idi. Komisyon kararına karşı dava açma süresinin bu tebliğinden başlayacağı kanunda açıkça vurgulanmıştır. Tebligatların haklı olarak ilgililere farklı zamanlarda yapılması, tatbikatta karışıklıklara neden olmuş, tutanak bazı kişiler yönünden kesinleştiği halde, bazı kişiler yönünden kesinleşmediği gibi sonuçlar ortaya çıkarmış, bu da açılacak davalara bakacak mahkemenin belirlenmesinde uyuşmazlıklara neden olmuştur. Ayrıca tebligat için ödenek bulunamaması da komisyon kararlarının senelerce ilgililere ulaş-tırılamamasına ve uyuşmazlıkların sürüncemede kalmasına yol açmıştır.

3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun hazırlanması sırasında bu sakıncaları nazara alan Kanun Koyucu; tanzim edilen tutanakların ve bu tutanaklarla ilgili komisyon kararlarının 30 gün süre ile ilana çıkarılacağını, bu ilanının ilgili gerçek kişilere kamu ve özel hukuk tüzel kişilerine şahsen yapılmış tebliğ niteliğinde bulunduğunu, itirazı olanların askı ilan süresi içerisinde dava açabilecekleri genel kuralını benimsemiş, kanunun geçici maddesinde de wbu kanunun yürürlüğe girmesinden önce 766 ve 2613 sayılı Kanun hükümlerine göre kurulmuş komisyonlara intikal etmiş veya edecek itirazlar bu komisyonlarda bu kanun hükümlerine göre sonuçlandırılır. Tebligatlar ve ilanlar 766 ve 2613 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılır/" hükmü ile de komisyonlara intikal etmiş veya edecek itirazlar yönünden eski uygulamanın devam edeceğini belirtmiştir. Ne var ki aradan geçen zaman içerisinde (bir kısım itirazlar için bile olsa) eski uygulamanın devamına imkan vermenin, eski sakıncaların artarak devamına imkan vermek anlamına geldiği anlaşılmış, bunun üzerine kanun koyucu 22.02.2005 tarih 5304 sayılı Kanun"un 12. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun geçici 5. maddesini "bu kanun yürürlüğe girmesinden önce 766 ve 2613 sayılı Kanun hükümlerine göre kurulmuş komisyonlara intikal etmiş veya edecek itirazlar bu komisyonlarda bu kanun hükümlerine göre incelenip askı ilanına alınarak sonuçlandırılır." şekline dönüştürülerek Tebligat Kanunu"na göre tebliğden vazgeçip, Yasa"nın temel ilkesi olan Hanen duyuru yolunu seçmiştir. Kanun koyucu tarafından seçilen bu yol, aynı parsel hakkında askı ilan süresinde açılacak tüm davaların Kadastro Mahkemelerinde görülmesini, kısa zamanda en az masrafla en doğru şekilde sonuçlanmasını ve tarafların ibraz edeceği delillerin bir bütün olarak tartışılıp sonuca ulaşılmasını sağlayacak bir yoldur. Aksinin düşünülmesi 766 sayılı Kanun"un 28. maddesinin ortaya çıkardığı tüm olumsuzlukların devamına imkan sağlamak anlamı taşımaktadır. Bir başka anlatımla 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun geçici 5. maddesi gereğince yapılan ilanı itiraz edenlere tebliğ hükmünde sayıp, itiraz etmeyenlere Kadastro Mahkemesinde dava hakkı tanımamak hukukun savunulması ve kabul edilmesi mümkün olmayan sonuçlar doğuracaktır. Şöyle ki; 766 sayılı Yasa"nın yürürlüğü sırasında tanzim edilen tutanağa itiraz edilip, itirazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun geçici 5. maddesi gereğince incelenip komisyon kararı ve tutanağın askıya çıkarılması durumunda, itiraz edenlerin askı ilanı içerisinde açacağı (örneğin tescil davası) dava Kadastro Mahkemesinde, tutanak kesinleşmemiş olmasına rağmen tutanağa itiraz etmeyen Hazine"nin açtığı (tescil veya tescile itiraz davası) dava Asliye Hukuk Mahkemesinde görülecektir. Bu kabul şekli, kanun koyucunun anlatmaya çalıştığımız amacına uygun olmadığı gibi, Anayasa ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun yargılamanın kısa zamanda en az masrafla sonuçlandırılması gerektiği yolundaki kurallarına ve askı ilanı süresinde açılacak davaların Kadastro Mahkemesinde görüleceğine dair 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 11. maddesi hükmüne de açıkça aykırıdır. Zira 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun hiçbir maddesinde askı ilanı süresinde Kadastro Mahkemesinde dava açabilmek için önceden itiraz etmiş olma şartı aranmamıştır.

Müşahhas olayda tutanak 17.06.1956 tarihinde tanzim edilmiş, tutanağa Rizko"nun yaptığı itiraz 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun geçici 5. maddesi gereğince incelenip tutanak ve komisyon kararı 23.08.2005 tarihi ile 22,09.2005 tarihinde askıya çıkarılmış, tutanağa itiraz etmeyen Hazine, 06.09.2005 tarihinde ve askı ilan süresi içerisinde dava açmıştır. Mahkemece 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun geçici 5. maddesi gereğince yapılan ilanın itiraz edenlere tebliğ hükmünde olduğu ve itiraz etmeyenlere dava açma hakkı vermeyeceği gerekçesi ile davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Yukarıda etraflıca yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, mahkemenin bu kabul şekli kanun koyucunun amacına ve 3402 sayılı Yasa"nın amir hükümlerine aykırı bulunmaktadır. Bu durumda, taraflardan iddia ve savunmaları ile ilgili tüm delilleri istenip, gerekli değerlendirmenin yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Mahkemenin görevsiz olduğundan bahisle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 29.01.2007 gününde oybirliği ile karar verildi.
 

 

 



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi