Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/8112
Karar No: 2016/3401
Karar Tarihi: 17.03.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2014/8112 Esas 2016/3401 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2014/8112 E.  ,  2016/3401 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı , davalılar ..., ..., ... ve arkadaşları, müdahil ..., davalılar ..., ..., ..., davalılar ... ile ... mirasçıları, davalı-müdahil ve davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R


Kadastro sırasında ... Köyü ;
1532 parsel sayılı 14100 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Haziran 1961 tarih 40, 41 ve 43 sayılı tapu kayıtları ile ... ve arkadaşları adlarına tespit edilmiş, ancak, Asliye Hukuk Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasında görülen men’i müdahale ve kal" davası nedeniyle malikhanesi açıktır.
1533 parsel sayılı 372800 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Ekim 1946 tarih 21 ve 23 sayılı tapu kayıtları ve 1008 ile 1009 numaralı vergi kaydı ile ... adına tespit edilmişse de kadastro tespitinden önce genel mahkemede davalı olduğu için malik hanesinin açık olduğu kabul edilmelidir.
1534 parsel sayılı 24700 m2 yüzölçümlü taşınmaz Eylül 1928 tarih 7 sayılı tapu kaydı ve 1012 numaralı vergi kaydı ile ... ve arkadaşları adına tespit edilmişse de kadastro tespitinden evvel genel mahkemede davalı olduğu için malik hanesi açık kabul edilmelidir.
1535 parsel sayılı 6450 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Eylül 1928 tarih 5 sayılı tapu kaydı ve 1014 numaralı vergi kaydı ile ... ve arkadaşları adına,
1536 parsel sayılı 32700 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Eylül 1928 tarih 5 sayılı tapu kaydı ve 1014 numaralı vergi kaydı ile ... ve arkadaşları adına,
1537 parsel sayılı 6000 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Ağustos 1979 tarih ve 127 - 167 Aralık 1979 tarih ve 83 no, Şubat 1980 tarih ve 24, Temmuz 1980 tarih 85 ve Haziran 1981 tarih 81 sayılı tapu kayıtları ve 1013 nolu vergi kaydı ile ... ve arkadaşları adına,
1538 parsel sayılı 14800 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Eylül 1928 tarih ve 2 sayılı tapu kaydı ve 990 numaralı vergi kaydı ile ... ve arkadaşları adına,
1539 parsel sayılı 31200 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Ekim 1975 tarih 18 ve Ekim 1962 tarih 65 sayılı tapu kayıtları ile ... ve arkadaşları adına,
1540 parsel sayılı 11000 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Ağustos 1979 tarih 127 sayılı tapu kaydı ile ... ve arkadaşları adına, 1541 parsel sayılı 145300 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Ağustos 1979 tarih 127 - 167 Aralık 1979 tarih 83 no, Şubat 1980 tarih 24, Temmuz 1980 tarih 85 ve Haziran 1981 tarih 81 sayılı tapu kayıtları ile ... ve arkadaşları adına tespit edilmişse de, tespitten önce genel mahkemede müdahalenin men"i davasına konu olduğu için malik hanesi açık kabul edilmelidir.
1542 parsel sayılı 58550 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Aralık 1951 tarih 48 sayılı tapu kaydı ve 1022 numaralı vergi kaydı ile ... adına,
1543 parsel sayılı 28700 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Ağustos 1979 tarih 127 sayılı tapu kaydı ile ... ve arkadaşları adına
1544 parsel sayılı 30550 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Nisan 1978 tarih 54 ve 55 sayılı tapu kayıtları ile ... ve arkadaşları adına,
1545 parsel sayılı 11450 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Eylül 1928 tarih 6 sayılı tapu kaydı ve 1015 numaralı vergi kaydı ile ... ve arkadaşları adına,
1546 parsel sayılı 9000 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Eylül 1928 tarih 6 sayılı tapu kaydı ve 1015 numaralı vergi kaydı ile ... ve arkadaşları adına,
1547 parsel sayılı 13200 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Eylül 1928 tarih 6 sayılı tapu kaydı ve 1015 numaralı vergi kaydı ile ... ve arkadaşları adına,
1548 parsel sayılı 58300 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Aralık 1970 tarih ve 158-161 sayılı tapu kayıtları ve 1016-1017 numaralı vergi kayıtları ile ... ve arkadaşları adına,
1549 parsel sayılı 29000 m2 yüzölçümlü taşınmaz, K.sani 1926 tarih 14 sayılı tapu kaydı ile ... adına,
1550 parsel sayılı 28200 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Ekim 1962 tarih 60 ve Ekim 1975 tarih 13 sayılı tapu kayıtları ile ... ve arkadaşları adına,
1551 parsel sayılı 152500 m2 yüzölçümlü taşınmaz, belgesizden kovalık niteliği ile ....adına,
1575 parsel sayılı 192750 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Haziran 1961 tarih 40-41-43 sayılı tapu kayıtları ile ... ve arkadaşları adlarına, ancak, asliye hukuk mahkemesinde görülen men’i müdahale ve kal" davası nedeniyle malikhanesi açıktır.
1593 parsel sayılı 1634700 m2 yüzölçümlü taşınmaz, Ağustos 1979 tarih ve 127-167- Aralık 1979 tarih 83, Şubat 1980 tarih 24, Temmuz 1980 tarih 85 ve Haziran 1981 tarih 81 sayılı tapu kayıtları uygulanarak mera vasfı ile adına tespit edilmişse de, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin ... sayılı dosyasında davalı olduğu (tapu sahiplerince açılan orman tahdidine itiraz davası nedeniyle) gerekçesiyle malik hanesi çizilmiş ve kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Davacılar ..., ...., ..., 1551 sayılı parselin Haziran 1961 tarih 49 nolu mera tapusa kapsamında kaldığını ileri sürerek tespitinin iptali ile hisseleri oranında adlarına tescilini,
Davacı ..., dava konusu 1551 sayılı parseli ... isimli kişiden köy senedi ile satın aldığını belirterek taşınmazın adına tescilini, davacı ... taşınmazın kendisine ait tapu kapsamında kaldığını belirterek adına tescilini talep etmiş,
Müdahil davacılar ..., ..., ..., ..., ... ve ..., 1551 nolu taşınmazın, 1549 ve 1542 nolu taşınmazlara uygulanan tapu kaydının miktar fazlası olarak adına yazıldığını, taşınmazın kendi tapuları kapsamında kaldığını ileri sürerek tespitinin iptali ile adlarına tesciline,
Müdahil ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... ve arkadaşları verdikleri müdahale dilekçeleri ile 1551 nolu taşınmazın 16.08.1979 tarih no 127 nolu mera tapu kaydının kapsamında kaldığı, tesbitinin iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir.
..., ... ve arkadaşları 16.08.1979 tarih 127 nolu tapu kaydına tutunarak 1551 nolu parsele ilişkin davaya müdahil olmuşlardır.
Birleşik ... Esas sayılı dosyalarında davacılar ..., ... ve arkadaşları, ... ve arkadaşları ile Avukat ..."ın vekili olduğu çok sayıda davacı 1533, 1534, 1535, 1536, 1538, 1539, 1542, 1544, 1545, 1546, 1547, 1548, 1549 ve 1550 sayılı taşınmazların 1979 tarih, 127 nolu mera tapusu kapsamında kaldığından bahisle yapılan tesbitlerin iptali ile adlarına tescilini etmişlerdir, bu dosyalara müdahil olan müdahillerde aynı tapu kayıtlarına dayanmışlardır.
Mahkemenin ... sayılı dosyasında davacı .... ve ... ..., ... ... karşı müdahalenin men"i talepli dava açmış, yargılama sırasında dava konusu taşınmaz için 1541 parsel numarası ile tutanak düzenlendiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine gönderilmiş, kadastro mahkemesince 1541 sayılı parselin .... Esas sayılı dosyada davalı olması nedeni ile o dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkemenin ... Esas sayılı dosyasında, davacı ..., ... karşı açtığı davada bu taşınmazın tescil hükmüne dayanarak tespit yapılmasına karşın aslında dava konusu yere tescil tapusundan daha eski tarihli 3.10.1975 tarih 16 nolu tapu kaydı ile tapulu bulunduğunu belirterek, taşınmazın 16 nolu tapu kaydı malikleri adına tescilini talep etmiştir, mahkemece bu dosyanın... Esas sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Mahkemenin ... karar sayılı dosyasında davacı ... ... mirasçılarına karşı genel mahkemede açtığı dava ile müdahalenin men"i talebinde bulunmuş, dava konusu taşınmaz için 1533 parsel numarası ile tutanak düzenlendiğinden genel mahkemece görevsizlik kararı verilmiş ve dosya kadastro mahkemesine gönderilmiş, sonrada mahkemenin ... Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Birleştirilen .... Esas sayılı dosyada tesbit maliklerinden , ..., ... ... 1534 nolu parselin 24.700 m² olarak tesbitinin yapıldığını, doğusundaki sıvat yolunun geniş geçirildiğini, yolun bir kısmının tarla olduğunu, miktarının düzeltilmesi için davacı olduklarını,
Davacı ..., birleştirilen dosyalarda, ... sayılı dosyalarda adının hatalı olarak ... olarak yazıldığını belirterek düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır.
Davacılar ..., ..., ... ve ... ..., Mahkemenin birleştirilen ... sayılı dosyalarında, mera tapusu içinde kalan taşınmazlarını sattıklarını, 1537, 1540, 1541 ve 1543 sayılı parsellerin mera tapusu dışında kullandıkları tarlalar olduğunu ileri sürerek bu parsellerin tespitlerinin iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir.
, 1533, 1534, 1535, 1536, 1538, 1539, 1542, 1545, 1546, 1547, 1548, 1549, 1550 ve 1575 parsel sayılı taşınmazlara uygulanan tapu ve vergi kayıtlarının sınırlarının mera, deniz ve orman okuması nedeniyle miktarı ile geçerli olduğunu, kayıtların miktar fazlasının adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemenin birleştirilen ... sayılı dosyasında, davacılar ..., ..., ..., ..., ... ve arkadaşlarının Tarım ... aleyhine 1593 nolu taşınmazın 2/B ile dışarı çıkartılmaması nedeniyle dava açmışlardır.
Birleştirilen ... sayılı dosyada, davacılar ... ve arkadaşları mera tapusuna tutunarak orman tahdidinin iptali için dava açmışlardır. (Kadastro sırasında 1593 parsel numarasını aldı. Dava, mahkemece reddedilmiş, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin ... sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir.)
Mahkemenin birleştirilen ... sayılı dosyasında, davacılar ..., ..., ....’in davalılar ... ve arkadaşları aleyhine açtığı Haziran 1961 tarih 43 nolu tapu kaydına dayanarak müdahalenin önlenmesi ve inşaatın kal’i davası açmışlardır. Asliye hukuk mahkemesi tarafından davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin ... sayılı kararı ile, “davacıların dayandıkları Teşrinisani 1928 tarihli kayıttan gelen Haziran 1961 tarih 40-43 sayılı tapu kayıtları ifraz suretiyle oluştuğundan ifraz krokilerinin uygulanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilerek karar bozulmuş, bozmadan sonra davalı taşınmaz hakkında 1532 parsel numarası ile kadastro tutanağı düzenlenerek dosya kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Dava konusu 1551 ve 1593 sayılı parseller dışındaki taşınmazlar hakkında daha önce mahkemenin verdiği kısmen kabul, kısmen ret kararının taraflarca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin ... sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılıp kesinleştiği halde orman tahdit haritasının denetime elverecek şekilde uygulanmadığı, tarafların önceki tarihli mera tapusu ile sonradan ihdas edilen tarla tapularına dayandıkları, genel kural olarak tapu kayıtlarının çatışması halinde önceki tarihli ve doğru temele dayanan tapu kaydına değer verilerek uyuşmazlığın çözümlenebileceği, ancak, somut olayda tarafların dayandığı tapu kayıtlarının aynı kökten geldiği, kayıtların ilk kaynakta birleştiğinin anlaşıldığı, sonradan tescil edilen tarla tapularının satış sureti ile başka kişilere intikal ettiği, bu durumda tapu kayıtlarının çatışması halinde sonraki tapu kaydına değer verilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği, her bir taşınmaz üzerinde kimin zilyet olduğu, zilyet ile tapu malikleri arasında akti ya da kanunî bağlantı bulunup bulunmadığının araştırılması, tapu maliklerinin ölüm tarihlerinin araştırılarak tapuların hukukî kıymetini koruyup korumadığının kararda tartışılması mera ve tarla tapularının çatışması halinde tarla tapusuna, çatışma olmayan hallerde ise mera tapusuna itibar edilmek suretiyle meselenin çözülmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra dosya 1551 sayılı parselin davalı olduğu bu dosya ile birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda;
1- ...nin davasının reddine,
2- ..., ... ve ... ...’nin sıvat yolunun miktarına ilişkin dava dilekçelerinin görev yönünden reddine,
3- ..., ... ve ... ...’nin 1537, 1540, 1541 ve 1543 nolu parsellere yönelik davalarının reddine,
4- ..."ün isim yanlışlığının düzeltilmesine ilişkin davasının kabulüne,
5- Tapu maliklerinden ...., tapudaki hissesini yargılama sırasında tapu ile ... Anonim şirketine sattığından, müdahil olan mirasçıların davalarının reddine,
6- ... bey mirasına dayanarak davacı olan müdahil olan (5 nolu hükümle belirtilen müdahiller dışında), davacı ve müdahillerin davalarının kısmen kabulüne, kısmen reddine,
7- Birleştirilen ... Esas sayılı dosyadaki davacıların 2/B uygulamasına yönelik itiraflarının reddine,
8- Birleştirilen ... Esas sayılı dosyada davacı olan ...nin 1575 nolu taşınmaza yönelik davasının reddine,
9- Birleştirilen ... Esas sayılı dosyada davacı olan ..., ...., ..."in 1532 nolu taşımazlara yönelik müdahalenin men"i taleplerinin kabulüne, inşaatların yıktırılması davalarının mahkememizin görevsizliği nedeni ile reddine, başvurulduğunda bu taşınmaz yönünden ve dava yönünden dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine,
10- ... ilçesi, ... köyü tarla nitelikli 19.275 m² yüzölçümlü 1575 ve 14.100 m² yüzölçümlü 1532 nolu taşınmazların ... kızı ..., ... evlatları ..., .... adlarına verasette iştirakli olarak tespit gibi tesciline,
11- ... ilçesi, ... köyü 1634700 m² yüzölçümlü 1593 nolu taşınmazın orman olarak adına tapuya tesciline,
12- Dava konusu 1537, 1540, 1541 ve 1543 nolu taşınmazların tapuda yapılan satışlar dikkate alınarak ve müdahillerin talepleri dikkate alınarak toplam; 187.4250 hisse itibari ile paydaşları adına tapuya tesciline,
13- 1544 nolu parselin tesbitinin iptali ile hisseleri oranında kök tapu kaydı malikleri adlarına tapuya tesciline,
14- 1533 nolu parselin tesbitinin iptali ile bilirkişiler ... ve ... tarafından düzenlenen 17.11.2000 tarihli krokide (A) harfiyle gösterilen 11.0200 m² yüzölçümlü kısmın 10.10.1946 tarih no 21 nolu tapu kaydına istinaden krokide (Al) olarak gösterilen 11.028 m² yüzölçümlü kısım 10.10.1946 tarih no 123 nolu tapu kaydına istinaden bu kısımların parsel miktarından çıkarılarak köyün en son parsel nosu verilerek tesbit maliki ... oğlu ... adına, tapuya tesbit ve tesciline,
Krokide (A-2) olarak gösterilen 251492 m²"lik kısmın ise kök tapu kaydı malikleri adlarına tapuya tesciline,
15- Dava konusu 1534 sayılı parselin tespit gibi tesciline,
16- Dava konusu 1535, 1536, 1538, 1545, 1546 ve 1547 sayılı parsellerin kadastro tespitlerinin iptali ile 1536 sayılı parselin tamamı ile 1535 sayılı parselin 17.11.2000 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (B1) işaretli 5531 m2,
1538 sayılı parselin (C1) işaretli 10205 m2,
1547 sayılı parselin (H1) işaretli 6977 m2,
1546 sayılı parselin (G1) işaretli 4800 m2,
1545 sayılı parselin (F1) işaretli 6250 m2 kısmının payları oranında (12 nolu bentde açıklanan paydaşlar) kök tapu kaydı malikleri adlarına tapuya tesciline,
Bu parsellerin kalan kısımlarının tespit gibi tesciline,
17- Dava konusu 1542 sayılı parselin (E-1) işaretli 35656 m2’lik kısmının kadastro tespitinin iptal edilerek ayrı bir parsel numarası ile kök tapu kaydı malikleri adlarına tapuya tesciline,
(E) harfiyle işaretli 22894 m2’lik kısmın 1542 parsel olarak tespit gibi tesciline,
18- Dava konusu 1548 sayılı parselin 17.11.2000 tarihli fen bilirkişi krokisinde (İ-1) işaretli 27973 m2’lik kısmının kadastro tespitinin iptali ile payları oranında kök tapu kaydı malikleri adlarına tapuya tesciline,
Kalan (İ) harfiyle işaretli 30327 m2’lik kısmın 1548 sayılı parsel olarak tespit gibi tesciline,
19- Dava konusu 1549 sayılı parselin 17.11.2000 tarihli fen bilirkişi krokisinde (K-1) işaretli 14296 m2’lik kısmının kadastro tespitinin iptali ile payları oranında kök tapu kaydı malikleri adlarına tapuya tesciline,
Kalan (K) harfiyle işaretli 14704 m2’lik kısmın 1549 sayılı parsel olarak tespit gibi tesciline,
20- Dava konusu 1550 sayılı parselin tespit gibi tesciline,
21- Dava konusu 1551 no.lu parselin tesbitinin iptali ile bilirkişiler ... tarafından düzenlenen Eylül 1992 tarihli krokide belirlenen kıyı kenar çizgisine göre ve fen elemanları ... ve ... tarafından düzenlenen
17.11.2000, 05.02.2001 tarihli rapor ve krokide belirlenen (M) harfi ile gösterilen 117.100 m²’lik kısmın mera tapu kapsamında kaldığı anlaşıldığından, bu kısmın parsel miktarından çıkartılarak son parsel numarası verilmek suretiyle kök tapu malikleri adlarına tapuya tesciline,
Parselin kalan kısımlarının tespit gibi tesciline,
22- 1539 nolu parselin tesbitinin iptali ile bilirkişiler ... ve ... tarafından düzenlenen 17.11.2000 tarihlî krokide (D-1) ile gösterilen 14658 m2’lik kısmın kök tapu kaydı malikleri adlarına tapuya tesciline,
Krokide (D) harfi ile gösterilen 16.542 m²"lik kısmın 1539 nolu parsel olarak tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, , davalılar ..., ..., ... ve arkadaşları, müdahil ..., davalılar ..., ..., ..., davalılar .... ile .... mirasçıları, davalı - müdahil ve davacılar; ...
..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Taşınmazların bulunduğu yerde 1973 yılında orman kadastrosu, 1985 yılında ise 2/B madde uygulaması yapılmıştır.
1) Davacı ..."in temyiz itirazları bakımından;
Davacı ..., tapulama komisyonuna yazdığı itiraz dilekçesi ile; adına tespit edilen 1551 sayılı parseli ..."dan zilyetlik devir sözleşmesi ile aldığını ileri sürerek kadastro tespitine itiraz etmiş, tapulama komisyonunca itirazlar değerlendirilmek üzere kadastro mahkemesine devredilmiştir.
Mahkemece ... müdahil olarak karar başlığına yazılmış ise de; ... müdahil değil davacıdır. Temyize konu hükmün 21 nolu bendinde 1551 parselin (M) harfi ile gösterilen kısmının 12 nolu hükümde belirtilen malikler adına tesciline, müdahillerin talebi reddedildiğinden kalan kısımların ise adına tesciline karar verilmiştir.
... temyiz dilekçesi ile; davaya müdahil olarak katıldığı halde hüküm kısmında kendisine hisse verilmediğini ileri sürmüştür.
İncelenen dosya kapsamına göre davacı ..."in; zilyetlik olgusuna dayanarak kadastro tespitine itiraz ettiği; zilyetliği devraldığını ileri sürdüğü ..."un ve davacı ..."in dava konusu taşınmazın içinde kaldığı “... bey merasına ait 1928 tarih 63 nolu mera tapusu” maliklerinden olmadığı, tapu kaydı kapsamında kalan yerde zilyetlik olgusunun değer taşımayacağı gözetilerek hüküm kurulmuş olduğuna göre davacı ..."in temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalılar ..., ..., ... ... ..., ... ve arkadaşlarının 1539 sayılı parsele yönelik temyiz itirazları bakımından;
Dava konusu 1539 parsel 31200 m2 yüzölçümü ile, Ekim 1975 tarih 18 ve Ekim 1962 tarih 65 sayılı tapu kayıtlarına dayalı olarak ..., ... ... ..., ... ve ... ve arkadaşları adına tespit edilmiş olup,  ... Bey merasına dayanarak dava açan davacı ve müdahillerin davasının kısmen kabulü ile, tespitte esas alınan tarla tapu kayıt miktarı kadar kısmın bilirkişi raporunda (D) harfi ile gösterilen 16542 m² tespit malikleri adına, tapu miktar fazlası kısmın, bilirkişi raporunda (D1) ile gösterilen 14658 m2"sinin ise, davacı ve asli müdahillerin dayandığı kök mera tapu kaydı kapsamında kaldığı gerekçesi ile hükmün 12 nolu bendinde gösterilen kişiler adına tesciline karar verilmiş, bir kısım tespit malikleri temyiz dilekçeleri ile bu parselin tamamının tespitteki gibi tescilini talep etmişlerdir.
İncelenen dosya kapsamına, mahkemece yapılan inceleme ve araştırma ve keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarına göre; dava konusu taşınmazın tespitinde esas alınan tarla tapu kaydı 16542 m2 olup, tapu kaydının sınırları yol ve mera okumaktadır. Dayanak tapu kaydının okuduğu sınırlar sabit sınırlar olmayıp genişletilmeye elverişli sınırlar olduğundan tapu kaydı miktarı ile geçerli olup mahkemece dayanak tapu kaydı uygulanarak, tapu kaydı miktarı kadar yerin tespit malikleri adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsilik bulunmadığından, tapu miktar fazlası kısmın ... bey merası tapusu içinde kaldığı belirlenerek bu tapu malikleri adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün 1539 sayılı parsel açısından onanmasına karar vermek gerekmiştir.
