20. Hukuk Dairesi 2015/8465 E. , 2016/3523 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi birleşen dosya davacıları ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 1981 yılında yapılıp 1982 yılında ilân edilen tapulama sırasında ... Mahallesi, 1474 ve 1475 parsel sayılı sırasıyla 15.440,00 m² ve 4576,00 m² yüzölçümündeki her iki taşınmazda tarla nitelikleriyle, 1474 parsel ... adına tespit edilmiş; ancak, davacı ... ... ve arkadaşları ile ... ... isimli şahısların itirazı üzerine ... Tapulama Mahkemesi 28.06.1984 gün ve ..../... – .../... sayılı kararıyla, taşınmazın tarıma elverişli olmadığı gerekçesiyle 1474 sayılı parselin tapulama tutanağının iptali ile 1474 sayılı parselin tapulama harici bırakılmasına karar verilmiş, bu karar 06.11.1989 tarihinde kesinleşmiştir. 1475 sayılı parselin tespiti ise itirazsız kesinleşerek tapuya tescil edilmiş ise de, ... tarafından açılan tapu iptali ve tescil istekli dava ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.05.1995 tarih ve .../... – .../... sayılı kararıyla taşınmazın orman vasfıyla tapuya tesciline karar verilmiştir.
Davacı ... 27/10/2014 havale tarihli dilekçesiyle; 1474 ve 1475 parsel sayılı taşınmazlar içinde yer alan üç parça arazisi hakkında kullanım kadastrosu yapılmadığını beyan ederek kullanımında olan taşınmazlar hakkında kullanım kadastrosu yapılması isteğiyle dava açmıştır.
Mahkemenin birleştirilen .../... Esas sayılı dosyasının davacısı ... 27/10/2014 havale tarihli dilekçesiyle; 1474 parsel sayılı taşınmaz içinde yer alan ve zilyetliğinde bulunan 6000,00 m² yüzölçümündeki taşınmazın 3500,00 m² yüzölçümündeki bölümünü ...’a sattığını, taşınmazının geriye kalan 2500,00 m² yüzölçümündeki bölümün ise orman olarak bırakıldığını, ancak bu işlemin yanlış olduğunu iddia ederek kullanımında olan bu taşınmaz hakkında kullanım kadastrosu yapılması isteğiyle dava açmıştır.
Mahkemenin birleştirilen .../... Esas sayılı dosyasının davacısı ... 28/10/2014 havale tarihli dilekçesiyle; 1475 parsel sayılı taşınmaz içinde yer alan bir parça arazisi hakkında kullanım kadastrosu yapılmadığını beyan ederek kullanımında olan taşınmaz hakkında kullanım kadastrosu yapılması isteğiyle dava açmıştır.
Mahkemenin birleştirilen .../... Esas sayılı dosyasının davacıları, davacı ... ve arkadaşları 30.10.2014 havale tarihli dilekçeleriyle, ... mahallesinde 3402 sayılı Kadastro Kanununun Ek-4. maddesi hükümlerine göre, 2/B madde alanlarında yapılan kadastro çalışmasının askı ilan süresi içinde, 1474 ve 1477 sayılı parsellerin 2/B madde çalışmasına konu edilmediğini, ancak taşınmazların orman olmadığı, taşınmaz için ecri misil ödedikleri beyanla, her iki parselin yeniden incelenip değerlendirilerek adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir. 1474 sayılı parsele karşı açılan dava, 1477 sayılı parselin davalı olduğu dava dosyasından tefrik edildikten sonra eldeki bu dava ile birleştirilmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, öncesi orman olan bir yer 2/B madde uygulaması ile ancak ... lehine orman sınırı dışına çıkarılabilecek olup, kanundan kaynaklanan bu zorunluluk nedeniyle gerçek kişilerin taşınmazın orman sınırları dışına çıkartılmasını talep etmekte hukukî yararı ve aktif dava ehliyeti bulunmadığı gibi, halen orman olan taşınmazın hangi nedenle olursa olsun orman sınırları dışına çıkartılması için ... ...ni zorlayıcı nitelikteki davanın dinlenme olanağının da bulunmadığı gerekçesiyle asıl dosya davası ve birleşen dosya davalarının reddine, ... aleyhine açılan davanın ise husumet nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm birleşen dosya davacıları ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalar, tapuda orman vasfıyla kayıtlı taşınmaz ile hükmen tapulama dışı bırakılan taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkartılması ve beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilmesi isteklerin ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 20/08/1982 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması ile 1998 yılında yapılan aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece verilen karar, usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki, çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun (5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile eklenen) Ek- 4. maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosu sırasında davacı ve birleşen dosya davacılarının dava ettiği 1474 ve 1475 parsel sayılı taşınmazlar hakkında kullanım kadastro tutanağı düzenlenmediği, bu taşınmazların 2/B madde kapsamı dışında yörede 1982 yılında ilan edilen tapulama sırasında tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Kadastro mahkemesinin görevi; kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Hakkında tutanak düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup, kesinleşen taşınmazlarla ilgili iddiaların (davaların) genel mahkemede görülmesi gerekir. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen gözetilmesi zorunludur.
Hal böyle olunca; davacı ve birleşen dosya davacılarının açtıkları davalar hakkında görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilip yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle; birleşen dosya davacıları ... ve arkadaşları vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 28/03/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.