22. Hukuk Dairesi 2018/15591 E. , 2018/26206 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Davacı vekili, müvekkili işçinin kıdem tazminatı, fazla çalışma ile genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Mahkemenin, 14/04/2015 tarihli ve 2013/727 esas, 2015/174 karar sayılı kararıyla, ...A.Ş. yönünden davanın taraf sıfatı yokluğu sebebiyle reddine; davalı .... yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 25/10/2017 tarihli ve 2015/20636 esas, 2017/22891 karar sayılı ilamıyla temyiz isteminin, kesinlikten reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilince, Dairemizin 25/10/2017 tarihli ve 2015/20636 esas, 2017/22891 karar sayılı kararının maddi hataya dayandığı gerekçesi ile ortadan kaldırılmasının istenilmesi üzerine, Dairemizin 08/05/2018 tarihli ve 2018/4090 esas, 2018/11134 karar sayılı ilamıyla; “Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde, kıdem tazminatı, fazla çalışma ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınması talep edilmiştir. Mahkemece, 14/04/2015 tarihli nihai kararla davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427. maddesi uyarınca, karar davacı taraf yönünden kesin nitelikte değildir. Bu halde, Dairemizin 25/10/2017 tarihli ve 2015/20636 esas, 2017/22891 karar sayılı ilamıyla, davacı vekilinin temyiz isteminin kesinlikten reddine karar verilmiş olması maddi hataya dayalıdır.” şeklindeki gerekçeyle, maddi hataya dayanan Dairemizin 25/10/2017 tarihli ve 2015/20636 esas, 2017/22891 karar sayılı kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiş ve dava dosyası vekaletname ile tebligat eksikliklerinin giderilmesi için Mahkemesine geri çevrilmiştir. Eksikliğin giderilmeden dosyanın tekrar gönderilmesi üzerine ise, dava dosyası Dairemizin 11/09/2018 tarihli ilamıyla ikinci kez geri çevrilmiştir. Eksikliklerin giderilmesi üzerine dava dosyası Dairemize tekrar gelmekle dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, fazla çalışma ile genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı .... vekili, davacı işçinin iş sözleşmesini haksız feshettiğini, davacının ödenmemiş işçilik alacağının bulunmadığını, dava dilekçesinde ileri sürülen iddia ve taleplerin haksız olduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...Ş. davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle ... Gayrimenkul A.Ş. yönünden davanın taraf sıfatı yokluğu sebebiyle reddine; davalı .... yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde, davalılar “1-...Türkiye” ve “2-....” şeklinde gösterilmiştir.
“...Türkiye” şeklinde gösterilen davalıya, dava dilekçesinde yazılı adrese yapılan tebligat üzerine, ...Geliştirme Yatırım İnş. ve Tic. A.Ş. vekili davaya karşı beyan dilekçesi ile “... Hiz. ve Tic. A.Ş.”, “...Geliştirme Yatırım İnş. ve Tic. A.Ş.” ve “... İki Emlak Geliştirme Yatırım İnş. ve Tic. A.Ş.” unvanlı şirketler adlarına düzenlenmiş vekaletnameyi sunarak, “...Türkiye” şeklinde gösterilen unvan adı altında tüzel kişiliğe sahip bir şirketin bulunmadığını, davacının öncelikle davasını hangi şirkete karşı yöneltildiğinin belirlenmesi gerektiğini ifade etmiştir.
Bunun üzerine davacı vekili, 08/04/2014 tarihli dilekçeyi sunarak, “...Türkiye” şeklinde gösterilen davalıyı “... ... Gayrimenkul Yatırım A.Ş.” şeklinde düzeltmiştir. Mahkemece de, 10/07/2014 tarihli celse ara kararıyla, davacı vekilinin talebi kabul edilmiş ve davalı ...Ş. adına tebligat çıkartılmasına karar verilmiştir. Davalı ...Ş.’ye dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati tebliğ edilmiştir.
Yukarıda açıklanan safahat dikkate alındığında, eldeki davanın davalıları; “1-... ... Gayrimenkul Yatırım A.Ş.” ve “2-....”dir. Gerekçeli karar başlığında davalılar doğru yazılmış ise de, gerekçe içeriğinde davalının kim olduğu hususu bakımından çelişkili ifadelere yer verildiği, hüküm sonucunda davalı ...Ş. yönünden karar tesis edilmediği, davanın tarafı olmayan “...A.Ş.” hakkında taraf sıfatı yokluğundan davanın reddine karar verildiği anlaşılmakta olup, bu yönler hatalıdır.
3-Davalılar ... ... Gayrimenkul Yatırım A.Ş. ve .... arasında, “... ... Alışveriş Merkezi Koruma ve Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi” başlığıyla düzenlenmiş hizmet alım sözleşmesi dosyada bulunmaktadır. Davacının da güvenlik görevlisi olarak, bu hizmet alım sözleşmesi kapsamında, davalı .... bünyesinde çalıştığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, davalı ...Ş. ve davalı .... arasında, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca, asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmaktadır. Davalı ...Ş.’nin, 4857 sayılı Kanun’un 2/6. maddesi kapsamında asıl işveren sıfatıyla sorumluluğunun bulunduğunun dikkate alınmaması yerinde değildir.
4-Davacı işçinin iş sözleşmesini fesih sebepleri arasında, normal çalışmaları dışında kalan çalışmaları için ücret alacaklarının tam olarak ödenmediği iddiası da vardır. Ulusal bayram ve genel tatil ücreti de geniş anlamda ücrete dahildir. Mahkemece, fazla çalışma ücreti talebi reddedilmiş ise de, genel tatil ücreti alacağı yazılı tutarda hüküm altına alınmıştır. Bu halde, geniş anlamda ücrete dahil olan genel tatil ücreti alacağının varlığı karşısında, işçi feshinin haklı sebebe dayandığı kabul edilerek kıdem tazminatı alacağının hüküm altına alınması gereklidir. Kıdem tazminatı talebinin reddi hatalı olmuştur.
5-Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, tanık beyanlarına göre, üçlü vardiya sisteminde çalışılan dönemde davacının fazla çalışmasının olmadığı, günlük oniki saat çalışılan dönem yönünden ise hak kazanılan fazla çalışma ücretinin ücret bordrolarında tahakkuk ettirilerek ödendiği, bordroda görünenden daha fazla çalışma yapıldığı iddiasının kanıtlanmadığı gerekçesiyle fazla çalışma ücreti talebi reddedilmiştir. Genel tatil ücreti yönünden ise, davacının genel tatillerde çalıştığı, ancak 2012 yılı ocak ayı dışında, genel tatil ücretinin ödendiği gerekçesiyle 2012 yılı ocak ayındaki bir günlük genel tatil ücreti alacağı hüküm altına alınmıştır.
Davacı vekili, delilleri arasında günlük mesai ve nöbet çizelgelerine de dayanmış, söz konusu delilin celp edilmesi talebinde bulunmuştur. Aynı davalılara karşı açılan benzer mahiyetli, ... 4. İş Mahkemesi’nin 2013/570 esas, 2015/112 karar sayılı dava dosyasında dinlenen bir kısım tanıkların, işe giriş ve çıkışlarda, parmak izi okuma usulüyle çalışan elektronik sistemin bulunduğunu ifade ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, ... ... Alışveriş Merkezi Yönetimine yazı yazılarak, davacının işe giriş çıkış saatleri ile çalışma günlerine ilişkin, elektronik sistem dökümlerinin istenilerek dosyaya kazandırılmasıyla uyuşmazlık konusu fazla çalışma ve genel tatil ücreti taleplerinin yeniden bir değerlendirmeye tabi tutulması gereklidir. Bu yönde bir işlem yapılmadan sonuca gidilmesi hatalıdır.
Yukarıda yazılı sebeplerden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi