9. Hukuk Dairesi 2015/6776 E. , 2015/14293 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının, davalının yanında kamusal hukuk şefi olarak işe başladığını, haksız olarak işten çıkarıldığını, 19/03/2014 tarihine kadar aralıksız çalıştığını, davacının, müvekkilinin 30/12/2013 tarihindeki çalışması esnasında, işyerindeki işverene ait dolapta bulduğu iddia edilen kıymetli evrakı işverene teslim etmeyip çalışma arkadaşları ile paylaştığı gerekçesiyle iş akdinin feshedildiğini, belirtilen ithamın hiç bir aslı astarının bulunmadığını, işyerinde işverene ait dolapta bulunduğu iddia edilen hisse senetlerinin, bulunduğu tarih itibariyle hiç bir ekonomik değerinin bulunmadığını, davalı şirket tarafından müvekkilinin iş akdi haksız bir şekilde feshedilerek müvekkilinin mağduriyetine yol açtığını iddia ederek feshin geçersiz olduğunun tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının 11/09/2012 tarihinde işe başladığını, davacının iş akdinin iş yasasının 25/2-e maddesi uyarınca haklı nedenlerle feshedildiğini, 30/12/2013 tarihinde arşiv kayıtlarında araştırma yaparken eski çalışanlardan ..."nin dolabında evraklar , değişik miktar ve değerlerde hamiline yazılı toplamda 19.000 TL"lik hisse senedi bulunduğunu, hisse senetlerinin ...."i haberdar ettiğini, bulunan hisse senetlerinden ... isimli çalışanın da haberinin olması üzerine hisse senetlerinin değeri bu kişilerce araştırıldığını, hamiline yazılı hisse senetlerinin zilyetliğini haiz oranların hak sahibi olabileceğini düşünen davacı ve arkadaşları banka ve tanıdıkları avukatlarla görmüşler, her ne kadar hisse senetlerinin kaydileştirilmesi gerekse de kazanılmış hakka sahip olacaklarını düşüncesiyle hisse senetlerini kendilerine malederek çıkar sağlamak için aralarında paylaşıp şirket dışına çıkarmaya karar verdiklerini, hisse senetlerinin bulunması ve paylaşılarak şirket dışına çıkarılması durumu şirket yetkililerinden gizlendiği, sonuç olarak davacının sadakat borcuna aykırı davrandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, dosya içinde bulunan kayıt ve belgelere göre davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul etmek gerekecektir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı işverenin bir başka işçisi tarafından davalı işyerinde kime ait olduğu belli olmayan ve mali değeri bulunmayan hisse senetleri bulunmuş, bu senetler davacı, senetleri bulan dava dışı diğer işçi ve işverenin bir başka çalışanı arasında paylaşılmıştır. Davacı, feshe konu hisse senetlerini bulan işçinin amiri konumundadır. Bulunan senetlerin ekonomik değerinin bulunmadığı, davalının bu senetler nedeniyle bir zararının doğmadığı, senetleri bulan işçi ile paylaşan diğer işçiye bu eylemleri nedeniyle disiplin cezası olarak ihtar ve kınama cezalarının yaptırım olarak uygulandığı, davacının iş sözleşmesinin feshinin ise işverenin eşit işlem borcuna aykırı olduğu, feshin bu nedenle geçersiz olduğu gözetilmeden yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-İşverence yapılan FESHİN GEÇERSİZLİĞİNE, davacının İŞİNE İADESİNE,
3-Davacının kanunî sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin 4 aylık ücreti olarak belirlenmesine,
4-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine,
5-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
6-Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 1.500.-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 453.00 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8. Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine,
Kesin olarak 14.04.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.