21. Hukuk Dairesi 2007/9189 E. , 2008/4996 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Kocaeli 3. İş İş Mahkemesi
Tarih : 27.2.2007
No : 769-40
Davacı, 31.8.1992-20.7.2004 tarihleri arasında isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 1.7.2006 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı primi ödenen 31.8.1992-20.7.2004 tarihleri arasında kalan sürenin isteğe bağlı sigortalılık sayılarak 12.6.2006 günlü talebine istinaden yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitini istemiştir.
Mahkemece istemin kabulü ile davacının 31.8.1992-20.7.2004 tarihleri arasında kalan sürelerde isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 1.7.2006 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tesbitine karar verilmiş ise de bu sonuç dosya içeriğine, usul ve yasaya uygun bulunmamıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının "oto döşeme, kundura tamir " işinden dolayı 1.9.1980-20.10.1988 ve 6.10.1990-31.8.1992 tarihleri arası vergi kaydının , 7.4.1981-20.10.1988 tarihleri arası sicil kaydının 7.4.1981-20.10.1988 tarihleri arasında da meslek odasında kaydının olduğu, Bağ-Kur"a vergi kaydına istinaden ve 2654 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınarak sigortalılğı 20.4.1982 tarihinden başlamak üzere 3.8.1983 tarihinde kayıt ve tescilinin yapıldığı bu tescilin davacının kuruma verdiği ilk işe bırakma formu tarihi olan 7.12.1988 tarihine kadar devam ettiği davacının 8.12.1988 tarihli isteğe bağlı sigortalı olma iradesini içeren dilekçesi ile de 8.12.1988 tarihinden itibaren bu isteğe bağlı sigortalılığın başlatıldığı 30.9.1997 tarihine kadar isteğe bağlı sigorta kolundan kuruma prim ödediği 20.7.2004 tarihinde ikinci kez kurumdan talepte bulunarak 28.2.2005 tarihine kadarda isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödediği 12.6.2006 tarihinde de yaşlılık aylığı isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Ekli prim belgelerinden davacının 1992 ve 1997 yılları aflarından yararlanarak ekli işi bırakma belgelerine kadar olan süreler yönünden 30.9.1997 tarihine kadar olan primlerini ödediği açıktır. Davadaki uyuşmazlık kurumun tahsis talebi sonrasında ortaya çıkan 2. vergi kaydı nedeniyle, davacının isteğe bağlı prim ödediği 6.10.1990-31..8.1992 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılması üzerine 31.8.1992 tarihinden sonra ödediği primlerin yeniden isteğe bağlı talebi aranmaksızın geçerli olup olmayacağı noktasındadır. Mahkemenin, davacının 8.12.1988 tarihli ilk isteğe bağlı dilekçesi ve ödemiş olduğu primleri gereğince davacının 31.8.1992-30.9.1997 tarihleri arasında kalan primi ödenmiş süresini 1479 sayılı Yasa"nın 79. maddesi gereğince geçerli sayması yerinde ise de, davacının isteğe bağlı sigortalılığını 30.9.1997 tarihinde sona erdirip bu tarihten sonrada kuruma primde ödemediğini dikkate almaksızın 30.9.1997- ila 2. kez isteğe bağlı sigortalılığının başladığı 20.7.2004 tarihleri arasındaki süreyi yasal dayanakları bulunmadığı ve de prim ödemesi de olmadığı halde primi ödenmiş süre olarak kabul edip sonuca gitmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Kaldıki 1479 sayılı Yasa"da isteğe bağlı statü şartlarının oluşmadığı dönemde geriye doğru prim öoeyerek geçersiz dönemi geçerli hale getirmesi mümkün değildir.
Yapılacak iş; yukarıda açıklanan nedenlere göre davacının 31.8.1992- 30.9.1997 tarihleri arasında isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalı olduğunun tesbitine, yasal kayıt ve talebi olmadığı gibi prim ödemediği anlaşılan 1.10.1997 ila 20.7.2004 tarihleri arasında kalan isteminin reddine, 20.4.1982 tarihinden başlayan ve kurumca kabul edilen sigortalılık süreleri dışında 31.8.1992-30.9.1997 tarihleri arasında kalan isteğe bağlı sigortalılık süresi ve talep tarihindeki prim ödeme ve yaşlılık aylığı şartlarına göre değerlendirme yapılarak, kısmi veya tam yaşlılık aylığı yönünde yeni bir değerlendirme yapılarak, bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yerinde olmayan gerekçeye dayalı verilen hüküm usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 31.3.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.