Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2049
Karar No: 2021/8532
Karar Tarihi: 16.09.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/2049 Esas 2021/8532 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/2049 E.  ,  2021/8532 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; 2007 yılının temmuz ayından, 2013 yılının nisan ayına kadar Kuruma fatura ettiği tedavi bedellerinden SUT"a ve sözleşmeye aykırılık, cezai işlem, Sayıştay raporu, müfettiş raporu, yersiz ödemeler, alacağın aslı ve faizi gibi nedenlerle kesinti yapıldığını, bu işlemlerle ilgili kuruma başvurularının tıp dışı gerekçelerle reddedildiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, haksız kesintilerden kaynaklı şimdilik 10.000 TL"nin işlemin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiş ve 23/11/2015 tarihli dilekçesi ile dava değerini 1.968.380,03 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Mahkemece; davanın kabulüne, 10.000 TL"lik kesintinin dava tarihinden 1.968.380,03 TL"nin ıslah tarihi olan 23/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin, 24/10/2019 tarihli, 2016/19488 esas, 2019/10469 karar sayılı ilamıyla "...kısa kararda davanın 1.978.380,03 TL üzerinden kabulüne dair hüküm kurulmuşken, gerekçeli kararda davanın 1.968.380,03 TL üzerinden kabulüne yönelik gerekçe yazılmak suretiyle duruşma tutanağına geçirilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında aykırılık yaratıldığı anlaşılmıştır..." gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyulduğu belirtilerek, dosyada mevcut olan bilirkişi raporunun ayrıntılı, açık, denetime elverişli olması ve dosya kapsamındaki tüm belgelere göre davanın kabulüne, 10.000 TL"lik kesintinin dava tarihinden, 1.958.380,03 TL"nin ıslah tarihi olan 23/11/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı HMK"nın 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
    HMK’nın 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır.
    Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
    Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
    Somut uyuşmazlıkta; davacının işletmekte olduğu hastanede tedavi hizmeti sunduğu SGK kapsamındaki hastaların faturalarından çeşitli nedenlerle Kurumca kesinti yapılmış ve cezai işlem uygulanmıştır. Davacı tarafından; yapılan kesintilerin mevzuata ve taraflar arasındaki sözleşmelere uygun olmadığı gerekçesiyle açılan davada, uyuşmazlık konusu teknik bilgiyi gerektirdiğinden, mahkemece uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Ancak bu rapora karşı davalı tarafça; davacı hastaneden yapılan kesintilere ilişkin KDV oranının yanlış hesaplandığı, uygulanan idari para cezalarının iptaline karar verilemeyeceği, sözleşmeye ilişkin cezai işlemlerin yerinde olup olmadığının değerlendirilebileceği, bazı cezai işlemlerde taraflar arasındaki yeni sözleşmenin Kurumca uygulanması neticesinde indirim yapıldığı halde ilk belirlenen miktar üzerinden hesaplamaların yapıldığı, davacıdan tahsil edilmesine karar verilmeyen cezai işlemler yönünden davacının iade alması gerektiği yönünde görüş bildirilmesinin hatalı olduğuna dair itiraz dilekçesi sunulduğu halde mahkemece bu itirazların yerinde olup olmadığına dair ek rapor alınmayarak, bilirkişilerce yapılan hesaplamaların doğru olup olmadığına yönelik uyuşmazlık giderilmeden eksik inceleme ile hüküm verilmiştir. O halde mahkemece yapılması gereken; tereddüde yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun, davalı tarafın itirazlarını karşılayacak şekilde ek rapor alınarak bir hüküm kurulması gerekirken, itiraza uğramış bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
    Kabule göre de; 6100 sayılı HMK"nın 27. maddesince; davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir.
    ""Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Zira, insan onurunun yargılamadaki zorunlu bir sonucu olarak, yargılama süjelerinin, yargılamada şeklen yer almaları dışında, tam olarak bilgi sahibi olmaları, kendilerini ilgilendiren yargılama konusunda açıklama ve ispat haklarını tam ve eşit olarak kullanmaları ve yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermesi gereklidir.
    Bu hakkın ikinci unsuru, açıklama ve ispat hakkıdır. Taraflar, yargılamayla, ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede iddia ve savunmalarını ileri sürme ve ispat etme hakkına sahiptirler. Her iki taraf da bu haktan eşit şekilde yararlanırlar. Bu durum “silahların eşitliği ilkesi” olarak da ifade edilmektedir."" (6100 sayılı Yasanın 27.mad. Hükumet Gerekçesi)
    Her ne kadar HMK"nun 320. maddesinde; mahkemece, mümkün olan hâllerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verilebileceği düzenlenmiş ise de, bu hüküm Anayasanın 36.maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı ile HMK"nun 27. maddesinde düzenlenmiş olan hukuki dinlenilme hakkını bertaraf edemez.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 184 ve 186. maddelerinde tahkikatın sona ermesi ve sözlü yargılamaya yönelik olarak; hâkimin, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz vereceği, tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim edeceği, tahkikatın bitiminden sonra tarafların sözlü yargılama yapılması için duruşmanın başka bir güne ertelenmesi talebi olmaması halinde, aynı duruşmada taraflara son sözlerinin sorulmasının ardından hüküm verileceğine dair düzenleme getirilmiştir.
    Dosya kapsamından, 30.12.2020 tarihli son celsesine taraf vekillerinin geldiği ve esas hakkındaki beyanları alınıp dosyanın incelendiği ve duruşmanın bittiği belirtilerek hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 184 ve 186. maddelerinin açık ve emredici hükmüne rağmen davalının savunma hakkını sınırlar mahiyette, taraflara son sözü sorulmadan ve tahkikatın tümü hakkında açıklama yapma hakkı tanınmadan karar verilmesi doğru bulunmamış, HMK"nın 184 ve 186. maddelerinde düzenlenen yargılama usulü kuralları uygulanarak bir hüküm tesis edilmesi gerektiği hususu eleştiri konusu yapılmakla yetinilmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi