Esas No: 2006/213
Karar No: 2006/1142
Karar Tarihi: 23.02.2006
Kadastro Tespitine İtiraz - Mahalli Mahkemelerde Görülmekte Olan Davaların Devri - Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2006/213 Esas 2006/1142 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2006/213 E., 2006/1142 K.
16. Hukuk Dairesi 2006/213 E., 2006/1142 K.
- KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
- MAHALLİ MAHKEMELERDE GÖRÜLMEKTE OLAN DAVALARIN DEVRİ
- 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 14 ]
- 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 27 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Yargıtay bozma ilamında özetle: "Köy halkından bir ya da bir kaç kişi dava açtığından mer"adan yararlanma hakkını istediklerinden, korunmaya değer yararlarının varlığının kabulü gerektiğinden mahkemece işin esasına girilerek yöntemine uygun şekilde mer"a araştırması yapılıp sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; çekişmeli parsellerin tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı İsmail tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davaya konu parsellerin tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve zilyetlikle mülk edinme şartlarının davalılar yararına gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Davacı İsmail 16.05.2003 tanzim ve havale tarihli dilekçe ile Asliye Hukuk Mahkemesine müracaat ederek davalıların kadim köy mer"asına vaki müdahalelerinin men"ini talep etmiştir.
Yargılamanın devamı sırasında taşınmazların bulunduğu bölgede kadastro çalışmalarının başlaması ve taşınmazlarla ilgili tutanakların düzenlenmiş olması sebebiyle dosya görevsizlik kararıyla kadastro mahkemesine devredilmiş Mahkemece yapılan yargılama sonunda; yukarda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur. Hukuk Mahkemelerinden devredilen dosyalarda yapılması gerekli en önemli iş; Asliye Hukuk Mahkemesine verilen dava dilekçesinin mahalline uygulanıp kapsamının belirlenmesi, bir başka ifadeyle davanın hangi parsellere yönelik olduğunun tespiti işlemidir. Mahkemece dava dilekçesinin mahalline uygulanıp kapsamının belirlenmemesi ve davanın sınırlarının tespit edilmemesi doğru değildir. Ayrıca tespitten önce açılmış bir dava bulunduğuna göre dilekçe kapsamındaki taşınmazların tutanaklarının malik hanesinin açık bırakılması gerekir. Davaya rağmen tutanakların malik hanesinin doldurulması hiçbir hukuki sonuç meydana getirmez. Tutanakları açık bulunan parsellerle ilgili yargılamada ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 30/2. maddesi gereğince taşınmazların gerçek malikinin araştırılıp kesin olarak belirlenmesi gerekir. Mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmamış olması da isabetli bulunmamaktadır. Bu tür eksik ve yetersiz soruşturmaya dayanılarak karar verilemez. Doğru sonuca varılabilmesi için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen komşu köylerde ikamet edip davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları huzuruyla keşif icra edilmelidir. Keşif sırasında Asliye Hukuk Mahkemesine verilen dava dilekçesi, davalıların dayanağını oluşturan vergi kaydı, varsa mer"a tahsis kaydı ve haritası uygulanıp kapsamları belirlenmeli, dinlenecek yansız bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazların ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, öncesinin kamu orta malı mer"a niteliği taşıyıp taşımadığı ve çevresinde kamu orta malı mer"a bulunup bulunmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmak, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, yargılama sırasında toplanan delillerin tutanakların edinme sebebi sütununda yazılı beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilip aykırılığın giderilmesine çalışılmalı, beraberde götürülecek teknik bilirkişiye uygulanan kayıtların kapsamını belirtir ve keşfi takibe imkân verir kroki düzenlettirilmeli, uzman ziraat mühendisinden veya mühendisleri kurulundan arazinin niteliğiyle ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmaması isabetsiz olduğu gibi Asliye Hukuk Mahkemesinden devredilmiş olmasına rağmen 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 27 ve 11. maddeleri gereğince askı ilanları yapılmadan duruşmaya başlanması, bozmadan önce yapılan keşif sırasında bilgisine başvurulan uzman bilirkişi raporunda taşınmazlar üzerinde ardıçtık ve hali olarak bırakılmış bir alanın varlığından bahsedildiği halde, bu bölümün Hazine adına tescil edilip edilmeyeceği hususunun araştırılıp tartışılmaması da usul ve yasaya aykırı temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün (BOZULMASINA), 23.02.2006 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.