3) Davacı ...nin 1533, 1534, 1535, 1536, 1538, 1539, 1541, 1545, 1546, 1547, 1548, 1549 ve 1550 yönelik temyiz itirazları bakımından;
Davacı bu taşınmazlar açısından, taşınmazlara uygulanan tapu kayıtlarının sınırlarının genişletilmeye elverişli olup sabit sınırlar içermediğini ileri sürerek tapu kayıt miktar fazlasının adına tescili istemi ile dava açmış, mahkemece ...nin davasının reddine karar verilmiş; hüküm, tarafından temyiz edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına ve mahkemece yapılan araştırma sonucu tespite esas alınan tarla tapu kayıtları ile, davacı ve müdahillerin dayandığı mera tapu kayıtlarının aynı kökten geldiği, aynı kaynakta birleştiği, sonradan ihdas olunan tarla tapu kayıtlarının satış sureti ile intikal ettiği, tapu kayıtlarının çakıştığı hallerde sonraki tarihli tapu kayıtlarının geçerli olduğu, tespite esas alınan tarla tapu kaydının hukukî değerini koruduğu, sabit sınırlar içermediği ve miktarı ile geçerli olduğu belirlenerek tapu miktarı kadar kısımlarının tespit malikleri adına, miktar fazlası kısmın ise; "... bey mera tapusu" sınırları içinde kaldığından, mera tapu malikleri adına tesciline, ...nin tapu miktar fazlası kısımlar için açtığı davanın, taşınmazların tarla tapu kaydı sınırları dışındaki kısımlarının hukukî değerini koruyan ... bey mera tapu kaydı kapsamında kaldığı belirlenerek reddedilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu parseller açısından onanmasına karar vermek gerekmiştir.
4) Davalılar ... ve ... mirasçılarının 1533 ve 1549 sayılı parsele yönelik temyiz itirazları bakımından;
Temyize konu 1533 parsel sayılı taşınmaz kadastro sırasında Ekim 1946 tarih 21-23 sayılı tapu kayıtları ve 1008-1009 numaralı vergi kaydı ile ... adına, 1549 parsel ise K.sani 1926 tarih 14 sayılı tarla tapu kaydına dayanarak ... adına tespit edilmiş, ... bey mera tapu kaydına dayanan davacı ve müdahiller; tespite esas alınan tapu kayıtlarının hukukî değerini yitirdiği taşınmazın ... bey mera tapusu içinde kaldığı iddiası ile taşınmazların adlarına tescili istemi ile dava açmışlardır. Mahkemece taşınmazlara uygulanan tarla tapularının hukukî değerini koruduğu, tarla tapu kayıtlarının sabit sınırlar içermeyip miktarı ile geçerli olduğu kabul edilerek tapu kaydının kapsamı ve miktarı belirlenip bu kısımların tespit malikleri adına, tapu miktar fazlası kısımların ise davacı ve müdahillerin dayandığı "... bey mera tapusu" içinde kaldığı kabul edilerek mera tapu malikleri adına tesciline karar verilmiş; hüküm, ... ve ... ... mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına ve mahkemece yapılan araştırma sonucu tespite esas alınan tarla tapu kayıtları ile, davacı ve müdahillerin dayandığı mera tapu kayıtlarının aynı kökten geldiği, aynı kaynakta birleştiği, sonradan ihdas olunan tarla tapu kayıtlarının satış sureti ile intikal ettiği, tapu kayıtlarının çakıştığı hallerde sonraki tarihli tapu kayıtlarının geçerli olduğu, tespite esas alınan tarla tapu kaydının hukukî değerini koruduğu, sabit sınırlar içermediği ve miktarı ile geçerli olduğu belirlenerek tapu miktarı kadar kısımlarının tespit malikleri adına, miktar fazlası kısmın ise, ... bey mera tapusu sınırları içinde kaldığından, mera tapu malikleri adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün 1533 ve 1539 sayılı parseller açısından onanmasına karar vermek gerekmiştir.
5) Davalılar ..., ..., ... ve arkadaşlarının 1548, 1547, 1545, 1546, 1535, 1538 ve 1536 sayılı parselere yönelik temyiz itirazları bakımından;
Temyize konu taşınmazlar kadastro sırasında tarla tapu kayıtlarına dayanarak temyize gelen kişiler ve/veya murisleri adına tespit edilmiştir. ... bey mera tapu kaydına dayanan davacı ve müdahiller; tespite esas alınan tapu kayıtlarının hukukî değerini yitirdiği taşınmazın ... bey mera tapusu içinde kaldığı iddiası ile dava açmışlar, mahkemece taşınmazlara uygulanan tarla tapularının hukukî değerini koruduğu, tarla tapu kayıtlarının sabit sınırlar içermeyip miktarı ile geçerli olduğu kabul edilerek tapu kaydının kapsamı ve miktarı belirlenip bu kısımların tespit malikleri adına, tapu miktar fazlası kısımların ise davacı ve müdahillerin dayandığı ... bey mera tapusu içinde kaldığı kabul edilerek mera tapu malikleri adına tesciline karar verilmiş, hüküm tespit malikleri ve/veya mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına ve mahkemece yapılan araştırma sonucu tespite esas alınan tarla tapu kayıtları ile, davacı ve müdahillerin dayandığı mera tapu kayıtlarının aynı kökten geldiği, aynı kaynakta birleştiği, sonradan ihdas olunan tarla tapu kayıtlarının satış sureti ile intikal ettiği, tapu kayıtlarının çakıştığı hallerde sonraki tarihli tapu kayıtlarının geçerli olduğu, tespite esas alınan tarla tapu kaydının hukukî değerini koruduğu, ancak, sabit sınırlar içermedikleri için miktarları ile geçerli olduğu belirlenerek tapu miktarı kadar kısımlarının tespit malikleri adına, miktar fazlası kısmın ise; ... bey mera tapusu sınırları içinde kaldığından, mera tapu malikleri adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün 1548, 1547, 1545, 1546, 1535, 1538 ve 1536 sayılı parseller açısından onanmasına karar vermek gerekmiştir.
6) Davalılar ..., ..., ... ve arkadaşlarının 1537, 1540, 1541 ve 1543 sayılı parselere yönelik temyiz itirazları bakımından;
Temyize konu taşınmazlar kadastro sırasında mera tapu kaydına dayanarak mera tapu malikleri adına tespit edilmiş, davacılar ... ve arkadaşları taşınmazların daha evvel mera tapu maliklerince satışı yapılan taşınmazlardan olup tespit maliklerinin bu taşınmazlarda hiçbir zaman zilyetliklerinin olmadığı, bu taşınmazların murislerinin zilyetliklerinde olduğundan bahisle ... ağa oğulları ..., ..., ... ve ... ... adlarına tescilini talep etmişlerdir.
Mahkemece davacıların adına, ... bey merası içinde kalan bir kısım taşınmazların tarla tapu kayıtlarına dayanarak tespit edildiği, davacıların bu tarla kayıtlarından başka tapu kaydına dayanmadığı, ... ... merası tapusu içinde kalan bu taşınmazlarda davacıların zilyetlik iddialarının değer taşımadığı gerekçesi ile davalarının reddine ve taşınmazların ... bey merası tapu malikleri adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... ve arkadaşlarınca temyiz edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, mahkemece yapılan araştırmaya göre temyize konu taşınmazların ... Bey merası tapusu içinde kaldığı, ... ... merası tapu malikleri adına tapu miktarı kadar yer verildiği tapu miktarının aşılmadığı, tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazlarda zilyetlik iddiasının dinlenmeyeceği belirlenerek hüküm kurulmuş olduğuna göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün 1537, 1540,1 541 ve 1543 sayılı parseller açısından onanmasına karar verilmiştir.
7) Davalılar ..., ..., ... ve arkadaşları ile ...nin 1532 ve 1575 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazları bakımından,
Davacılardan ... ve arkadaşları, kadastro tespitinden önce tapu kaydına dayanarak davalı ... ve arkadaşlarına karşı genel mahkemede müdahalenin men"i davası açmışlar, kadastro sırasında dava konusu taşınmazlar için, 24.6.1961 tarih 40, 41 ve 43 nolu tapu kayıtlarına dayalı olarak 1532 ve 1575 sayılı kadastro tutanakları düzenlenmiş, ancak, dava konusu taşınmazların genel mahkemede davalı olması nedeni ile tutanakların kesinleştirilmeden kadastro mahkemesine devredilmiş, genel mahkemece görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine gönderilmiş, kadastro mahkemesince davanın temyize konu dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
Davacı tarafından 1575 sayılı parsele yönelik olarak dayanak tapu kaydının miktar fazlasının adına tescili istemi ile dava açılmış olup, bu parsel açısından hem davacı hemde 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince, dava konusu taşınmaz kadastro tespitinden evvel genel mahkemede davalı olduğu için, yasal olarak davalı konumundadır. 1532 sayılı parsel açısından ...nin açılmış bir davası yok ise de; taşınmaz kadastro tespitinden evvel genel mahkemede davalı olup, kadastro tutanağı kadastro mahkemesine devredilmiş olduğundan, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince, yasal olarak davalı konumunda olup, bu sebeple ...nin hem 1532 hem de 1575 sayılı parseller açısından temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gereklidir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu, ... ve arkadaşlarının müdahalenin men"i taleplerinin kabulüne, dava konusu taşınmazların 24.6.1961 tarih 40, 41, 42 ve 43 nolu tapu kaydı kapsamında kaldığı, tapu kaydının sınırlarının sabit olduğu bu sebeple tapu miktarına değil tapu sınırlarına itibar etmek gerektiği, davacıların ve murislerinin zilyetliklerinin 1575 sayılı parselde kesintisiz devam ettiği, her ne kadar 1532 sayılı parselde zilyetlikleri yok ise de; bu taşınmazın da aynı tapu kapsamında kalıp tapu kaydının hukukî değerini koruduğu gerekçeleri ile dava konusu taşınmazların ... ve arkadaşları adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar ve tarafından 1532 ve 1575 sayılı parsellere yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacıların davasının kabulüne karar verilmişse de yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. Şöyle ki; davacıların dayandığı ve mahkemenin de taşınmazları kapsadığını kabul ettiği, Haziran 1961 tarih 4, 41, 42 ve 43 nolu tapu kayıtları, T. evvel 1318 tarih 30 numaralı tapu kaydından gelmekte olup, bu tapu kaydının miktarı 80
dönüm, maliki ... oğlu ... bey, sınırları ise şarken sıvat yolu, garben-şimalen yol ve cenuben ormandır. Mahkeme bu tapu kaydının tedavüllerini incelemiş, ... beyden gelen bu tapunun, ... bey mirasçılarından ... ve ... hanımlar arasında paylaştırıldığı, diğer mirasçı ... ... bu tapudan hisse verilmediği, tapu kaydının sabit sınırlı olduğu ve dava konusu taşınmazlara uyduğu gerekçesi ile bu taşınmazların davacılar adına tesciline karar verilmiştir. Ancak, dava konusu taşınmazlara uyduğu belirtilen tapu kaydı 80 dönüm olduğu halde davacılar adına bu tapu kaydı kapsamında kaldığı gerekçesi ile tesciline karar verilen 1532 ve 1575 sayılı parsellerin toplam yüzölçümü ise; 206850 m2"dir. Tapu kaydının sınırları yol ve orman okumakta olup tapunun sabit sınırlı olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Bu durumda genişletilmeye elverişli sınırlar içeren tapu kaydı miktarı ile geçerli olup miktar fazlası açısından, davalıların zilyetlik olgusu ve ...nin iddiası araştırılmalı, dava konusu taşınmazların güneyinde bulunan 1574, 1592, 1571, 1573, 1572, 1570 ve 1588 sayılı parsellere ait kadastro tutanakları, tapu kayıtları, varsa tespitlerine esas alınan tapu ve vergi kayıtları getirtilmeli, bu kayıtlarının birbirini okuyup okumadığı denetlenmeli, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince re"sen araştırma ilkesi gözetilerek taşınmazların gerçek nitelikleri ve gerçek hak sahipleri belirlenmeli, tapu miktar fazlası yönünden taşınmazın kök mera tapu kaydı içinde kaldığı da değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
8) Davalılar ..., ..., ... ve arkadaşlarının 1544 numaralı parsele yönelik temyiz itirazları bakımından;
Temyize konu 1544 parsel sayılı taşınmaz, Nisan 1978 tarih 54 ve 55 sayılı tapu kayıtları ile ..., ..., ... ve ... adına tespit edilmiş, ... ... merası tapusuna dayanan davacılar bu taşınmazın adlarına tescilini istemişlerdir, bundan başka tespit maliki ... diğer tespit maliklerine karşı dava açarak, tespitte esas alınan tapu kaydının tescil tapusu olup, aynı taşınmazın zaten 03.10.1975 tarih 16 numara ile tapuda kayıtlı olduğunu, daha önceden tapulu olan bir yerin hükmen tescil edilmesinin olanaksız olduğunu belirterek yapılan tespitin iptali ile taşınmazın 03.10.1975 tarih 16 numaralı tapu malikleri adına tescilini talep etmiş, bu dava da temyize konu dosya ile birleştirilmiştir.
Mahkemece; kadastro sırasında dava konusu taşınmaza uygulanan tapu kaydının yeni tarihli olup, taşınmazın daha eki tarihli ... Bey mera tapusu içinde kaldığı gerekçesi ile taşınmazın tamamının ... bey merası tapu malikleri adına tesciline karar erilmişsede eksik inceleme ve arştırma ile hüküm kurulmuştur. Birleştirilen dosya davacısının 03.10.1975 tarih 16 nolu tapu kaydına dayanarak açtığı dava ile ilgili bir karar verilmemiş, bu tapu kaydına neden itibar edilmediği de kararda açıklanmamıştır. Bu tapu kaydının revizyon gördüğü 1553 parsel sayılı taşınmaza ait kadastro tutanak örneği, tapu kaydı dosya arasına alınmamıştır. Dayanak tapu kaydı yöntemince uygulanmamış dava konusu taşınmaza aiy olup olmadığı, davacının iddia ettiği gibi 1553 sayılı parsele yanlış uygulanıp uygulanmaığı hususları da yeterince araştırılmamıştır.
O halde mahkemece birleştirilen dosya davasının ayandığı 03.10.1975 tarih 16 sıra nuralı tapu kaydı ile tespite esas alınan Nisan 1978 tarih 54 ve 55 numaralı tapu kayıtları ilk tesisinden itibaren tüm geldi ve gitti kayıtları ile dosya arasına alınmalı, kadastro sırasında bu tapu kayıtlarının revizyon gördüü parsellere ait tutanak örnekleri, tapu kayıtları dosya arasına alınmalı, daha sonra dayanak kayıtlar mahalli bilirkişi ve tanıklar eliyle taşınmaza uygulanmalı, tapu kayıtlarının hukukî değerini kroruyup korumadığı tartışılmalı, aynı yere ait iki ayrı tapunun olduğunun belirlenmesi halinde (... bey mera tapusu ile 03.10.1075 tarih 16 sıra nolu tapular) hangi tapu kaydına değer verilip verilmeyeceği tartışılmalı, tüm deliller birlikte değrlendirilip oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
9) Davalı ... ve arkadaşlarının 1542 sayılı parsele, davacı ...nin 1542 ve 1551 sayılı parsellere, davalılar ... ve arkadaşları ile ... ve arkadaşlarının 1551 sayılı parsele yönelik temyiz itirazları bakımından;
Temyize konu 1542 parsel sayılı taşınmaz kadastro sırasında Aralık 1951 tarih 48 sayılı tapu kaydı ve 1022 numaralı vergi kaydı ile ... adına tespit edilmiş, ... bey mera
tapu kaydına dayanan davacı ve müdahiller; tespite esas alınan tapu kayıtlarının hukukî değerini yitirdiği taşınmazın ... bey mera tapusu içinde kaldığı iddiası ile; ise tapu kayıt miktar fazlasının adına tescili istemi ile dava açmışlardır.
Mahkemece taşınmaza uygulanan tarla tapularının hukukî değerini koruduğu, tarla tapu kayıtlarının sabit sınırlar içermeyip miktarı ile geçerli olduğu kabul edilerek tapu kaydının kapsamı ve miktarı belirlenip bu kısımların tespit malikleri adına, tapu miktar fazlası kısımların ise davacı ve müdahillerin dayandığı, ... bey mera tapusu içinde kaldığı kabul edilerek mera tapu malikleri adına tesciline, açıklanan sebeple ...nin davasının da reddine karar verilmiş, hüküm tespit maliki mirasçıları ve tarafından temyiz edilmiştir.
Temyize konu 1551 parsel sayılı taşınmaz ise senetsizden kovalık niteliği ile adına tespit edilmiş, ... bey mera tapu kaydına dayanan davacı ve müdahiller; dava konusu taşınmazın mera tapu kaydı içerisinde kaldığı iddiası ile dava açmış, müdahil ... ise, temyize konu 1551 parsel sayılı taşınmazın adlarına tespit edilen 1550 parsel ile, dava açtığı 1544 sayılı parsele ait tapu kaydı kapsamında kaldığını belirterek davaya müdahil olmuştur.
Diğer müdahiller, ... ve arkadaşları; 1542, 1548 ve 1549 sayılı parsellerin bir kısmının 1551 sayılı parsel olarak ...ye tespit edildiğini, bu taşınmazlara uygulanan tapu ve vergi kayıt sınırının "lebiderya" okuduğu, jeolog raporunu göre 1551 sayılı parselin sadece 10 m genişliğindeki kısmının kovalık niteliğinde olduğunun belirtildiği, bu nedenle, 1551 sayılı parselin tespitinin iptalini ve bu kısımların 1542, 1548 ve 1549 sayılı parsellerin devamı niteliğinde olduğundan bu kısımların adlarına tescilini talep etmişlerdir.
Mahkemece; 1542 sayılı parselin tespitine esas alınan tarla tapu kaydının hukukî değerini koruduğu, tarla tapu kayıtlarının sabit sınırlar içermeyip miktarı ile geçerli olduğu kabul edilerek tapu kaydının kapsamı ve miktarı belirlenip (E) harfi ile gösterilen ve dayanak tapu miktarı kadar kısmın tespit malikleri adına, tapu miktar fazlası kısımların ise davacı ve müdahillerin dayandığı ... bey mera tapusu içinde kaldığı kabul edilerek mera tapu malikleri adına tesciline, karar verilmiştir. Hüküm 9 nolu bentde ismi yazan kişilerce temyiz edilmiştir.
Mahkemece temyize konu 1542 sayılı parsellerin tamamının, 1551 sayılı parselin ise bilirkişi raporunda (M) ve (N) harfleri ile gösterilen kısımlarının kıyı kenar çizgisi dışında kaldığı gerekçesi ile hüküm kurulmuşsa da, yeterli inceleme ve araştırma yapılmamıştır, Şöyle ki; dosya kapsamından dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede 1982 yılında yapıldığı anlaşılan kıyı kenar çalışması olduğu anlaşılmakta ise de; bu çalışmalara ilişkin tutanak ve haritalar dosya arasına getirtilmemiş, idarece yapılan bu çalışmanın kesinleşip kesinleşmediği de araştırılmamış, temyize konu taşınmazlar yönünden belirlenmesi zorunlu olan kıyı kenar çizgisinin belirlenmesinde de Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 28.11.1997 tarih 1996/5-1997/3 sayılı kararındaki ilkeler gözetilmeden karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma, inceleme ve uygulama ile karar verilemez. Dairemizin iade kararı ile dosyaya getirtilen belgelerden ve fen bilirkişiden alınan ek rapordan; temyize konu taşınmazların kısmen kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı, kıyı kenar çizgisi bir kısmının ise paftada görülmediği bildirilmiştir.
O halde dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde idarece yapıldığı anlaşılan kıyı kenar çizgisi çalışmasının hangi idare tarafından, hangi yasa uyarınca, hangi yönteme uygun olarak, hangi tarihte yapıldığı ve yapılan bu çalışmanın ne şekilde kesinleştiği ilgili idareden sorulup saptanarak varsa kesinleşmeye ve çalışmalara esas belgelerin onaylı örnekleri dosya içine getirtilmelidir. Özellikle; kıyı kenar çizgisi çalışmasının, temyize konu 1551 ve 1542 sayılı parsel maliklerine yöntemince tebliğ edilip edilmediği ile kıyı kenar çizgisi çalışmasının hükmen kesinleşip kesinleşmediği hususları açıklığa kavuşturulmalıdır. Bundan sonra; kıyı kenar çizgisi çalışmasının ilgililere yöntemince tebliğ suretiyle veya yöntemince tebliğ sonrasında hükmen kesinleştiğinin belirlenmesi halinde kişiler yönünden bağlayıcı olacağı düşünülmelidir. Aksi halde, anılan İçtihadı Birleştirme Kararı ve 3621 sayılı Kıyı Kanununun konuya ilişkin hükümleri gözetilerek; jeoloji mühendisi, jeolog veya jeomorfolog, harita ve kadastro mühendisi, ziraat mühendisi, mimar ve şehirplancısı, inşaat mühendisinden
oluşturulacak bilirkişi kurulu keşifte hazır bulundurularak yöntemince kıyı kenar çizgisinin belirlenmesine çalışılmalıdır. Keşfe katılacak uzman bilirkişilerden yöntemince düzenlenmiş kıyı kenar çizgisinin belirlenmesine esas rapor ile uzman fen bilirkişisinden keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir, ayrıntılı ve yapılan her bir kayıt uygulamasını gösterir rapor alınmalıdır. Keşfin izlenip denetlenmesine yardımcı olmak üzere çekişmeli taşınmazların değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları uzman bilirkişi raporlarına eklenmelidir. Bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek, 1551 ve 1542 sayılı parseller arasında kalan 1543 sayılı parsele yönelik ...nin açılmış bir davası olmadığı, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesinin uygulanmasını gerektirecek bir durumunun da bulunmadığı gözetilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ :1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenle; davacı ..."in temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) Yukarıda 2, 3, 4, 5 ve 6. bentlerde açıklanan nedenlerle; davalılar ..., ..., ... ... ..., ... ve arkadaşlarının 1539 sayılı parsele, davacı ...nin 1533, 1534, 1535, 1536, 1538, 1539, 1541, 1545, 1546, 1547, 1548, 1549 ve 1550 sayılı parsellere, davalılar ... ve ... mirasçılarının 1533 ve 1549 sayılı parsellere, davalılar ..., ..., ... ve arkadaşlarının 1548, 1547, 1545, 1546, 1535, 1538, 1536, 1537, 1540, 1541 ve 1543 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu parseller açısından ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalılar ... ve ... mirasçıları ile ... ve ..."den onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine,
3) Yukarıda 7, 8 ve 9. bentlerde açıklanan nedenlerle, davalılar ..., ..., ... ve arkadaşları ile ...nin 1532 ve 1575 sayılı parsellere, davalılar ..., ..., ... ve arkadaşlarının 1544 numaralı parsele yönelik, davalı ... ve arkadaşlarının 1542 sayılı parsele, davacı ...nin 1542 ve 1551 sayılı parsellere, davalılar ... ve arkadaşları ile ... ve arkadaşlarının 1551 sayılı parsele yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu parseller açısından BOZULMASINA, temyiz itirazları kabul edilenlerin yatırdıkları temyiz harçlarının istek halinde iadesine 17/03/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi