Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/9117
Karar No: 2013/8084
Karar Tarihi: 06.05.2013

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2012/9117 Esas 2013/8084 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Davacı, davalı ile aynı evlilikte olan dava dışı kişi ile ilişki kurması nedeniyle manevi tazminat talep etmiştir. Mahkeme, boşanma davası sonucunda davacı yararına manevi tazminata hükmedildiği ve aynı olay nedeniyle birden fazla tazminat istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 24/03/2010 tarihli kararı göz önünde bulundurularak, evli kişilerle ilişki kurmanın ahlaka aykırılığı ve haksız eylem niteliği taşıdığına karar verilmiştir. Bu nedenle davalının sorumluluğu kabul edilerek, davacı yararına uygun bir miktar manevi tazminat takdir edilmesine karar verilmiştir.
Kanun maddeleri: Anayasa ve Medeni Kanun'da aile toplumun temeli olarak kabul edilmiş ve aileye yönelik düzenlemeler sadece aileyi değil, tüm toplumu ilgilendirmektedir. Eşler evlilik birliği kurmakla birbirlerine sadakat borcu altına girdikleri gibi, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumluluk altına girerler. Borçlar Kanunu’nun 50. maddesi göre, birden fazla kişinin müşterek kusurlarıyla bir zarara yol açmaları durumunda tam teselsül hali mevcut olup, sorumluların tamamından istenebileceği gibi bunlardan biri veya birkaçından da isteyebilir.
4. Hukuk Dairesi         2012/9117 E.  ,  2013/8084 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vd. vekili Avukat ... .... tarafından, davalı ... aleyhine 16/12/2010 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 13/03/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı ..."un temyiz itirazları reddedilmelidir.
    2-Davacı ..."ın temyiz itirazlarına gelince; dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz olunmuştur.
    Davacı ile dava dışı...."un evliliklerinin devamı sırasında, davalının dava dışı.... ile ilişki kurduğu; bu nedenle evlilik birliğinin sona erdiği ileri sürülerek manevi tazminat isteminde bulunulmuştur.
    Mahkemece, boşanma davası sonucunda davacı yararına manevi tazminata hükmedildiği ve aynı olay nedeniyle birden fazla tazminat istenemeyeceği; emsal olarak gösterilen Hukuk Genel Kurulu"nun 24/03/2010 gün ve 2010/4-129; 173 sayılı kararının davaya uygun düşmediği gerekçeleriyle ret kararı verilmiştir.
    Yukarıda değinilen Hukuk Genel Kurulu Kararı"nda: (...Hemen belirtmekte yarar vardır ki, gerek Anayasamızda, gerek Medeni Kanunumuzda aile toplumun temeli olarak kabul edilmiş ve aileyi koruyan hükümlere yer verilmiştir. Aile sadece mensubu olan kişiler için değil toplum için de önemlidir ve hem yazılı hukuk düzenimizde hem de örf ve adet hukukumuzda özel bir yere sahiptir. Bu nedenledir ki, ailenin korunmasına yönelik düzenlemeler sadece aileyi değil, tüm toplumu ilgilendirmektedir. Aile mensuplarının birbirlerine karşı yükümlülüklerinin ihlali çoğu zaman toplum düzenini de etkilemekte, yasalar nezdinde koruma önlemlerinin alınması yoluna gidilmektedir.
    Böylesi öneme sahip aile kurumuna mensup erkekle, evli olduğunu bilerek kurulan duygusal ve cinsel ilişkinin, hatta ondan çocuk sahibi olmanın aile kurumuna ve onun mensubu olan kişilere vereceği zarar kaçınılmazdır ve davalının bunu öngörmemiş olması düşünülemez.
    Bu nedenledir ki, evli kişilerle ilişki uzun süre suç sayılmış ve aile kurumu bu yolla da koruma altına alınmak istenmiştir. Bu tür eylemlerin, daha sonraki yasal düzenlemeler sırasında suç olmaktan çıkarılmış olması, bu eylemin ahlaka aykırılığını ve dolayısıyla haksızlığını da ortadan kaldırmayacaktır. Zira, bir eylemin ceza kanununa göre suç teşkil etmemesi ve müeyyidesinin düzenlenmemiş olması, borçlar hukuku hükümlerine göre ahlaka ya da hukuka aykırı olarak kabul edilmesine engel teşkil etmemektedir.
    Diğer taraftan, eşler evlilik birliğini kurmakla birbirlerine sadakat borcu altına girdikleri gibi, mensubu oldukları aile birliğine karşı da sorumluluk altına girerler. Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir. Davalı kadın da, evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayrıresmi ilişkiye girmek ve ondan çocuk sahibi olmak suretiyle, gerek yasalarca gerek örf ve adet hukukunca korunmayan haksız bir davranış içine girmiştir. Bu davranış da açıkça haksız eylem niteliğindedir.
    Eş söyleyişle, esasen dava dışı eşin, evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümü bulunmakla birlikte; onun evli olduğunu bilen ve buna rağmen onunla ilişkiye giren davalı kadının da dava dışı kocanın sadakatsizlik eylemine katıldığında ve her ikisinin de bu haksız eylemlerinden birlikte ve müteselsilen sorumlu olduklarında kuşku bulunmamaktadır.
    O halde olayda, Borçlar Kanunu’nun 50. maddesinde düzenlenen birden fazla şahsın müşterek kusurlarıyla bir zarara yol açmaları, diğer bir deyimle, tam teselsül hali mevcut olup, davalı doğan zarardan, davacının eşi ile birlikte müteselsilen sorumludur.
    Müteselsilen sorumluluğun bulunduğu durumda da davacı, alacağını sorumluların tamamından isteyebileceği gibi bunlardan biri veya birkaçından da isteyebilir.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 12.11.2003 gün ve 2003/9-685 E.-690 K. sayılı Kararı). Bunlardan birisinin ölmüş olması diğerini sorumluluktan kurtarmaz. Zarar gören dilerse davasını bu kişiye yöneltebilir...Evli bir kimsenin evlilik dışı birlikteliği, diğer eşin sosyal kişilik değerlerine saldırı niteliğinde olduğu gibi, bu eyleme katılan kişinin eylemi de bundan ayrı düşünülemez. Dolayısıyla, bu eyleme evliliği bilerek katılan kişi de diğer eşin uğradığı zarardan sorumludur.
    Sonuç itibariyle, davalının davacının eşi ile evli olduğunu bilerek duygusal ve cinsel ilişkiye girdiğinin tarafların ve mahkemenin kabulünde olmasına göre; davalının sorumluluğu ahlaka ve adaba aykırılık nedeniyle gerçekleşen “haksız fiil”den kaynaklanmakta; dava da yasal dayanağını haksız fiile ilişkin hükümlerden almaktadır...) gerekçeleriyle sorun çözüme bağlanmış bulunmaktadır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının sorumluluğu kabul edilmeli ve tahsilde tekerrür olmamak üzere davacı yararına uygun bir miktar manevi tazminat takdir edilmelidir. Karar, bu bakımdan yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle davacılardan ... yararına BOZULMASINA; davacı ... Turan"ın temyiz itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden davacı ..."dan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 06/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi