Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3428
Karar No: 2017/8233
Karar Tarihi: 29.05.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/3428 Esas 2017/8233 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/3428 E.  ,  2017/8233 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, dava dışı ..... isimli şahıs ile yapılan hizmet sözleşmesi gereğince, ...." unvanlı şahıs firmasından bir günlük vinç hizmeti satın alındığını, 28.04.2015 tarihinde davacıya ait iş yerine gelen Ta....n, hizmet sözleşmenin gereği olan işi gördüğü esnada, forklift denilen iş makinesinin birden hareket etmesi sonucu ağır yaralandığı, şirkette çalışan diğer elemanların ....."i en yakın hastane olması sebebiyle davalı özel hastaneye kaldırdıklarını, hastanenin acil servisinde yoğun bakım servisinde dava dışı ..... için birçok tıbbi müdahalede bulunulduğunu ve bu müdahaleler sebebiyle pek çok fatura düzenlendiğini, düzenlenen faturaların bir çoğunun davacı şirket tarafından nakit ödendiğini, bir kısım ödemeler için ise iki adet çek verildiğini, davalı hastanenin, .... ile anlaşmaları olmadığından bahisle bu ücretin şahıslar tarafından ödenmesi gerektiğini söylediğini, oysa yaptıkları araştırma neticesinde, hastanenin Sosyal Güvenlik Kurumu ile anlaşması olmasa dahi acil hallerde yapılan tedavi bedellerinin .... tarafından karşılanması gerektiğini ve hastalardan ücret talep edilmesinin yasak olduğunu öğrendiklerini, buna göre davalı hastanenin, davacı şirketten aldığı tedavi ücretlerinin haksız olduğunu belirterek, davacının 01.08.2015 ve 01.09.2015 tarihli, 50.000,00"er TL iki adet çek bakımından davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalı hastane tarafından hukuka aykırı şekilde tahsil edilen 194.000,00 TL nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL"lik kısmının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini istemiş, 15.09.2015 tarihli dilekçesi ile dava konusu çeklerin ödenmiş olması nedeniyle çek bedellerinin istirdadına karar verilmesi talep etmiştir.
    Davalı, açılan davanın yerinde olmadığını, ..... isimli hastanın tıbbi durumu, stabil hale gelene kadar 28.04.2015-08.05.2015 tarihleri arasında acil servis ve yoğun
    bakımda yapılan tüm tetkik/tedavi işlemlerinin ...."ya fatura edildiğini ve söz konusu faturaların .... tarafından mevzuata uygun görülerek müvekkili hastaneye ödemelerin yapıldığını, acil hali sona erdikten sonra çeşitli bölümlerde yapılan tedaviler için ise hasta yakınlarına .... ile anlaşmaları olmadığının şekilde bildirildiğini, hasta yakınlarının talebi üzerine tedaviye hastanelerinde devam edildiğini ve usulüne uygun şekilde ücretlendirildiğini ileri sürerek, davanın reddine ve davacının % 20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın ticari dava niteliğinde olmadığı, davacı tarafından dava dışı ..... isimli kişinin yaralanması ile ilgili tedavi masraflarının .... tarafından ödenmesi gerektiği ileri sürülerek geri istendiği, bu nedenle davaya bakma görevinin genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı şirketin işyerinde çalıştığı sırada kaza geçiren ..... isimli şahsın tedavi masrafları için davalı hastaneye ödenen bedelin, ...."dan tahsil edilmesi gerektiğinden bahisle, iadesi istemine ilişkindir.
    Dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra, 22.07.2015 tarihinde açılmıştır.
    TTK"nun 4.maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Anılan maddenin 1.fıkrasında "her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; bu Kanunda..."sayılan davaların ticari dava olduğu öngörülmüştür.
    6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 12.maddesinde "Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir" hükmünü içermektedir.
    26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete"de yayınlanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, "6102 sayılı Kanun"un 5.maddesinin başlığı" 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler" şeklinde, 1.fıkrasında yer alan "davalara" ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki "çekişmesiz yargı işlerine" şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
    Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır". şeklinde düzenlenmiştir.
    6102 sayılı TTK 16/1. maddesinde: "Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar." ve TTK"nun 19.maddesinde "Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır" hükmü bulunmaktadır.
    Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re"sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
    Eldeki dosyada ise, dosya içerisindeki belgelerden, her iki tarafın da tacir olduğu ve somut olayda, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olarak açılan iş bu davada uyuşmazlığın ticari mahiyette olup, uyuşmazlığın çözümünün Asliye Ticaret Mahkemesinin görevi içerisinde olduğu açıktır.
    Hal böyle olunca, mahkemece; işin esasına girilerek, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi