Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/6374
Karar No: 2021/8507
Karar Tarihi: 15.09.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2020/6374 Esas 2021/8507 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2020/6374 E.  ,  2021/8507 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ
    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : TRABZON TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen tapu iptal ve tescil davasının kabulüne, karşı alacak davasının ise kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurularının esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalının arsa sahipleri ile akdetmiş olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden 12 adet villa inşa ettiğini, söz konusu villalardan B1 blok 1 nolu bağımsız bölümü 01/10/2014 tarihli adi yazılı satış sözleşmesi ile 750.000TL bedelle satın aldığını, 2014 yılı Aralık ayında fiilen teslim edilen bu villada ikamet ettiğini, satış sözleşmesi uyarınca 20.000 TL"yi 03/10/2014 tarihinde davalıya ödediğini, sözleşmenin 2. maddesinde satış bedelinden 380.000 TL"nin tapu devri ile birlikte banka kredisi ile ödeneceğinin ve tapu devri sırasında kalan borç kadar satıcı lehine tapuda ipotek konulacağının kararlaştırıldığını, hal böyle iken davalının arsa sahipleri ile olan uyuşmazlığı nedeniyle tapu devrinin yapılamadığını, davalıya olan güvenini kaybetmesi nedeniyle tapu devrinden sonra yapılması gereken ödemeleri yapmaktan imtina ettiğini, davalının dava konusu taşınmazın tapusunu arsa sahiplerinden 22/03/2016 tarihinde alabildiğini, davalıdan davaya konu villanın kalan satış bedeli olan 730.000TL"nin nakit olarak ödenmesi karşılığında tapusunun devrini talep ettiğini ancak davalının devri yapmaya yanaşmadığı gibi villayı boşaltmasını istediğini ileri sürerek; davaya konu taşınmazın bakiye satış bedeli olan 730.000 TL"den eksik ve ayıplı işler bedeli mahsup edildikten sonra kalan miktarın depo edilmesiyle birlikte taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tapuya tescilini talep etmiştir.
    Davalı; ayıp ve eksik imalatlara ilişkin talebi kabul etmemekle birlikte tapu iptali ve tescile ilişkin talebi kabul ettiğini belirtmiş, karşı davada ise; davacının sözleşmedeki edimini yerine getirmediğinden 01/10/2014 tarihinde 750.000 TL olarak kararlaştırılan satış bedelinin güncellenmesi suretiyle bulunacak bedelden ödenen bedelin mahsubu ile bakiye miktarın davacı tarafından depo edilmesine ve şimdilik 1.000 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
    Davalı-karşı davacı; yargılama sırasında davanın tamamen ıslahına ilişkin dilekçe sunarak, davacı-karşı davalının peşin yaptığı ödemenin satış sözleşmesindeki bedele oranlanmasını, bu oranın bilirkişi raporunda tespit edilen rayiç değere uygulanması neticesinde belirlenecek olan ödenmemiş meblağı talep ettiğini belirtmiş, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 148.700,62 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsilini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince; davacı-karşı davalının tapu iptal ve tescil davasının kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, davalı-karşı davacının davasının kabulü ile 148.700,62 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline, davalı-karşı davacının KDV ve tapu masrafları ile ilgili taleplerinin ve alacakla ilgili fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına, depo edilen 728.250 TL"nin davalı-karşı davacıya verilmesine, davacı-karşı davalının asıl dava nedeniyle yapmış olduğu yargılama giderlerinin davalı-karşı davacının kendi hal ve davranışları ile davaya sebebiyet vermediği gerekçesiyle TBK"nın 97. maddesi gereğince davacı-karşı davalı üzerinde bırakılmasına, 21.975 TL vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan tahsiline karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesinin kararına karşı, taraflarca istinaf yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince, tarafların istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    1) Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre; hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen kararların ve ayrıca taraflara yüklenen borç ve hakların açıkça, kuşku ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği gibi herhangi bir belgeye, bu arada dava dilekçesine, bilirkişi raporuna ve hatta bozmayla ortadan kalkan önceki hükme veya bir başka karara atıfla hüküm kurulması mümkün değildir. Hüküm gerekçesi dosya içeriğine uygun olmak zorundadır. Ayrıca, hükmün gerekçesi ile sonuç kısmı birbiri ile çelişmemelidir. Bu hususlar, yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir.
    Diğer yandan, HMK’nın 332. maddesi uyarınca mahkemece yargılama giderlerine re’sen hükmedileceği, tutarı, hangi tarafa ve hangi oranda yükletildiği ve dökümünün hüküm altında gösterileceği, keza HMK’nın 326/2. maddesi uyarınca da bir davanın kısmen kabulü halinde, yargılama giderlerinin tarafların haklılık oranına göre paylaştırılacağı öngörülmüştür.
    Somut olayda, ilk derece mahkemesince; hükmün gerekçe kısmında karşı dava açısından değerlendirme yapılırken dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporundaki denkleştirici adalet ilkesine göre yapılan hesaplamanın dikkate alındığı ve bu nedenle karşı davanın kabulü ile 148.700,62 TL"nin karşı davalıdan tahsiline karar verildiği, davalı-karşı davacının ıslah dilekçesinde talep etmiş olduğu hesaplamaya ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, buna rağmen hükmün 3. bendinde davalı-karşı davacının alacağa dair fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına karar verildiği, bu hâli ile hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulduğu anlaşılmaktadır.


    ../...
    -3-

    Bundan ayrı, hükmün yedinci bendinde davalı-karşı davacının kendi hâl ve davranışları ile davaya sebep olmaması nedeniyle yargılama giderlerinin davacı-karşı davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş olmasına rağmen, hükmün sekizinci bendinde davacı-karşı davalı lehine yargılama giderlerinden olan vekâlet ücretine hükmedilmek suretiyle de çelişki oluşturulmuş olması, usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373"ncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
    2) Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 15/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi