Davacı, 1.1.1987 tarihinden itibaren SSK"lı olduğu süreler haricinde tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği 01.01.1987 tarihinden 21.05.2002 tarihine kadar 2926 sayılı Yasaya tabi tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitini istemiştir
Mahkemece davacının 01.01.1987-24.05.2006 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla “kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Yapılan incelemede davacının Ziraat Odası, Tarım Kredi Kooperatifi ve Fındık Tarım Satış Kooperatifi kaydının olmadığı, üzerine kayıtlı zirai arazisinin bulunmadığı, davacının sattığı ürün bedelinden yapılmış prim kesintisinin ve prim ödemesinin bulunmadığı, tarımsal kredi kullanmadığı, 1.9.1987-30.4.1988 tarihleri arasında165 gün, 15.5.1988-30.6.1988 tarihleri arasında 20 gün SSK’lı çalışmasının bulunduğu, 1.1.1987 tarihinde tarım Bağ-Kur’a kayıt ve tescil edilip, Kurum’ca 1.9.1987 tarihinde SSK"na tabi olarak çalışmaya başlaması nedeniyle kaydının1.9.1987 tarihi itibariyle terkin edildiği, 1.6.2006 tarihinde yeniden tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiği görülmektedir.
Davacının 1.9.1987 tarihinden sonraki dönemde prim kesintisi ve ödemesi bulunmadığı gibi 2926 sayılı Yasa"nın 10. maddesinde belirtilen kayıtlar da olmadığından tarımsal faaliyet bu madde kapsamında kanıtlanamadığından mahkemece 1.9.1987-24.5.2006 tarihleri arasındaki dönemin talepte aşılmak suretiyle soyut muhtar ve tanık beyanına dayalı olarak kabul edilmesi, ayrıca 1.1.1987-1.9.1987 tarihleri arasındaki dönem yönünden taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı ve hukuki yarar olmadığı halde bu dönemle ilgili tesbit kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 26.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.