3. Hukuk Dairesi 2016/1128 E. , 2017/8075 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkiline, evlenirken gerek kendi ailesi, gerek davalı tarafından 8.040,00 TL değerinde 22 ayar 20"şer gr 5 adet bilezik, 502,50 TL değerinde 14 ayar 10 gr 1 adet bilezik, 753,75 TL değerinde 14 ayar 15 gr 1 adet kelepçeli bilezik, 1.558,70 TL değerinde 11 adet çeyrek altın, 100,00 TL değerinde 18 ayar 10 gr 2 adet yüzük, 200,00 TL değerinde 1 adet 14 ayar künye, 100,00 TL değerinde 1 adet küpenin hediye edildiğini; davalının, müvekkilini ortak konuttan apar topar attığını, ortak konuta bir daha girmesine izin vermediğini, altınların davalıda kaldığını ileri sürerek; ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde değeri olan 11.254,95 TL"nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde belirtilen hususları kabul etmediklerini,.... 4. Aile Mah."nin 2011/1084-2013/186 E.K. Sayılı boşanma dosyasında kusurlu olan tarafın davacı olduğunu; müvekkilinin ziynet eşyalarını evlilik birliği içinde ve süresinde müşterek aile ihtiyaçlarını karşılamak üzere kullandığını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
TMK"nun 6.maddesi hükmü uyarınca;"Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür." Gerek doktrinde; gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.
Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır.
Somut olayda ise; davalı yan davaya cevap dilekçesinde, bazı ziynet eşyalarının müşterek aile ihtiyaçları nedeni ile bozdurulduğunu, yargılama sırasında alınan kuyumcu bilirkişi raporuna davalının itirazında sadece resim ve CD’lerde görünen altınlara itibar edilerek karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir. Davalının bu beyanlarına göre ispat yükü davalıya geçmiştir. Anılan ilkelere göre, davalı; cevap dilekçesinde söz ettiği bozdurulan ve bilirkişi raporuna itirazında beyan etmiş olduğu ziynet eşyalarını davacıya iade etmek zorundadır.
Davalı, bir kısım ziynetlerin bozdurulduğunu kabul etmiştir. Ancak, bu ziynetlerin davacının rızası ile bozdurulup, geri verilmemek üzere kendisine verildiği ve harcandığı hususunu ise kanıtlayamamıştır. Mahkemece, en azından davalının kabul ettiği altınlar yönünden davanın kabulü gerekirken; davanın tümden reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.