MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede 2002 yılında yapılan kadastro sırasında... mahallesi, 673 ada 23 parsel sayılı 130.530,63 m² yüzölçümündeki taşınmaz, “Hali Arazi” vasfıyla... adına tespit edilmiş, bu tespite gerçek kişiler tarafından yapılan itiraz üzerine, ... Kadastro Mahkemesinin 31.05.2004 tarih 2003/26 – 2004/36 sayılı kesinleşmiş kararı ile 673 ada 23 sayılı parselin krokide (C) harfiyle gösterilen 3360,58 m² yüzölçümlü bölümünün ... adına, geriye kalan bölümünün... adına tespit gibi tesciline karar verilmiş, bu karar doğrultusunda dava konusu 673 ada 23 sayılı parselden 3360,58 m² yüzölçümlü bölüm 673 ada 24 parsel sayısıyla ifraz edilmiş, geriye kalan bölüm ise aynı parsel sayısıyla ve 127.170,25 m² yüzölçümünde tespit gibi “...” vasfıyla... adana tapuya kayıt ve tescil edilmiştir.
Davacılar ... ve ... vekili 10.05.2013 havale tarihli dilekçesiyle, müvekkillerinin 30 yıldan fazla bir süredir zilyetliklerinde olan taşınmazların kadastro sırasında hatalı olarak 673 ada 23 sayılı parsel içinde tespit edildiğini iddia ederek 673 ada 23 sayılı parselin tapu kaydının iptali ile müvekkilleri adına tescili isteğiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, dava konusu taşınmazın ... sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, zilyetlik nedeniyle kadastrodan önceki hukukî sebeplere dayanılarak 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesindeki on yıllık hak düşürücü süre içinde açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman ... bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, çekişmeli taşınmazın evveliyatı itibariyle ... sayılan yerlerden olduğu gibi, ziraatçı bilirkişi raporuna göre de, hali hazırda da imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğu ve böylece çekişmeli taşınmazın zilyetlikle kazanılması mümkün olmayan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu saptanarak yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 28/03/2016 günü oy birliği ile karar verildi.