MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

1973 yılında yapılıp, 16.03.1974 ilâ 15.04.1974 tarihleri arasında ilân edilen genel arazi kadastrosu sırasında, ..., 820 parsel sayılı 37533,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 435 parselin miktar fazlası olması nedeniyle Hazine adına tespit edilmiş; itirazı komisyonda reddedilen ... ve arkadaşlarının kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açması üzerine,... Mahkemesinin 24.05.1985 tarih ve 1976/471 – 1985/315 sayılı kararıyla, parselin krokide (B) harfi ile belirtilen 20000,00 m² yüzölçümündeki bölümünün ..., krokide (A) harfi ile gösterilen 17533,00 m² yüzölçümündeki bölümünün ise Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle, hüküm, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 28.03.1988 tarih ve 1987/10697 – 1988/5441 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmesi üzerine, 820 parsel sayılı taşınmaz, 1117 ve 1118 parsel sayılarıyla iki parçaya ifraz edilmiş; tapulama mahkemesinin kararına konu krokide (B) harfi ile gösterilen bölüm, 1117 parsel sayısıyla Hazine adına; (A) harfi ile gösterilen bölüm ise, 1118 parsel sayısıyla ... adına tapuya tescil edilmiş; dava konusu 1117 sayılı parsel, daha sonra yine dava tarihinden önce miktar tashihi ile 17840,86 m² yüzölçümüne çıkartılmış ve 15.03.2007 tarihinde iki parçaya ifraz edilmiş; 11846,86 m² yüzölçümündeki bölümü 1436 parsel sayısını alarak ... niteliğiyle, 5994,00 m² yüzölçümündeki bölümü ise, 1117 parsel sayısıyla tarla niteliğiyle Hazine adına tapuya tescil edilmişlerdir.
Davacı Orman Yönetimi, 03/10/2007 havale tarihli dava dilekçesi ile, ..., 1117 parsel sayısıyla davalı Hazine adına tapuda kayıtlı taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline ve davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesi istemleriyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu 1117 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporlarına ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 11846,86 m² yüzölçümündeki bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına ve elatmanın önlenmesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı Orman Yönetimi ile davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmekle Yargıtay ..Hukuk Dairesinin 23/09/2013 gün 2013/5825 - 8248 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""Mahkemece, 1117 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporlarına ekli krokide (B) harfi ile gösterilen 11846,86 m² yüzölçümündeki bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş ise de, verilen karar usûl ve kanuna aykırı olduğu 1117 parsel sayılı 17840,86 m² yüzölçümündeki taşınmazın, dava
2015/7666 - 2016/3388
tarihinden önce 15.03.2007 tarihinde 2 parçaya ifraz edildiği; 11846,86 m² yüzölçümündeki bölümü, 1436 parsel sayısını alarak..niteliğiyle, 5994,00 m² yüzölçümündeki bölümü ise, 1117 parsel sayısıyla tarla niteliğiyle Hazine adına tapuya tescil edildiği ve davalı Hazine vekilinin 03.12.2007 tarihli dilekçesiyle dava konusu 1117 parsel sayılı taşınmazın ifraz edildiğini bildirmesine rağmen, mahkemece dava konusu 1117 sayılı parselin ifrazdan sonraki tapu kaydı getirtilmeden ve 1117 parsel dava tarihinden önce ifraz edildiği halde, ifraz edilmeden önceki yüzölçümüne göre inceleme yapılıp ve ifrazdan önceki yüzölçümü baz alınarak hüküm kurulduğu, davacı Orman Yönetimi tarafından 03.10.2007 tarihinde 1117 parsel sayısı verilerek dava açıldığına göre, dava tarihinden önce 15.03.2007 tarihinde ifraz edilen 1117 parselin, ifrazdan önceki yüzölçümüne göre inceleme yapılıp ve bu yüzölçümü baz alınarak uygulama yapılmasının doğru olmadığı, öncelikle 1117 sayılı parselin ifrazına dair belgeler ve ifraz krokisi dosyaya getirildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ile ifraz krokisi ölçekleri denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktasını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması; bilirkişilere tahdit hattı ile irtibatlı müşterek kroki düzenlettirilmesi ve halen tapuda 5994,00 m² yüzölçümüyle kayıtlı olan 1117 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davacı Orman Yönetiminin davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1744 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 13.04.1982 tarihinde ilân edilen, itirazlı yerlerde ise 27.06.1983 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2. madde uygulaması, daha sonra 4999 sayılı Kanunun 9. maddesi uyarınca yapılıp 26.08.2005 tarihinde ilân edilerek kesinleşen düzeltme işlemi vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 16/03/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.