Davacı, meslek hastalığı sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen 122.540,78 lira maddi ve manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi ve duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 04.03.2008 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Av.İ.A.ile karşı taraf vekili Av. S.D.geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava: 18.11.2002 tarihinde belinden kaynaklanan meslek hastalığı sonucu % 38,00 oranında meslekte kazanma gücünü kaybeden sigortalının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı işverenlik tarafından temyiz edilmiştir.
İşverenin, tazminattan sorumlu tutulması giderek, tazminat miktarının belirlenmesinde; İş Kanunun 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü"nün öngördüğü önlemlerin işyerinde olup olmadığının saptanması ile mümkündür. Bu yön ise, başka bir anlatımla, işverenin kusurlu olup olmadığı, varsa kusur oranı, uzman bilirkişiler tarafından düzenlenecek kusur raporu ile tespit edileceği yönü tartışmasızdır. Oysa hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; bilirkişinin, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak ve özellikle işyerinin niteliğine göre, işyerinde uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü"nün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, işyerinde alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususlar ayrıntılı bir biçimde incelemek suretiyle kusurun aidiyeti ve oranı hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptamadığı, gibi raporun gerekçesi ile sonuç bölümünün uyumlu olmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.
Öte yandan Meslek hastalığı nedeniyle davacıda belirlenen % 38,00 oranındaki sürekli iş göremezliğe davalı tarafça yapılan itiraz üzerine, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu tarafından 22.05.2007 günlü kararı ile “Sigortalının mevcut hastalığının meslek hastalığı olduğuna ve meslekte kazanma gücü azalma oranının % 38,00 olduğuna karar tarihini takip eden 1 yıl sonra kontrol ve muayenesinin gerektiğine” karar verilmiştir. Sigortalıda oluşan sürekli iş göremezlik oranının sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değeri ile tazminatın miktarını doğrudan etkilediği açıktır. Hal böyle olunca, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte kazanma güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin saptanması gerekir. Bu duruma göre Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kararında geçen kontrolün yapılarak meslekte kazanma güç kayıp oranının değişip değişmediği, diğer bir deyişle sürekli iş göremezlik oranının kesinleşip kesinleşmediği hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmadan davacının maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olarak karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; biri tıp doktoru olmak üzere iş yerinde yapılan işten anlayan işçi sağlığı ve iş güvenliği konularında uzman bilirkişilere konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilmek, sigortalıda oluşan meslekte kazanma güç kayıp oranının değişip değişmediği yöntemince araştırılmak ve sonuca göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı F.N.S.S Sav.Sis. AŞ’nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine, davalı avukatı yararına takdir edilen 550.00 YTL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 04.03.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.