20. Hukuk Dairesi 2016/2886 E. , 2016/3374 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada....Asliye Ticaret ve...Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, davalının sigortalısına, hırsızlık neticesinde meydana gelen zararın ödenmesi üzerine, ihmali suretiyle zarara neden olan davalı güvenlik şirketinden sigortalısına yapılan ödemenin tahsili istemine ilişkindir.
.... Asliye Ticaret Mahkemesince, davacı ile davalı arasında bir ticari ilişki bulunmadığı, uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
... Asliye Hukuk Mahkemesince ise, tarafların tacir olduğu, uyuşmazlığın aralarındaki güvenlik ilgili ticari işten kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
TTK m. 1301’de düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK"nın 1301. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz"î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. - 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir.17.01.1972 tarih ve 1970/2 E. - 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise, o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44 üncü maddesine (TBK m. 52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarihli ve 37 E./9 K. Kararına göre de "Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir."
2016/2886 - 2016/3374
Somut olayda, davacı vekili, dava dışı ... A.Ş"nin "..." adresinde bulunan inşaat malzemelerinin davacı nezdinde sigortalı poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, şantiyede 11/01/2013 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı sebebiyle meydana gelen hasar için davacı şirket tarafından sigortalısına ödeme yapıldığını, sigortalı ile yapılan sigorta poliçesine göre hasar bedelini ödeyen müvekkil şirketin sigortalısının haklarına halefi olduğunu, davalı ile sigortalı aralarında Istwest projesi gözetleme ve danışmanlık hizmetleri kapsamında davalı şirketin güvenlik tedbirlerini almakla görevli bulunduğu halde gerekli tedbirleri almadığından meydana gelen hırsızlık olayında ihmali ve sorumluluğu bulunduğunu ileri sürerek, sigortalıya ödenen bedelin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmektedir.
Uyuşmazlık, haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Ancak, davacının sigorta şirketi, davalının tacir ve dava dışı sigortalının da tacir olmasına göre, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 33. Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 16/03/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi.