Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7122
Karar No: 2016/3517
Karar Tarihi: 28.03.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/7122 Esas 2016/3517 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/7122 E.  ,  2016/3517 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili, davacı ... ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ... 01.11.2005 tarihli dilekçesiyle; mahkemenin birleştirilen 2007/23 Esas sayılı dosyasının davacısı, ... ise 13.07.2005 tarihli dilekçesiyle; ... beldesi, ... mevkiinde ve zilyetliklerinde bulunan taşınmazların yörede 2002 yılında ilk kez yapılan ve 31.05.2005 - 30.11.2005 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosu sırasında kadastro komisyonu tarafından orman sayılarak orman alanı içinde bırakıldığını belirterek, bu işlemin iptali ile taşınmazlarının tamamının orman alanı dışına alınması isteğiyle ayrı ayrı dava açmışlardır.
Mahkemece; dosyalar birleştirilmeden önce ayrı ayrı yapılan yargılama sonunda, davacılar ... ile ...’ın davalarının kabulü ile bilirkişi raporuna ekli krokide sırasıyla 246,00 m² ve 86,00 m² yüzölçümünde gösterilen taşınmazlara ilişkin sınırlandırma işleminin iptaline ayrı ayrı karar verilmiştir.
Her iki kararı da ... vekilinin temyiz etmesi üzerine, her iki kararda Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18/12/2006 tarihli .../... – ... ve .../... – ... sayılı kararları ile ayrı ayrı bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararlarında özetle; “Dairede aynı gün temyiz incelemesi yapılan mahkemenin 2005/2 ve 2005/38 Esas sayılı dosyalarına konu taşınmazların bitişik komşu olduğu, ancak, fen bilirkişi krokisinde birbirinin içinde kalacak şekilde gösterildiği anlaşılmıştır. Sağlıklı bir çözüme ulaşılabilmesi için öncelikle mahkemenin 2005/2 Esas ile 2005/38 Esas sayılı dava dosyaları birleştirilerek görülmeli, yeniden yapılacak keşifte mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, usûlüne uygun orman araştırması yapılarak bilirkişilerden yeterli rapor alınması, çekişmeli taşınmazların 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklığı niteliğinde bulunup bulunmadığı da araştırılarak; ormaniçi açıklığı niteliğinde ise; orman içi açıklık ve boşlukların zilyetlik yolu ile kazanılmasına yasal olanak olmadığının gözetilmesi ve fen bilirkişiden krokisinde dava konusu iki taşınmazı da ölçekli olarak ve orman sınır noktaları ile bağlantılı olarak gösteren rapor alınmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmlarına uyularak ve davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda; davacı ... ile ...’ın davalarının kabulüne ve 02.03.2009 tarihli bilirkişi kurul raporuna ekli krokide C (C1+C2+A+B) =1357,54 m² yüzölçümlü olarak gösterilen taşınmazların orman yapılan tespitinin iptaline karar verilmiş, davalı ...nin temyizi üzerine hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12.10.2009 tarih ve 2009/11690 - 2009/14511 sayılı kararı ile ikinci kez bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde arazi kadastrosu yapıldığı ve çekişmeli taşınmaza 363 ada 1 nolu parsel numarası verildiği dosyadaki paftasından anlaşılmaktadır. Davalı taşınmaza ayrıca tutanak düzenlenmiş ise mahkemece tutanak aslı getirtilerek, davanın aynı zamanda arazi kadastrosuna da itiraza dönüştüğü kabul edilerek, 3402 sayılı Kanunun 30/2 maddesi gereğince sicil oluşturulması ve bu dava nedeniyle malik hanesi açık olacağından ...nin davaya dahil edilmesi ve 363 ada 1 sayılı parsele karşı başka açılmış davalar var ise, aynı parsele karşı açılan tüm davalar birleştirilerek görülmesi ve taşınmaz hakkında sağlıklı sicil oluşturulması gerekir. Ayrıca, dava konusu taşınmazın gerçek eğimi kesin ve net bir şekilde belirlenmemiştir. Yüksek eğimli funda ve makilerle kaplı alanlar orman ve toprak muhafaza karakteri taşıması nedeniyle 6831 sayılı Kanunun 1/J maddesi kapsamı dışında aynı kanunun 1/1. maddesi gereğince orman sayılan yerdir. 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/p maddesinde "üzerindeki bitki formasyonu ile taşkınları, şiddetli yağış sonrası oluşan zararlı akışları, toprak erozyonu, toprağın strüktür ve tekstürünün, bozulmasını önleyici, su verimini arttırıcı etkisi bulunan ve eğimi yüzde on ikiden fazla olan yerlerin orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyacağı." şeklinde tanımlanmış ve yine aynı yönetmeliğin "Devlet Ormanı Olarak Sınırlandırılacak Yerler" başlığını taşıyan 26/j maddesinde "orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanların Devlet Ormanı olarak sınırlandırılacağını" aynı maddenin ikinci fıkrasında "orman rejimine girmiş olan bu gibi yerlerin komisyonlarca herhangi bir nedenle sınırlama dışı bırakılmış veya orman sayılmamış olmasının bu yerlerin orman olma vasfını ortadan kaldırmayacağı" öngörülmüştür.
Bu nedenle; yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazların öncesinin eski tarihli resmî belgelerde ne şekilde nitelendirildiği usûlüne uygun orman araştırması ile belirlenmeli, taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığının hava fotoğraflarına dayalı olarak usûlüne uygun araştırılması” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilâmına uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın reddine ve Köprülü mahallesi 363 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili, davacı ... ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman sınırlamasına itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 31.05.2005 tarihinde ilân edilerek eldeki davaya konu taşınmazlar yönünden kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunmaktadır.
1) Davalı ... vekilinin temyiz itirazları yönünden;
Davalı ... vekili, 363 ada 1 sayılı parselin orman vasfını kaybettiğini ve küçük ıslah çalışmaları ile ülke ekonomisine katkı sağlayabilecek nitelikte olduğu halde taşınmazın orman vasfıyla tescilinin doğru olmadığı ve davacı gerçek kişilerin açtığı dava reddedilmesine rağmen yapılan keşifte mahalli bilirkişi anlatımları yeterli olmayıp, olayı aydınlatmadığı ve dosyaya sunulan bilirkişi raporlarının yetersiz olduğu gerekçeleriyle hükmü temyiz etmiş ise de, yörede yapılan orman tahdidi ile orman olarak belirlenen alana 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince aktarma suretiyle 363 ada 1 parsel sayısı verilerek hakkında kadastro tutanağı düzenlenmeden oluşmuş olan 363 ada 1 sayılı parsele karşı ... tarafından eldeki dosyada açılmış bir dava bulunmamaktadır. Eldeki dosyada ise bu parselin tamamı davalı olmayıp, davalı olan bölümlerine karşı da ... tarafından açılmış bir dava veya davaya katılım bulunmamaktadır. Davacı gerçek kişilerin açtığı dava ise reddedilmiş olup ... aleyhine bir durum oluşmamıştır. Görüleceği üzere somut olayda ...nin mahkeme kararını temyiz etmesinde herhangi bir hukukî yararı bulunmadığı gibi davanın konusu olmayan hususlarda temyiz isteğinde bulunmuştur. Bu itibarla, ... vekilinin yersiz temyiz isteklerinin reddi gerekmiştir.
2) Davacı ... vekili ile birleştirilen dosya davacısı ...’ın temyiz itirazlarına gelince;
Davacı ... vekilinin temyiz dilekçesine eklediği belgelerden adli yardım şartlarının oluştuğu anlaşıldığından 6100 sayılı HMK"nın 336. maddesi gereğince adli yardım talebinin kabulüne karar verildikten sonra işin esasının incelenmesinde;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, 3 kişilik uzman orman bilirkişi kurulu tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazlar orman sayılan yerlerden oldukları gibi taşınmazlar orman sayılan yerlerden olmasalar dahi davacı ve birleşen dosya davacısının taşınmazlar üzerinde iktisaba elverişli ve ekonomik amaca uygun kullanımlarının bulunmadığı ve dolayısıyla lehlerine kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının da oluşmadığı anlaşıldığına göre, mahkemece davaların reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, dosya arasında bulunan Kadastro Müdürlüğünün 18.04.2011 tarih ve 205-01/2190 sayılı yazısında, 363 ada 1 sayılı parselin orman kadastro komisyonlarınca tahdit ve tespitinin yapıldığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22. maddesinin son fıkrası uyarınca sınırlandırılmasına göre paftasına aktarıldığı yani hakkında kadastro tutanağı düzenlenmeden aktarma suretiyle tapuya tescil edildiği bildirilmesine rağmen mahkemece 363 ada 1 parsel hakkında kadastro tutanağı düzenlenmiş gibi ve mükerrer sicil oluşturacak şekilde “…363 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tespit gibi tapuya kayıt ve tesciline…” denilmesi doğru olmamıştır. Fakat bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hüküm fıkrasının ikinci bendinin hükümden tamamen çıkartılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı ... vekilinin temyiz isteğinin REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı ... vekili ve birleştirilen dosya davacısı ...’ın temyiz itirazlarının reddi ile hükmün yukarıda gösterilen düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 28/03/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi