22. Ceza Dairesi 2015/11907 E. , 2016/6818 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, kararların nitelik, cezaların türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre, sanık ..."in, 29/08/2011 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında; sanık hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı TCK"nın 64/1 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca düşürülmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
II-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince ;
1-Sanığın soruşturma aşamasında başka bir olay sebebiyle yakalandığında; mağdura ait evden diğer sanık ... ile birlikte hırsızlık yaptığını belirtip çaldığı eşyaları sakladığı yeri göstererek mağdura teslimini sağladığı, mağdurun soruşturma aşamasında evinden çalındığını belirttiği kahverengi keten yazlık elbise, iki adet mont ve boş valiz gibi eşyaların sanık tarafından teslim edilen eşyalar arasında bulunmamasına karşın mağdurun 21.03.2005 tarihli oturumda alınan beyanında çalınan eşyaların sanığın Soma"daki evinde bulunduğunu, bu nedenle şikayetçi olmadığını belirttiği, ancak mağdura ait evden çalınan eşyaların tamamının iade edilip edilmediğinin tespit edilmediği gibi bu hususun mağdurdan da açıkça sorulmadığının anlaşılması karşısında; mağdura, evinden çalınan eşyaların tamamının iade edilip edilmediği sorularak, iade edildiğinin anlaşılması halinde sanık hakkında 765 sayılı TCK"ya göre kurulan hükümde 523, 5237 sayılı TCK"ya göre kurulan hükümde 168/1. maddeleri uyarınca indirim yapılarak lehe yasa değerlendirilmesi yapılması gerektiği, mağdura ait evden çalınan eşyaların tamamının iade edilmediğinin anlaşılması halinde ise, mağdura kısmi iadeye rıza gösterip göstermediği sorularak, sonucuna göre lehe yasa karşılaştırması sırasında 5237 sayılı Yasa"nın 168. maddesiyle uygulama yapılıp yapılmayacağının karar yerinde değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Mağdurun şikayetçi olmaması ve birden fazla kişi ile birlikte konut dokunulmazlığını bozma suçunun gerçekleştirilmesi sebebiyle konut dokunulmazlığını bozma suçunun uzlaşma kapsamında kalmadığı da gözetilerek,
sanığın eylemine uyan 765 sayılı TCK"nın 493/1, 523(koşullarının gerçekleşmesi durumunda), 59/2, 81/2-3. maddeleriyle, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK"nın aynı suça uyan 142/1-b, 143, 168/1 ya da 168/1-4(koşullarının gerçekleşmesi durumunda), 62; 116/1-4,119/1-c 62. maddelerinde öngörülen cezaların alt ve üst sınırları bakımından, anılan Yasanın 7/2, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddeleri ışığında; lehe olan yasanın uygulamaya göre belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-765 sayılı TCK"nın 29/son maddeleriyle temel cezanın belirlenmesinde, izlenmesi gereken yöntem açık ve denetime imkan tanıyacak bir biçimde ortaya konulmuştur. Buna göre somut olayda ilgili suç tanımında belirtilen cezanın alt ve üst sınırı arasında ceza tayin edilirken cezanın belirlenmesine ilişkin madde hükmündeki hususlar dikkate alınacak ve somut gerekçeler de belirtilmek suretiyle kanundaki cezanın alt ve üst sınırı arasında takdir hakkı kullanılacaktır. Bu düzenleme ile soyut gerekçelerle cezanın alt ve üst sınırdan belirlenmesi şeklindeki yanlış uygulamanın önüne geçilmek istenmiştir. Hakimin temel cezayı belirlerken değindiği gerekçesi, suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araç, suç konusunun önem ve değeri, suçun işlendiği zaman ve yer, fiilin diğer özellikleri, zararın veya tehlikenin ağırlığı, kastın veya taksirin yoğunluğu, suç sebepleri ve saikleri, failin amacı, geçmişi, şahsi ve sosyal durumu, fiilden sonraki davranışı gibi hususlar ile dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerin isabetle değerlendirildiğini gösterir biçimde yerinde ve yeterli olmalıdır. Ceza hukukunun temel ilkelerinden olan cezanın şahsileştirilmesi kuralının da amacı ceza ve sanık arasında uygun dengeyi sağlamaktır. İki sınır arasında cezayı belirleme hakime ait ise de, bu yetkinin kullanılmasında adalet ve nesafet kurallarına bağlı kalınması ve bu bağlamda; Suçun işleniş şekli, önemi, sebepleri, kanun ve nizamlara muhalefet derecesi, kastın yoğunluğu, sanığın sosyal durumu, geçmişi, topluma kazandırılması hususlarının göz önünde tutulmasının yanında bu konudaki gerekçenin dosya ile uyumlu olması da zorunludur. Sanığın mağdura ait eve gece vakti girerek bir kısım eşyaları alması şeklinde gerçekleşen somut olayda, temel ceza belirlenirken, eksik ve yerinde olmayan gerekçe ile işlenen fiilin ağırlığıyla orantısız olacak şekilde en üst sınırdan ceza tayini,
4-Kabule ve uygulamaya göre de;
a-)Sanık hakkında lehe yasa değerlendirmesi sırasında 5237 sayılı TCK"nın 142/1-b, 116/1 ve 151. maddelerinde düzenlenen hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçlarından kurulacak hükümler ile ilgili olarak yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden en üst oranda ceza belirlenmesi suretiyle karşılaştırmanın yapılması, .
b-) Sanık hakkında lehe yasa değerlendirmesi sırasında 5237 sayılı TCK"ya göre yapılan karşılaştırma sırasında mağdurun şikayetçi olmaması sebebiyle sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 151. maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçundan hüküm kurulamayacağının düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ile sanıklar ... ve ... müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sanık ... hakkında diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin isteme uygun olarak BOZULMASINA, 27/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.