16. Hukuk Dairesi 2015/1827 E. , 2016/1950 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ...Mahalle çalışma alanında bulunan temyize konu 330 ada 2 parsel sayılı 559,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz kadastro tutanağının beyanlar hanesine davacı ... ve dava dışı ... işgalinde olduğu şerh edilerek tapu kaydı nedeniyle Hazine adına ve 330 ada 3 parsel sayılı 982,04 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise kadastro tutanağının beyanlar hanesine davacı ... kullanımında olduğu şerh edilerek tapu kaydı nedeniyle Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... ... kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 330 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitlerinin iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davalı Hazinenin tutunduğu ve tespit dayanağı tapu kaydının çekişmeli taşınmazları kapsamadığı ve davacı yararına da kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanım koşulları oluştuğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu 330 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar, 21.10.1987 tarih ve 1 sıra numaralı tapu kaydına istinaden Hazine adına tespit edilmiştir. Mahkemece tapu kayıtları tesisinden itibaren tedavülleri ile birlikte getirtilmediği gibi mahalli bilirkişi beyanlarında tespit dayanağı tapu kaydının hudutları bilinemediği belirtildiği halde, teknik bilirkişi tarafından hangi verilere dayanıldığı belirtilmeden soyut şekilde çekişmeli parsellere ve komşu parsellere revizyon gören tapu kaydının bu yerlere uymadığının belirtilmesinde isabet bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20. maddesine göre, kayıt ve belgelerin harita, plan ve krokiye dayanması halinde bu kaydın kapsamı dayanılan harita, plan ve krokideki sınırlara itibar edilmek suretiyle belirlenir. Mahkemece, tespit dayanağı olan tapu kayıtlarının varsa haritası ile birlikte getirilerek mahalline yöntemince uygulanmadan karar verilmesi doğru değildir. Eksik araştırma, inceleme ve uygulamaya dayalı olarak karar verilemez. Hal böyle olunca, sağlıklı sonuca varılabilmesi için, öncelikle dayanılan tapu kaydının tesisinden itibaren tedavüllerinin, varsa haritasının ve tüm komşu parsellerin onaylı tutanak suretleri ile dayanağı olan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ile fen ve zirai bilirkişiler huzuruyla keşif yapılmalıdır. Taşınmazın başında yapılacak keşif sırasında Hazinenin dayandığı tapu kaydı tesisinden itibaren tedavülleriyle birlikte okunup hudutlar mahalli bilirkişilere zeminde tek tek göstertilmeli, bilirkişilerin gösteremediği hudutların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, fen bilirkişisine, yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği hudutlar haritasında işaretlettirilmeli, dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan davaya konu edilen taşınmazın niteliği, intikali ve tasarrufu hususunda maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, daha sonra fen bilirkişisine uygulanan tapu kaydının ve varsa haritasının kapsadığı alanı gösterir ve keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, dava konusu taşınmazların davalı Hazine"nin dayandığı tapu kaydı kapsamında kaldığının anlaşılması halinde dayanak tapu kaydının oluşum tarihinden, kapsamı dışında kaldığının anlaşılması halinde ise kadastro tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait hava fotoğrafları dosya arasına alınarak dosya jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye tevdi edilmek suretiyle taşınmazın niteliği kesin olarak tespit edilmeli, uzman zirai bilirkişiden de taşınmazın niteliğiyle ilgili ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 29.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.