Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9541
Karar No: 2016/10871
Karar Tarihi: 06.12.2016

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/9541 Esas 2016/10871 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/9541 E.  ,  2016/10871 K.

    "İçtihat Metni"

    ....

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali-tescil, tenkis, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın reddine, birleştirilen davaların kabul ve reddine ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 06.12.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden davacılar ... vd. Vekili Avukat ... Yazı, . . ., davalı ... vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Asıl ve birleştirilen davalar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil, tenkis, tazminat ve bağış koşulunun yerine getirilmemesi nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteklerine ilişkindir.
    Davacılar .... ve ..., kök muris babaları ... .. 226 ada 5 parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırma amacıyla oğlu olan(davalıların murisi) .... devrettiğini, .... ölümüyle taşınmazın eşi .... ile çocukları ., .. ve .. intikalinden sonra çocukların paylarını anneleri .... hibe ettiklerini; anne .... da taşınmazı danışıklı biçimde ..."e aktardığını ileri sürerek açtıkları 2014/147 Esas sayılı asıl davada tenkis; birleştirilen 2013/181 Esas sayılı davada, tapunun iptaliyle .... adına tescil; birleştirilen 2014/289 Esas sayılı davada da tapunun iptaliyle miras payları oranında adlarına tescil, aksi takdirde tazminat isteklerinde bulunmuşlardır.
    Davalılar, asıl dava dosyasında iddiaların asılsız olduğunu belirtip davanın redddini savunmuşlardır.
    ./..


    Davalılardan ..., birleştirilen 2013/ 702 Esas sayılı dava dosyasında annesi .... 1036 ve 226 ada 5 parsel sayılı taşınmazlarda yaptığı hibe işleminin karşılığında işletme gelirinden payı karşılığı alması gereken ödemelerin çok cüz"i kısmının kendisine ödendiğini; ayrıca, annesi .... 226 ada 5 nolu parseli ..."e satışının muvazaalı olduğunu ileri sürerek, öncelikle 226 ada 5 nolu parselin ... adına olan tapu kaydının iptali ile annesi adına tesciline; sonrasında da, hem 226 ada 5 hem de 1036 parsellerde hibe yoluyla annesine devrettiği paylarının iptaliyle adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ..., iyi niyetli 3. Kişi olduğunu, tapu kaydına güvenip taşınmaz aldığını öne sürüp, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, 226 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ... tarafından ..."e danışıklı olarak satıldığı gerekçesiyle, taşınmazın yeniden ..."a döndürülmesi isteğine yönelik tapu iptali-tescil davalarının kabulüne karar verilmiş; diğer taleplere yönelik davalar reddedilmiş; hüküm, ... dışındaki taraflarca temyiz edilmiştir.
    Getirtilen kayıt ve belgelerden:
    I) Muris ..."ın 06.07.2012 tarihinde öldüğü, geride mirasçıları olarak eşi ...., kızları ... ve ..., oğulları ..., ..., ... ve ... ile kendisinden önce 25.07.1991 tarihinde ölen oğlu .... olma torunları ..., ... ve ... kaldığı;
    II) Asıl(2014/147 Esas sayılı) ve birleştirilen (2013/181 Esas sayılı 2014/289 Esas sayılı) davalara konu edilen 392 nolu parsel (2000m2. benzinlik) ile birleştirilen 2013/702 Esas sayılı davaya konu edilen 1036 nolu parsel (1000m2 tarla) sayılı taşınmazlar muris Şıh .... adına kayıtlı iken, murisin bu taşınmazlarını 07.02.1980 tarihinde oğlu .... "satış" yoluyla temlik ettiği,
    III) 392 parsel sayılı taşınmazın 1988"de imar gördüğü ve oluşan 226 ada 3 sayılı parselde .... adına 1752/3562 payın tescillendiği, .... ölümüyle 226 ada 3 sayılı parseldeki payının ve 1036 sayılı parselin .... mirasçıları olan eşi .... ile çocukları ..., .... ve ... intikal ettiği;
    IV) ... çocukları ...., ... ve ... gerek 226 ada 3 sayılı gerekse 1036 nolu parsellerdeki veraset yolu ile gelen paylarını anneleri .... "hibe" suretiyle temlik ettikleri; daha sonra 226 ada 3 sayılı parselin ifraz ve taksime tabi tutulup oluşan ifraz parsellerinden 226 ada 5 parsel sayılı taşınmazın müstakilen Leyla adına tescil edildiği;
    V) ..... da 226 ada 5 nolu parselini 09.04.2013 tarihinde ..."e sattığı; görülmektedir.
    Öte yandan, birleştirilen 2013/702 Esas sayılı davanın davacısı .... tarafından annesi ...., kardeşi ... ve . ... . Ürünleri Şirketi aleyhine aleyhine açılan ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/268 es.s. davasında, 1994 yılından itibaren işletme kazancından Yasemin"in payına isabet eden miktarın tahsilinin istendiği ve davanın derdest bulunduğu sabittir.



