Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7240
Karar No: 2016/3513

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/7240 Esas 2016/3513 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/7240 E.  ,  2016/3513 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ... vekili ile davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede 1977 yılında yapılıp 11/04/1978 ilâ 10/05/1978 tarihleri arasında ilân edilen tapulama sırasında ... köyü, 701 parsel sayılı 4500,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Şubat 1325 tarih 39 ve 40 numaralı tapu kaydı ile 174 tahrir numaralı vergi kaydına dayanılarak tarla vasfıyla ... ... adına tespit edilmiş, ... ...nin bu tespite itirazı üzerine ... Tapulama Mahkemesinin 17.12.1984 tarih ve .../... – .../... sayılı kararıyla, davacı ... ...nin davasının reddine ve 701 sayılı parselin tespit malikinin mirasçıları belirtilerek mirasçılar adına miras hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ve bu karar Yargıtay denetiminden geçerek 12/06/1986 tarihinde kesinleşmiştir.
Davacı ... ... vekili, 16/08/2012 havale tarihli dilekçeyle; dava konusu 701 parsel sayılı taşınmazın kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kaldığı iddiasıyla, taşınmazın tapu kaydının iptali ile ... adına orman vasfıyla tapuya tescili ve davalıların taşınmaza müdahalelerinin önlenmesi istekleriyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu ... köyü, 701 parsel sayılı taşınmazın, fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 2166,83 m² yüzölçümlü bölümünün tapusunun iptali ile bu bölümün son parsel sayısıyla orman vasfıyla ... adına tapuya tesciline ve bu bölüme davalıların müdahalelerinin önlenmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... ... vekili ve davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan yer iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil ile müdahalenin önlenmesine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, dava tarihinden önce 1977 ilâ 1982 yılları arasında orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması yapılıp, ekip çalışması 17.08.1982, itirazların incelenmesiyle komisyon çalışmaları da 17.06.1983 tarihinde ilân edilmiş, 1990 yılında yapılan aplikasyon, sınırlandırılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 sayılı Kanunla değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması 04.06.1991 tarihinde ilân edilmiştir. 115 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 4999 sayılı Kanunun 9. maddesi gereğince yapılan fennî hataların düzeltilmesi çalışmaları 31.03.2005 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir.
Mahkemece, davacı ... ...nin davası kısmen kabul edilmiş ise de karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman tahdidi, itirazsız yerlerde 17.08.1982 tarihinde ilân edilerek 18/02/1983 tarihinde kesinleşmiştir. Davaya konu parsel ise 12/06/1986 tarihinde kesinleşen yukarıda söz edilen mahkeme kararı ile davalılar adına tapuya tescil edilmiştir. Bir başka anlatımla aynı parsel, davacı ... ... ile davalı gerçek kişiler arasında daha önce dava konusu olmuş ve orman tahdidinin kesinleşmesinden sonra gerçek kişiler adına tescil edilmiştir. Her ne kadar, tapulama mahkemesinde görülen davada, ... ... tarafından orman tahdidine dayanılmamış ise de davacı ... ... ile davalılar arasında görülen 1979 tarihinde açılan bu dava nedeniyle kesinleşmiş tahdit bulunmadığından, sözü edilen dava dosyasında uyuşmazlığın orman tahdidine göre değil, eski tarihli resmi belgelere göre dava konusu parselin orman sayılan yer olup olmadığı belirlenerek çözülmesi gerekmektedir. Sözü edilen yargılamada mahkemece; dava konusu parselin orman sayılmayan yer olduğuna karar verilerek, dava konusu parsel gerçek kişiler adına tescil edilmiş ve bu karar orman tahdidinin kesinleşmesinden sonra kesinleşerek dava konusu parsel gerçek kişiler adına tapuya tescil edilmiştir. Buna göre, çekişmeli parselin vasfı aynı taraflar arasında görülen dava ile daha önce belirlendiğinden somut olayda çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğuna ilişkin ... Tapulama Mahkemesinin 17.12.1984 tarih ve .../... – .../... sayılı kararı 6100 sayılı HMK’nın 303. (1086 sayılı HUMK"nın 237.) maddesi gereğince taraflar arasında kesin hüküm niteliğindedir.
Kesin hüküm, ilk önce (hükmü veren mahkeme de dahil diğer bütün) mahkemeleri bağlar. Yani mahkemeler, aynı konuda, aynı dava sebebine dayanarak, aynı taraflar hakkında verilmiş olan bir kesin hüküm ile bağlıdırlar. Aynı davayı bir daha (yeniden) inceleyemezler (kesin hüküm itirazı) ve aynı konuya ilişkin yeni bir davada, önceki davada verilmiş olan kesin hüküm ile bağlıdırlar (HGK"nun 28.03.2012 gün ve E:2011/2-890, K:2012/239; HGK"nın 14.11.2012 gün ve E:2012/20-583, K:2012/789 sayılı ilâmları).
Bu itibarla mahkemece; kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabulü yolunda hüküm tesisi usûl ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre ise dava konusu taşınmaz, davalılar tarafından dava tarihine kadar tapu kaydına dayanılarak tasarruf edildiğinden ve bu tarihe kadar davalılar tarafından çekişmeli taşınmaza haksız elatma söz konusu olmadığından, her halükarda ... ...nin elatmanın önlenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yönde karar verilmiş olması da isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... ... vekilinin dava konusu 701 parsel sayılı taşınmazın tamamının tahdit içinde kaldığına yönelik yersiz temyiz itirazlarının REDDİNE, davalılardan ... vekilinin temyiz itirazlarının ise kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 28/03/2016 günü oy çokluğu ile karar verildi.

K A R Ş I OY

Dava, kesinleşen orman tahdit sınırları içinde kalan ve davalılar adına tapuda kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman olarak ... adına tapuya tescili ve müdahalenin meni talebini içermektedir.
Mahkemece dava konusu ... ilçesi, ... köyü 701 sayılı parselin, fen bilirkişinin rapor ve elindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 2166.83 m²’lik kısmın tapu kaydının iptali ile orman olarak ... adına tapuya tesciline ve bu bölüme haksız müdahalenin menine karar verilmiştir.
Dava konusu 701 numaralı parsel 11.04.1978 ile 10.05.1978 tarihleri arasında yapılan arazi kadastrosu sırasında vergi kaydı ve tapu kaydı dayanak olarak gösterilip ... ... adına tespit edilmiştir. ... ..., süresinde bu tespite itiraz etmiş ve ... Kadastro Mahkemesinin .../... E. - .../... K. sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde ... ...n davasının reddine tespit gibi tesciline karar vermiş ve bu karar temyiz incelemesinden de geçerek kesinleşmiştir. Bu dava devam ederken yörede 1982 yılında orman kadastro çalışmaları başlamış, 18.02.1983 tarihinde kesinleşmiştir.
Temyize konu dosyanın yargılaması sırasında ... Kadastro Mahkemesinin .../... E. - .../... K. sayılı dosyası getirtilmiş, incelenmiş, ancak bu dosyada verilen kararın kesin hüküm oluşturup oluşturmayacağı tartışılmamıştır. Kesin hükmün varlığı re’sen nazara alınması gerektiğinden temyiz incelemesi sırasında kesin hüküm olup olmadığı dikkate alınmıştır. Dairemizce önceki hükmün kesin hüküm niteliğinde olduğu kabul edilmişse de, bu görüşe katılmak mümkün değildir. Çünkü; ... Kadastro Mahkemesinin .../... Esas sayılı dosyasında ... ... arazi kadastro çalışması neticesinde yapılan tespite itiraz etmiş, bu itirazla ilgili yargılama devam ederken yörede orman kadastro çalışması başlamıştır. Eldeki dava aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davasına da dönüşmüştür. Mahkemece hem arazi kadastrosu hem orman kadastrosu yönünden inceleme yapılması zorunludur. Buna rağmen, mahkemece orman kadastorusunun başladığı ve yapıldığının farkında olmadığından inceleme ve araştırma yapmamıştır. Orman kadastrosuna ilişkin çalışma evrakları, tutanaklar, ilânlar, pafta ve diğer kayıtlar getirtilmemiş ve incelenmemiştir. ... Kadastro Mahkemesinin 17.12.1984 tarihli ret kararı sadece arazi kadastrosuna itiraza ilişkindir. Orman kadastrosuna itiraza da dönüşen dava ile ilgili hüküm kurulmamış ve mahkemenin ret kararı bu hususu kapsamamaktadır.
Kesin hüküm olabilmesi için, her iki davanın tarafları, konusu ve dava sebebinin aynı olması zorunludur. Önceki davada tespite itiraz ile orman sayılan yerlerden olduğu eddia edilirken, temyize konu dosyada ise kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali ve tescil istenmektedir. Her iki davanın dava sebebi farklıdır.
Yargıtayın ilgili Hukuk Daireleri ve Hukuk Genel Kurulunun birçok örnek kararında belirtildiği üzere yargılaması yapılan davada bir kısım talepler nazara alınmamış, incelenmemiş ve hüküm altına alınmamışsa o konu taraflar arasında kesin hüküm oluşturmayacağı yönündedir. Taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu yapılmış, mahkemece itiraz incelenmemiş ve hüküm altına alınmamıştır. Tapu maliki yönünden 6831 sayılı Orman Kanununun 11. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre de geçmiştir.
Bu nedenle, ... kadastro Mahkemesinin .../... E. - .../... K. sayılı dosyada verilen kararın taraflar arasında kesin hüküm oluşturmayacağı düşüncesindeyiz. Temyize konu dosyada mahkemenin orman tahdit hattını nazara alınarak taşınmazın tahdit hattı içinde kalan kısım yönünden tapu iptali ve tescil talebini kabul etmesi usûl ve kanuna uygundur. Davalı tarafın tapu iptali ve tescil yönünden itirazlarının reddi ile hükmün bu bölümü yönünden kararın onanması gerekmektedir. Sayın çoğunluğun kararına bu yönden katılmıyoruz.




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi