1. Hukuk Dairesi 2016/4099 E. , 2016/5014 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkilleri ... ile oğlu ..."in, dava dışı ..."ne ortak olduklarını, şirketi ..."nun idare ettiğini, ancak ..."nin kötü yönetimi nedeniyle şirketin borca batık hale gelmesi sonucunda aynı zamanda alacaklı olan davalılara çekişme konusu 67 ada 49 sayılı parseldeki 8 no"lu bağımsız bölümün adı geçen şirketin davalılar tarafından işletilmesi karşılığında müvekkilleri tarafından teminat olarak devredildiğini ve aynı zamanda davalı ..."un şirket aleyhine yaptığı icra takibinde borç kabulünün yapıldığını, ancak şirket çalışamaz hale geldiği geldiği halde davalıların anlaşmaya aykırı hareket ederek çekişmeli bağımsız bölümü iade etmediklerini, ayrıca davalıların anlaşmaya ilişkin yazılı bir belge verme konusunda müvekkillerini oyaladığını, temlikin açıklanan nedenlerle geçersiz olduğunu ileri sürerek 8 no"lu bağımsız bölümün davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına payları oranında tescilini istemiştir.
Davalılar vekili, iddiaların yersiz olduğunu, davacılar ..."ın ortağı olduğu şirketin müvekkillerine olan borcu nedeniyle 2 ayrı icra takibi yapıldığını, ... İcra Müdürlüğü"nün 2003/295 E sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine özgü icra takibinin aynı zamanda şirket yetkilisi olan davacı ... tarafından kabul edildiğini, şirketin borcu nedeniyle çekişmeli bağımsız bölümün devredildiğini, ayrıca iddia edildiği gibi davacılar ile bahse konu şirketin çalıştırılması konusunda bir anlaşmanın yapılmadığını, aksinin yazılı belge ile ispatlanması gerektiğini, davacıların davayı haksız ve kötüniyetli olarak açtıklarını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 8 no"lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptaline ve davacılar adına payları oranında tescile karar verilmiştir.
Çekişme konusu 8 no"lu bağımsız bölümün davacılar tarafından 22/04/2003 tarihinde ½ pay ..."e, ½ pay ..."e satış suretiyle temlik edildiği kayden sabittir.
Bilindiği üzere; inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muameledir. Bu sözleşme, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil eder.
Taraflar böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvururlar.
Diğer bir anlatımla, bu işlemle borçlu, alacaklısına malını rehin edecek, yani yalnızca sınırlı ayni bir hak tanıyacak yerde, malının mülkiyetini geçirerek rehin hakkından daha güçlü, daha ileri giden bir hak tanır.
Sözleşmenin ve buna bağlı temlikin, değinilen bu özellikleri nedeniyle, taşınmazı inanç sözleşmesi ile satan kimsenin artık sadece, ödünç almış olduğu parayı geri vererek taşınmazını kendisine temlik edilmesini istemek yolunda bir alacak hakkı; taşınmazı, inanç sözleşmesi ile alan kimsenin de borcun ödenmesi gününe kadar taşınmazı başkasına satmamak ve borç ödenince de geri vermek yolunda yalnızca bir borcu kalmıştır.
Uygulamada mesele, 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile ilişkilendirilip, bu karar dayanak yapılmak suretiyle çözüme gidilmektedir.
Somut olayda; 5.2.1947 tarihli 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararının aradığı anlamda yazılı delil ibraz edilmediği gibi, davacı taraf yemin deliline de dayanmamıştır.
Gerçekten de, 6100 sayılı HMK"nun 202 vd. maddeleri uyarınca delil başlangıcının varlığı halinde tanık dinletilebileceği kuşkusuzdur.
Somut olayda ise, Mahkemece delil başlangıcı kabul edilen icra takipleri şirketin darda kaldığının göstergesi olabilirse de çekişmeli taşınmazın teminat amaçlı temlik edildiği yolunda delil başlangıcı kabul edilemez.
Hâl böyle olunca, davalı ..."in kararı temyiz etmediği gözetilerek diğer davalı ... adına kayıtlı ½ pay yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.