Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/8094
Karar No: 2008/3716

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/8094 Esas 2008/3716 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/8094 E.  ,  2008/3716 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi     : İstanbul 5. İş Mahkemesi
    Tarih               : 13.2.2007
    No                   : 1014-43

    Davacı,  icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatının yasal faiziyle tahsiline  karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  reddine karar vermiştir.
    Hükmün  davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere  göre  davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine.
    2- Dava icra takibine yapılan  itirazın iptali ile  takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatı olan 14.000.00 YTL"nin faiziyle birlikte  davalılardan müştereken ve müteselsilen  tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece taraflar arasında yapılan protokolde yer alan ilk ödemenin iş kazasından önceki bir  tarihe  ait  olması, bazı ödeme  belgelerinin  başka işlerle ilgili olup bazı  ödemelerinde başka kişilere yapılmış olduğu, ödemelerin niteliğinin belgelerde   açıklanmadığı, ödeme belgelerinin hiçbirisinde manevi tazminata  ilişkin olduğuna  ilişkin bir  açıklık bulunmadığı,  ödeme belgelerinin tazminat davasının yargılama ve temyiz aşamasında ibraz edilip ileri sürülmediği,  manevi tazminat  davasına verilen hükmün  kesinleştiği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden  davalı B.İ.ın oğlu,  davalı M. İ.nın  kardeşinin sigortalı M.İ."ın davacı şirkete  ait işyerinde çalışırken 13.7.1999 tarihinde geçirdiği işkazası  sonucu öldüğü, baba  B.İ."ın kendisine asaleten çocuğu M..İ.a  velayeten anne F.İ.ve kardeşler  İ., L.Y.İ.ın manevi tazminat istemiyle  dava açtıkları,  İstanbul 5. İş Mahkemesinin 2003/237 Esas nolu dosyasında görülen davada  27.1.2004 tarihli kararla B.İ.için 5.000.00 YTL M. İ. için 3.000.00 YTL  F. İ.için  5.000.00 YTL  kardeşler L., İ.ve Y. İ.n   herbiri için 3.000.00 YTL manevi tazminatın olay tarihi  olan 13.7.1999 tarihinden yürütülecek yasal faizi ile  birlikte davalı işveren şirketten tahsiline karar verildiği, dosyanın karar  çıkmasından sonra B.İ."ın kendisine asaleten kızı M.İ."a velayeten işveren şirketle  anlaşarak 25.2.2004 tarihli  " protokol " başlıklı belgeyi imzaladığı, bu belgede şirketin B.İ.a kendisi ve kızı  M.  için ölen sigortalı ile ilgili olarak ekli listede yer alan toplam 35.000.00 YTL  ödeme yaptığı, bu ödemeler nedeniyle İstanbul 5. İş Mahkemesinin 2003-237 Esas, 2004/4 karar sayılı  dosyasında açılan davadan  vazgeçtiklerinin yazılı olduğu, belgeyi B.İ.ın kendi adına asaleten, kızı M.İ.a velayeten  imzaladığı,  porotokol ekindeki listede yapılan ödemelerin yer aldığı, protokolün  imzalanmasından  bir gün 26.2.2004 tarihinde B.ve M.İ.ile sigortalının diğer yakınlarının avukatının İstanbul 5. İş Mahkemesinin 2003/237 Esas nolu ilamını  takibe koyduğu, takip dosyası içinde bulunan  İstanbul 9. İcra Mahkemesinin  2004/331 Esas, 2004/328 karar nolu kararından ödeme  emrinin ilam borçlusu davacı şirketin
    avukatına tebliğ edilmesi  üzerine 10.3.2004 tarihinde verdiği dilekçe ile takip talebinde  mahkeme adının yanlış yazılması ve ödeme nedeni ile icranın geri bırakılmasının talep edildiği, ancak anılan mahkemece  ibraz edilen ödeme belgesinin İİK"nun 33. maddesinde belirtilen nitelikte olmadığı  gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği bunun üzerine  tehiri icra kararı alındığı ve ilamın Dairemizce 15.4.2004 tarihinde onananmak  suretiyle kesinleşmesi  üzerine teminat  mektubunun  27.4.2004  tarihinde paraya  çevrilerek tazminat alacağının tahsil edildği, bunun üzerine davacı şirketin " protokol" başlıklı blege ve eki ödeme  listesini ilamsız takip yolu ile takibe koyduğu, B. İ."ın takibe karşı yaptığı  7.7.1994  tarihli  yazılı itirazda " 25.2.2004 tarihli  protokolün ölüm olayı nedeniyle açılan tazminat  davası konusuna  şamil olduğu, şirketteki 9 yıllık alacağı ve 7 aylık  maaşları ile ilgili olmadığı,  avukatının kendisinden habersiz mahkeme kararını icraya  koyduğu, icra yoluyla kendisine ödenen bir para olmadığı, tazminatla ilgili protokolün yalnızca kendisi ve kızı  M. İ."ı ilgilendirdiği  icrada yapılan takibin tazminat davasının diğer davacıları yönünden yapıldığı, mükerrer ödemeye sebebiyet vermediği,  takipte ismi geçiyor ise avukatın sehven yaptığını, sadece protokolde yazılı alacağını tahsil ettiğini  "imzalı beyanı ile  açıklanmış, bu şekilde protokole bağlı ekli listede  yapılan bir kısım ödemelerle tazminat davasına kendisi ve kızı yararına hükmedilen manevi tazminat alacağını aldığını ikrar etmiştir.  Gerek protokolün içeriğinden gerekse bu yazılı açık ikrardan protokol eki listeoeki bir kısım ödemelerin  B. ve  M.İ."ın  manevi  tazminat  alacağına karşılık yapıldığı ve davalıların ilama  bağlı alacaklarının 25.2.2004 tarihli protokolle sükut ettiği,  davalılar tarafından sükut eden bu alacağın ilamlı  icra yoluyla davacı şirketten  ikinci defa tahsil edildiği  görülmektedir.  Gerek davacı şirket tarafından yapılan ilamsız icra takibinden gerekse dava dilekçesinin içeriğinden  davacı  şirketin  sonuç olarak bu dava ile; borcunu ödemesine rağmen kendisinden ikinci defa  tahsil edilmek suretiyle kendi  malvarlığında geçerli (haklı) bir sebep olmaksızın  meydana gelen  azalmanın, davalıların malvarlığında meydana gelen çoğalmanın davalılardan istirdatını amaçladığı anlaşılmaktadır.
    Somut olayda uyuşmazlık tazminat davası borçlusu  olan davacı şirketin tazminat davasında yapılan yargılama sırasında ibraz etmediği ödeme belgelerinin hüküm henüz kesinleşmeden  hükmün icrası sırasında ileri sürmesi halinde nazara  alınıp  alınamayacağı ve icra takibine yaptığı ödeme  itirazının reddine karar verilmiş olması nedeniyle hakkındaki icra takibi kesinleşmiş bulunan borçlunun  takibe konu borcu icra dairesince ödedikten  sonra kendisinden fuzulen tahsil edilen paranının  geri alınması  için alacaklıya karşı genel hükümlere göre  dava açıp açamayayacağı noktasındadır.
    İbra sözleşmesi, gerek öğretide ve gerekse Yargıtay uygulanmasında borcu sona erdiren hallerden birisi olarak kabul edilmektedir. İbra, alacak ve borcu doğrudan doğruya ve kesin olarak ortadan kaldırmaktadır.
    Bu maddi ve hukuku olgular  karşısında borcu söndüren nitelikteki "protokol" başlıklı ibra belgesinin tazminat davasının karara  çıktığı  13.2.2007 tarihinden sonra 25.2.2004 tarihinde düzenlenmiş olması  hüküm henüz temyiz  aşamasında iken kesinleşmeden ve ilama bağlı alacağın takibi sırasında 10.3.2004  tarihinde yapılan şikayet yoluyla ileri sürülmesi karşısında  borcu söndüren yazılı belgenin dikkate alınması gerektiğinin kabulü gerekir. Davaya konu para borcu  davacı şirket tarafından alacaklı davalılara ödenerek ibraname alınmasına rağmen,  davalılar vekilinin ilamı icra yolu ile tahsile koymaları ve  davacının yaptığı ödeme itirazının reddedilmesi nedeniyle kesinleşen icra takibi sonucu haciz korkusu ile  zor altında böyle bir  hukuki sonuçtan kaçınmak için borcu ikinçci defa  ödemek durumunda kalan davacının fazladan ödediği parayı (mal varlığında meydana gelen eksilmeyi)  Borçlar Kanunu"nun 61. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak genel hükümlere göre mahkemeye müracaat ederek  istemek hakkı vardır.
    Yapılacak iş; davacının 25.2.2004 tarihindeki protokole bağlı ödemeleri dava konusu yaptığından HUMK"nun 74 maddesi gereğince talebi gözetilerek mahkemece davalı  B.İ.yararına hükmedilen 5.000.00 YTL, M. İ. yararına hükmedilen 3.000.00 YTL  manevi tazminatın olay tarihi olan 13.7.1999 tarihi ile  protokole göre en son ödemenin yapıldığı 2.9.2003 tarihi arasındaki oluşan yasal faiz alacağını  bilirkişiye hesap  ettirilerek davacı şirketin iadesini talep edebileceği toplam alacak miktarını  tesbit etmek  ve çıkacak sonuca göre karar vermektir.
    Mahkemece  bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm  kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının  bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 6.3.2008   gününde oybirliğiyle karar verildi.
     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi