20. Hukuk Dairesi 2015/8165 E. , 2016/3452 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... ...mahallesi ...ada 2 parsel sayılı 4626,67 m² yüzölçümündeki taşınmaz, tespit tarihinde ölü olan ...adına tespit edilmiştir.
Davacı, 03/03/2008 havale tarihli dilekçesi ile; dilekçesine ekli krokide gösterilen 502 ada 1 nolu orman parselinin kuzey kısmı ile 503 ada 1 nolu orman parselinin kuzey ve doğu kısımlarının orman vasfında olduğunu, buna rağmen 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereğince yapılan çalışmalarda bu alanların orman sınırları dışına çıkarıldığını belirterek, yapılan kadastro tespitinin iptali ile bu alanların orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacının 90 ayrı parsele dava açtığının tespit edilmesi üzerine, her bir parsel için tefrik kararı verilerek 525 ada 2 parsel için bu dosya üzerinden yapılan yargılama sonucu davanın reddine, dava konusu taşınmazın davalı ... mirasçıları adına miras hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi üzerine yerel mahkeme hükmü ... Hukuk Dairesinin 13/06/2013 tarih ve 2013/3546 E. - 6722 K. sayılı ilâmı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “ Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi hükmüne göre orman kadastrosu yapılmış, davacı ... Yönetimi tarafından kısmî ilân süresi içinde dava konusu taşınmazla birlikte birden çok parsele dava açılmıştır. Orman kadastrosundan sonra yapılan arazi kadastrosu sırasında davaya konu yer hakkında ... ada 2 parsel numarası verilmiş ve kadastro mahkemesinde orman kadastrosuna itiraz davasına konu olduğundan söz edilmiş olmasına karşın, malik hanesi açık bırakılmayarak davalı adına tespit yapılmıştır. Mevcut dava nedeniyle tutanakların malik haneleri açık bırakılması gerekirken, dava konusu taşınmazın yanılgı sonucu davalı adına tespit edilmiş olması bu taşınmazın tesbitten önce davalı olduğu gerçeğini değiştirmez.
Ayrıca; mahkemece, dava konusu taşınmazın memleket haritası ve hava fotoğraflarına göre orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçe gösterilerek davacı ... Yönetiminin davasının reddi ile dava konusu taşınmazın tespit gibi davalı adına tesciline karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma taşınmazın davalı adına tespiti için yeterli değildir. Şöyle ki; mahkeme tarafından davalı yararına zilyetlikle kazanma koşulları araştırılmadığı gibi yapılan keşifte ziraatçi bilirkişi ve mahalli bilirkişi de bulundurulmamıştır. O halde; mahkemece, yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği
takdirde, bu kez çekişmeli taşınmazın tutanaklarının malik hanesi açık olarak düzenlendiği kabul edildiğinden davalı gerçek kişi yönünden zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalılar yanında, murisler yönünden de tapu ve ilgili kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi nazara alınarak sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.” denilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddine, dava konusu ... ili, ... ilçesi, ...mahallesi ..ada 2 parselin ... mirasçıları adına hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından esasa yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kısmî ilân süresi içinde açılan kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereği yapılan kadastro çalışmaları sırasında dava konusu parsel orman sınırları dışında bırakılmış, kısmî ilân süresi içinde Orman Yönetimince dava açılmış olması nedeni ile kadastro çalışmaları kesinleşmemiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine 17/03/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.