    ../...

    Hemen belirtilmelidir ki, bağıştan dönme(rücu), bağışlayanın bağışlanana varması gereken tek yanlı beyanıyla geriye yürüyen(makable şamil) ve hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan şartlı(koşullu) veya yüklemeli(mükellefiyetli) şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun(TBK) 291/2. (818 sayılı Borçlar Kanunu"nun(BK) 241/1.) maddesi uyarınca yüklemenin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de, TBK"nin 295/3 (BK"nin 244/3.) maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir.
    Bu durumda, ..."ın açtığı 2013/702 es.s. birleştirilen dava bakımından; cüz"i de olsa Yasemin"e ödeme yapıldığı, Yasemin tarafından eksik ödemeye yönelik olarak açılan 2013/268 es.s. davanın da derdest bulunduğu dikkate alındığında, bağıştan dönme koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemez.
    O halde, 2013/702 Esas s. birleşen davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacısı Yasemin"in temyiz itirazı yerinde değildir, reddine.
    Asıl ve birleştirilen diğer davalar hakkındaki temyiz itirazlarına gelince:
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu"nun(TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu"nun(TBK) 237. (Borçlar Kanunu"nun 213.) ve Tapu Kanunu"nun(TK) 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün, diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.




    .../....



    Somut olayda; muris ... ... çok varlıklı olup geride bir çok taşınmazının kaldığı, taşınmaz satmaya ihtiyacı olmadığı gibi satış için somut ve geçerli bir nedeninin de bulunmadığı, dava konusu taşınmazların satış bedelleri ile gerçek değerleri arasında fahiş fark bulunduğu, oğulları adlarına da bir çok taşınmaz kaydı ile kızları adına da birer daire kaydı olduğu, ancak muris tarafından eşine yapılmış bir temlikin bulunmadığı; bunun yanında, 226 ada 5 nolu parselin halen .... ve ... tarafından işletilmeye devam edildiği, taşınmazı .... satın almış görünen ..."in taşınmazla bir ilgisinin ve bilgisinin bulunmadığı, o değerdeki taşınmazı satın alabilecek ekonomik durumunun da olmadığı anlaşılmaktadır.
    Yukarıda değinilen olgular, açıklanan ilkeler çerçevesinde tüm dosya içeriğiyle birlikte değerlendirildiğinde; 392 parsel(yeni, 226 ada 5 parsel) sayılı taşınmazın muris Şıh .... tarafından oğlu .... yapılan temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, ... mirasçılarının da muvazaayı bilebilecek konumda bulundukları; 226 ada 5 parsel sayılı taşınmazı .... tarafından ..."e satışının da, açılan ve açılacak davaları sonuçsuz bırakmak amacıyla danışıklı şekilde gerçekleştirildiği, ..."in 4721 sayılı TMK"nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı sonuç ve kanaatine varılmaktadır.
    Hâl böyle olunca; davacıların açtığı birleşen 2014/289 Esas s. davadaki muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında iptal-tescil isteklerinin kabulüne karar verilmesi; asıl ve birleşen davalardaki diğer istekler hakkında ise, konusuz kalmaları nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
    Davalıların temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Davacıların temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraflardan gelen davacılar vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin diğer temyiz edenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi