Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/15312
Karar No: 2008/3738
Karar Tarihi: 10.3.2008

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/15312 Esas 2008/3738 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/15312 E.  ,  2008/3738 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Çerkezköy 2. Asliye Hukuk (İş)Mahkemesi
    TARİHİ             : 28/03/2007
    NUMARASI    : 2007/38-2007/148

    Davacı,  murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Dava, hak sahibi olan davacıların yakınlarının iş kazası sonucu ölümünden kaynaklanan maddi zararlarının giderilmesi  istemine ilişkindir.
    Yargılama sırasında ıslah dilekçesi ile manevi tazminat talebinde bulunulmuş, maddi tazminat istemleri yönünden ise davanın atiye bırakılması talep edilmiştir.
    Mahkemece, manevi tazminata ilişkin  açılmış bir dava olmadığı halde, ıslah dilekçesi ile manevi tazminat istemi dikkate alınarak, manevi tazminatın kısmen kabulüne karar verilmesi yanlıştır. HUMK.’nun 83. ve devam maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunun değiştirebilmesi imkanını sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Öte yandan  harca tabi davalarda her dava açılırken davalıdan  başvurma harcı ile nispi harca tabi davalarda  nispi karar ve ilam harcının  dörtte biri peşin olarak  alınır. Gerekli harçlar alındıktan sonra dava dilekçesi esas defterine kaydedilir ve dava,  dava dilekçesinin esas defterine kayıt edildiği tarihte  açılmış sayılır. İnceleme konusu olan bu olayda  manevi tazminata ilişkin dilekçenin nispi harç yatırılmak suretiyle mahkemeye verildiği ve ancak başvuru harcının yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Dilekçenin bu haliyle bir ek dava dilekçesi olarak kabulü dahi mümkün değildir. Bu nedenle "davacıların ayrıca dava açma hakları saklı kalmak üzere manevi tazminata ilişkin ıslah istemlerinin reddine", karar verilmesi gerekirken manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü yönünde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
    2-Davacılar vekili maddi tazminat istemi yönünden davayı geri alma (atiye terk) talebinde bulunmuş, mahkeme ise davacıların maddi tazminat talebinin H.U.M.K."nun 409/1 maddesi uyarınca dava yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
    Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 185/I. maddesinde düzenlenen davanın geri alınabilmesi (atiye bıkarılması) için davalı tarafın açık rızasının bulunması gerekir. Davalı taraf davacının davaya geri almasına açık bir şekilde muvafakat ederse, davanın esası hakkında karar verilmez. Davanın bu şekilde geri alınması ile dava hiç açılmamış sayılır ve dava açılması ile doğan sonuçlar hiç doğmamış kabul edilir. Davacı geri aldığı davayı
    zamanaşımı süresi içinde yeniden harç ödeyerek tekrar açabilir. Davayı geri alma, davayı takipsiz (veya müracaata) bırakma ile ilgili hükümlerin düzenlendiği H.U.M.K."nun 409. maddesi ile karıştırılmamalıdır. Takipsiz bırakılan dava hakkında açılmamış sayılmasına karar verilir.
    Dosyada davalıların, davacılar vekilinin geri alma istemine açıkça muvafakat ettiklerini gösterir herhangi bir beyanları bulunmadığına göre davaya devam edilerek toplanan delil durumu itibariyle bir karar verilmesi gerektiği ortada olduğu gibi talep ve koşullara bulunmayan H.U.M.K."nun 409. maddesi yönünden hüküm kurulmaması gerektiği de açıktır. Öte  yandan davacılar vekilince de kabul edildiği ve mahkemenin gerekçesinde de açıklandığı üzere SSK tarafından bağlanan gelirlerle davacıların maddi zararlarının dolayısı ile maddi tazminat alacaklarının kalmadığının anlaşılmasına göre, bu tür davaların Sosyal Güvenliğe yönelik olup şüphe ve tereddüte mahal vermeyecek şekilde sonuca ulaştırılmaları gerektiği göz önünde bulundurularak, davacılar vekilinin delilleri toplanıp davanın reddini gerektirdiği göz  önünde bulundurularak,davacılar vekilinin deliller toplanıp davanın reddini gerektiren durumun ortaya çıkmasından sonra davayı geri almaya yönelik talebi dikkate alınmaksızın davanın açık ve kesin bir şekilde sonuçlandırılması gerektiğinin göz ardı edilmesi de doğru görülmemiştir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davalıların  bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle  BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer bulunmadığına , temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 10.3.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi