17. Hukuk Dairesi 2016/11174 E. , 2017/1519 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ... sevk ve idaresindeki .... plakalı araç ile geri manevra yaptığı sırada oradan geçen davacı ..."e çarptığını, müvekkilinin savrulup yaralandığını, tedavi gördüğünü, kazadan dolayı manevi yönden aşırı derecede etkilendiğini belirterek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla sigorta şirketinin poliçe bedeli ile sınırlı olmak üzere şimdilik 1.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 21.000 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, aynı olay nedeni ile aynı davalılar hakkında birleştilen dosyada 52.000 TL maddi tazminatın 13.12.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı ...Ş vekili, poliçeden dolayı tedavi giderleri azami sorumluluk limiti 175.000 TL olduğunu, KTK ve Poliçe Genel Şartlarına göre sigorta şirketlerinin manevi tazminat ödemekle yükümlü olmadığını, bu nedenle davacıların manevi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, kusurun kanıtlanamaması halinde şirketlerinin sorumluluğunun olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Diğer davalı ..."ya usulüne uygun olarak tebliğ işlemi yapılmış olduğu halde davalı herhangi bir cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, asıl dava ve birleşen davanın kısmen kabulü ile, 40.272,60 TL maddi tazminatın 13/12/2010 tarihinden itibaren (sigorta şirketinin sigorta poliçesi limiti ve dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olmak üzere) yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, 2.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan ..."dan 13/12/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, sigorta şirketi hakkındaki manevi tazminat talebinin ve fazlaya ilişkin diğer taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşagıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde; mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu yaralanma ve malul kalma nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacının daimi işgöremezlik oranı ve kusur oranları gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16.2.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.