Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1.8.1996-31.12.1999 tarihleri arasında geçen sigortalı çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının, davalıya ait iş yerinde 01.08.1996-31.12.1999 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bilirkişi raporu esas alınarak davacının davalıya ait işyerinde 01.08.1996-31.12.1999 tarihleri arasında bildirilen 626 gün dışında bildirilmeyen 604 gün çalışmanın tesbitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile varılmıştır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesinde, hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumu dışında resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki, bu tür kanıtların bulunmaması istemin salt bu nedenle reddini gerektirmez. Somut bilgilere dayanması ve inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlara dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür hizmet tesbiti davaları kişilerin sosyal güvenliğine ilişkin olması ve kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle sonuca gidilirken araştırma ve soruşturmayı doğrudan genişletmek suretiyle ve olabildiğince delil toplanması gereği göz önünde tutulmalıdır. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 ve 2007/9482 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda,davalı işverence davacının çalışmalarının 1.8.1996 tarihinden itibaren Kuruma kısmi olarak bildirildiği,İzmir 1.İş Mahkemesinin 2001/395 Esas no.lu dosyasında görülen SSK Başkanlığının taraf olmadığı işcilik alacağı istemli davada bilgilerine başvurulan tanıkların bordro tanığı olup olmadıkları denetlenemediği gibi anlatımları da davacının gerçekten işveren davalıya ait iş yerinde iddia edilen tarihler arasında kesintisiz olarak çalıştığının kabulüne elverişli değildir. Diğer bir deyişle, tanıkların anlatımları, davacının iddia ettiği tarihler arasında, davalıya ait işyerinde kesintisiz olarak çalıştığının kabulünü gerektirecek somut ve inandırıcı bilgiler içermemektedir. Mahkemece yetersiz araştırma ve inceleme ile sonuca gidildiği ortadadır.
Yapılacak iş; davanın niteliği gözetilerek araştırma ve inceleme derinleştirilmeli; bu bağlamda öncelikle dava konusu çalışmanın geçtiği işyerinin hangi tarihler arasında 506 sayılı Yasa kapsamında olduğu S.S.K."dan sorulup tesbit edilmeli; Kuruma verilmiş işyeri bordroları varsa o dönemde davacıyla birlikte çalışan bordro tanıkları, bordro tanığı yok ise komşu işyerlerinin kayıtlarına geçmiş çalışanlar,gerekirse zabıta aracılığıyla araştırılarak davacının çalışmasını bilecek durumda olan kişiler belirlenerek bilgilerine başvurmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemece yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,25.03.2008 oy birliğiyle karar verildi.