Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere ve özellikle 506 sayılı Yasa"nın 87., 4857 sayılı Yasa"nın 2. maddesine göre davalı taşeron şirket Ö.İnş. Tah. Haf. Mak. San. ve Tic. Ltd. Şirketi"nin asıl işveren Ç.Metalurji A.Ş. ile birlikte davacıların oluşan zararlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu olmalarına, hükme esas alınan 19.06.2006 tarihli bilirkişi raporunda davacıların yakınları olan kazalı sigortalı Suat Selvi"nin olayda kusurunun bulunmadığına ilişkin belirlemenin olayın oluşuna uygun bulunmasına, davalı taşeron Şirket Ö.Ltd. Şirketinin olayda kusurlu olup olmadığının ilerde davalılar arasında görülebilecek rücü davasında belirlenebilmesinin mümkün bulunmasına göre davacılar B.,M.,M,ve N.S.nin tüm davacı Ş.S.ile davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2- Dava, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece ölen sigortalının babasının emeklilik aylığı aldığı ve anneye de bakmakla yükümlü olduğu gerekçesiyle davacıların maddi tazminat istemleri reddine, manevi tazminat istemlerinin kabulüne karar verilmiştir.
Sigortalının iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümü durumunda 506 sayılı Yasa"nın 24. maddesinin belirlediği koşulların gerçekleşmesi ile ana ve babasına gelir bağlanmaktadır.
4958 sayılı Yasa"nın 35. maddesi ile 506 Yasa"nın 24/1. maddesinde yapılan değişiklikten önce, ana ve babanın anılan gelirden yararlanabilmelerinin koşulu " ölen sigortalının sağlığında onların geçimini sağlamış olması" iken, anılan madde de yapılan 29.7.2003 tarihli 6.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren düzenlemeyle sigortalının ana ve babasına gelir bağlanmasının koşulu " sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Yasa"ya göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan " biçiminde değiştirilmiştir.
Bu tür davalarda; haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından hak sahiplerine bağlanan peşin sermaye değerinin belirlenen maddi tazminattan düşülmesi gerekir.Bu bakımdan davanın niteliği gözönünde tutularak öncelikle Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından gelir bağlanıp bağlanmayacağı kesin olarak saptanmalıdır.Başka bir anlatımla 506 sayılı Yasa"nın 24. maddesi gereğince, hak sahiplerine gelir bağlanması halinde, destekten yoksun kalma tazminatı istemi haklarının bulunduğu; aksi halde bu nitelikte bir haklarının olamayacağı açıktır.
Bu tür yasaların yürürlüğe girmeleri ile birlikte derhal tesirini husule getireceği tartışmasızdır. Somut olayda, davacı babanın SSK."dan yaşlılık aylığı alması nedeniyle ölen oğlundan iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanması mümkün olmadığından mahkemece maddi tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru ise de hak sahibi davacı anne hakkında yukarıda açıklanan doğrultuda inceleme ve araştırma yapılmadığı 29.07.2003 tarihinde kabul edilip, 06.08.2003 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasa’nın 35. maddesi ile değişik 506 sayılı Yasa’nın 24. maddesinin de dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır.Somut olayda Sosyal Güvenlik Kurumu"nca davacıların iş kazası sigorta kolundan ölüm aylığı bağlanmasına ilişkin taleplerinin davacı babanın yaşlılık aylığı aldığı gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; davacı anne Ş. S."ye iş kazası sigorta kolundan kendisine ölüm aylığı bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığına karşı tespit davası açması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre karar vermektir.
3-Olayın oluş şekline, müterafik kusur oranlarına, husule gelen elem ve ızdırabın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna, paranın alım gücüne, özellikle 26.6.1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı"nın içeriğine ve öngördüğü koşulların somut olayda; gerçekleşme biçimine, oranına, niteliğine hak ve nesafet kurallarına göre, ölen sigortalının kardeşleri olan davacılar N.S., M.S. M.S.yararına hükmolunan 7.500,00’er YTL manevi tazminatın “fazla” olduğu açıkça belli olmaktadır. Daha uygun bir miktara hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Ş.S. ile davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 6.3.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.