20. Hukuk Dairesi 2015/5575 E. , 2016/3589 K.
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1980 yılında yapılan kadastro sırasında ..., ... ... köyü 4247 parsel sayılı 2.950 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, senetsiz ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliği ile ... ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
Davacı ... ..., 22.07.2014 tarihli dilekçe ile; 4247 parsel sayılı taşınmazın dava dilekçesine ekli krokide işaretlenen 654,38 m2 yüzölçümlü kesiminin kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığını, eylemli durumu itibariyle de orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek anılan bölümün tapu kaydının iptal edilip orman niteliği ile ... adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece; yörede yapılan orman kadastrosunun 20.02.2014 tarihinde ilân edilerek kesinleştiği, davacının tapu sicil müdürlüğüne başvurarak 6831 sayılı Kanunun 11/3. maddesi uyarınca tahdit içinde kalan yerleri orman niteliği ile ... adına tescil ettirebileceği, eldeki davayı açmakta hukukî yararının bulunmadığı, hukukî yararın dava şartı olduğu gerekçeleriyle davanın, dava şartı yokluğu yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kesinleşen orman tahdit haritasına dayalı tapu iptali ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 20.02.2014 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; Devlet ormanlarının mülkiyeti ...ye, kullanma hakkı ... ...ne ait olduğundan, ... ...nin kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazların tapu kayıtlarının iptal edilip orman niteliği ile ... adına tescili istemiyle dava açmakta hukukî yararı vardır. 6831 sayılı Kanun, ... Genel Müdürlüğüne aleyhlerine olan tutanak, harita ve kararlara karşı dava açma görevini yüklediği gibi 3224 sayılı ... Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkındaki Kanunun 2/g maddesi ... Genel Müdürlüğüne "orman kadastrosu ve mülkiyetle ilgili işlemlerini özel mevzuatına göre yürütmek" görevini de vermiştir.
6831 sayılı Kanunun bazı maddelerini değiştiren 3373 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra bu kanun hükümlerine göre çıkarılan ve 02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesi uygulaması hakkındaki Yönetmelikin Orman Olarak Sınırlandırılan Tapulu Yerlerin Orman İşletme Müdürlüğüne Bildirilmesi başlıklı 29. maddesinde “Orman Kadastro Komisyonlarının, orman olarak sınırlandırılan tapulu yerleri, harita, liste ve tutanaklarını Orman İşletme Müdürlüklerine göndereceği ve müdürlük tarafından kesinleşmiş orman sınırları içinde kalan hukuken geçersiz hale gelmiş tapuların kısmen veya tamamen iptali için gerekli işlemlerin yapılacağı” belirtilmiştir.
Orman Genel Müdürlüğünün kesinleşen orman tahdit haritası içinde kalan taşınmazların orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmasını önleyen hiç bir kanun hükmü bulunmamaktadır.
Somut olayda; çekişmeli taşınmaz, 1980 yılında yapılıp kesinleşen genel arazi kadastrosu sırasında ... ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Orman kadastrosu ise 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 20.02.2014 tarihinde ilân edilerek kesinleşmiştir. Çekişmeli taşınmaz, tapuda davalı adına kayıtlı olup, tapu kayıtları iptal edilmeden 6831 sayılı Kanunun 11/3. maddesi uyarınca tahdit içinde olan taşınmazların orman niteliği ile ... adına tescili olanaklı değildir.
O halde, ... ...nin, kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığı iddiasıyla tapu kaydının iptali ve tescil davası açmakta hukukî yararının bulunduğu kuşkusuz olup, mahkemece işin esasına girilerek yöntemine uygun şekilde orman araştırması yapılıp oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... ...nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 29.03.2016 günü oy birliğiyle karar verildi.