20. Hukuk Dairesi 2015/16309 E. , 2016/3634 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada...11. Asliye Hukuk ve...5. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Dava, sigortalıya ödenen sigorta bedelinin rücuan tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
... 11. Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının halefiyet kuralı gereğince sigortalısına ödediği parayı talep ettiği, sigortalı ile davalı arasında tüketici ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir
... 5. Tüketici Mahkemesince ise taraflar arasında tüketici işlemi bulunmadığı ve davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, 1 inci maddede belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3. maddesinde "Tüketici: Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi " şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukukî işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir.
Somut olayda; davacı ... şirketi tarafından, sigortalıya ait aracın davalının otoparkında iken, otoparkın çatısının çökmesi sonucunda, sigortalıya ödenen hasar bedelinin, haksız fiile sebebiyet veren davalı işyeri sahibinden rücuan tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptalinin talep edildiği anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK"nın 4/1-c maddesinde “TBK"nın saklama (vedia) sözleşmesini düzenleyen 561 ila 580. maddelerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları” mutlak ticari dava olarak kabul edilmiş olup aynı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca ticari davalarda görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Ancak, TTK"nın 4/1. maddesinin son paragrafında bu kuralın istisnaları sayılmış olup “herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen vedia (saklama) sözleşmeleri” de istisnalar arasında gösterilmiştir.
Somut olayda, sigortalı tacir olmayıp ihtilaf, ticari işletmesi ile de ilgili değildir. O halde uyuşmazlık, istisna kapsamında olup asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğundan da söz edilemez.
3.7.1944 tarih ve 5746 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarih 37 E. - 9 K. sayılı kararında bu husus "sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet
davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı ... şirketi, halefiyet ilkesi gereğince sigortalısının yerine dava açmış olup, sigortalının özel aracını davalının otoparkına bıraktığı, sigortalı ile davalı arasında, 4077 sayılı Kanun kapsamında tüketici ilişkisi bulunmadığı, uyuşmazlığın sigortalı ile davalı arasında TBK"nın 579. maddesinde düzenlenen saklama (vedia) sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşıldığından, davanın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; 6100 sayılı HMK"nın 21 ve 22. maddeleri gereğince...11. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 29/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.