3. Hukuk Dairesi 2021/1667 E. , 2021/8529 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; Özel İstanbul ...Hastanesi"nin sahibi olduklarını, davalı tarafından; Kurum mensubu hastalara yapılan işlemlerin anlaşılamadığı, Kurumca karşılanmayan işlemlerin faturalandırıldığı, yapılan işleme ilişkin hastada endikasyon olmadığını, uygulama gerekçesinin bulunmadığını, yeterli ameliyat raporu veya epikrizi olmadığı gerekçeleri ile 2013 yılı Haziran dönemi için 98.954,23 TL, 2013 Temmuz dönemi için 31.225,61 TL ve 2013 Ağustos dönemi için 30.833,33 TL olmak üzere toplam 161.013,17 TL kesinti yapılacağının bildirildiğini, ancak bu kesintinin hukuka aykırı olduğunu ve bu nedenle borcunun olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; Kurum işleminin hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne dava konusu 156.784,92 TL kesintinin hukuka aykırı olduğunun ve davacı şirketin Kuruma 156.784,92 TL borcunun bulunmadığının tespitine dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin, 07/11/2019 tarihli, 2016/30189 esas, 2019/10984 karar sayılı ilamıyla "...26.05.2016 havale tarihli bilirkişi raporunun 10.06.2016 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, mahkemece davalı tarafından rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmadan ve itiraz süresi de dolmadan evvel 15.06.2016 tarihinde karar verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalının bilirkişi raporuna karşı yasal itiraz süresi dolmadan karar verilmesi hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup, bozmayı gerektirir..." gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyulduğu belirtilerek, alınan bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne, davalı SGK tarafından davacı Özel .... Sağlık Hizmetleri ve Tic. A.Ş. hakedişinden mahsup edilecek 156.784,92 TL cezai şart uygulamasının iptali ile davacının 156.784,92 TL cezai şart nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut uyuşmazlıkta; davacının işletmekte olduğu hastanede tedavi hizmeti sunduğu SGK kapsamındaki hastaların faturalarından çeşitli nedenlerle Kurumca kesinti yapılmıştır. Davacı tarafından; yapılan kesintilerin mevzuata ve taraflar arasındaki sözleşmelere uygun olmadığı gerekçesiyle açılan davada uyuşmazlık konusu teknik bilgiyi gerektirdiğinden mahkemece uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Ancak bu rapora karşı davalı tarafça itiraz dilekçesi sunulduğu halde mahkemece bu itirazların yerinde olup olmadığına dair ek rapor alınmayarak, uyuşmazlık giderilmeden, eksik inceleme ile hüküm verilmiştir. O halde mahkemece yapılması gereken; her hasta hakkında ayrı ayrı gerekçeleri belirtilerek kesintilerin yerinde olup olmadığının değerlendirildiği, tereddüde yer vermeyecek şekilde; ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun, davalı tarafın itirazlarını karşılayacak şekilde kesintiye konu her hasta hakkında davacının yaptığı işlemlerin yerinde olup olmadığının ayrı ayrı gerekçeleriyle değerlendirildiği, kesintiye konu edilen tıbbi malzemelerin TİTUBB kayıt bildiriminin yapılmış olup olmadığının, yapılmamış ise ödenip ödenmeyeceğinin tartışıldığı bir ek rapor alınarak bir hüküm kurulması gerekirken, itiraza uğramış bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi..