Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5316
Karar No: 2016/10872
Karar Tarihi: 06.12.2016

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/5316 Esas 2016/10872 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/5316 E.  ,  2016/10872 K.

    "İçtihat Metni"

    ....
    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 06.12.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı ... İnş. Taah. ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi . ... ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı ... ve vekili Avukat ..., davalı ... vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, cebri ihaledeki usulsüzlükler nedeniyle oluşan yolsuz tescile yönelik tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, davacı Şirket adına kayıtlı 16731 ada 4, 5, 20 ve 21 parsel sayılı taşınmazların cebri ihale ile davalı ..."ye satıldığını, ancak icra aşamasında usulsüzlükler yapıldığını, aslında davacı ile davalı ... arasında geçerli bir borç ilişkisi de bulunmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptaline ve davacı şirket adına tesciline karar verilmesini istemiş; yargılama aşamasında taşınmazlar ..."na devredilince, dava adı geçene karşı sürdürülmüştür.
    Davalılar, ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlarıdır.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, davaya konu 16731 ada 4, 5, 20 ve 21 parsel sayılı taşınmazların davacı Şirket adına kayıtlı iken, davalı ..."nin temlik senedine dayanarak davacı Şirket aleyhine başlattığı 1998/4063 sayılı icra takibi sonucunda cebri ihale suretiyle davalı ... adına 23.02.2007 tarihinde tescil edildikleri ve ... ... müteselsilen sorumlu olduğu borçtan ötürü taşınmazların kaydına 23.03.2007 tarihinde .... Bankası lehine ipotek tesis edildiği; mahkemenin 11.12.2007 tarihinde verdiği görevsizlik kararı temyiz aşamasında iken, davalı ..."nin üzerlerindeki ipotekle birlikte taşınmazları 11.09.2008 tarihinde ..."na satış yoluyla temlik ettiği, mahkemenin verdiği görevsizlik kararının, işin esasının incelenmesi gereğine değinilerek Yargıtayca bozulmasından sonra, davacı Şirket tarafından davanın ..."na karşı sürdürüldüğü görülmektedir.
    ./..





    Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacı Şirketin davalı ..."ye borçlu olmadığı Ankara Ticaret Mahkemesi"nin 2014/1177 es.s. kararı ile saptanmış ise de, davalı ..."nun iyiniyetinin korunacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Gerçekten de, .... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/1177 Esas sayılı davasının 21.10.1015 tarihinde sonuçlandığı ve icra müdürlüğünün 1998/4063 sayılı dosyasında başlatılan takibe konu alacak sebebiyle davacı Şirketin davalı ..."ye borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, kararın temyiz edildiği ve halen temyiz aşamasında bulunduğu sabittir.
    Hemen belirtilmelidir ki, .... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/1177 esas sayılı dosyasının kesinleşmesi durumunda, taşınmazların takip alacaklısı konumundaki davalı ..."ye satışına ilişkin icra ihalesinin hukuki dayanaktan yoksun kalacağı ve Mehmet Hanifi adına yapılan tescilin yolsuz hale geleceği; ancak, taşınmazları Mehmet Hanifi"den satın alan ikinci el konumundaki ..."nun koşulların varlığı halinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun(TMK) 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanabileceği kuşkusuzdur.
    Bilindiği üzere, hukukumuzda diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları, satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlama düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla TMK"nin 2. maddesinin genel hükmü yanında aynı Kanunun menkul mallar hakkında 988. ve 989. maddelerinde ve tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesininde özel hükümler getirilmiştir.
    Öte yandan, bir Devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise, bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK"nın 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddenin 1.fıkrasında "Bir ayni hak yolsuz olarak tesçil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
    Ne var ki, tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden, iktisapta bulunan kişinin iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten, bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse, diğer yanda ise kendisi için maddi hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır. Bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta şeklen iyi niyetli gözükeni değil gerçekten iyi niyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim bu görüşten hareketle, "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı"" ilkeleri 8.11.1991 tarihli 1990/4 Esas 1991/3 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşler de aynı doğrultuda gelişmiştir.
    ../...






    Somut olayda, ..."nun taşınmazları edinirken iyiniyetli olup olmadığı yönünden hükme yeterli bir araştırma yapıldığı söylenemez.
    Hâl böyle olunca; öncelikle, ..... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2014/1177 es.s. dava dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi; kesinleştiği takdirde, "iyiniyet" kuralının kamu düzeniyle ilgili olması bakımından gerek re"sen gerekse tarafların dayandığı tüm delillerin toplanması ve yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yetinilip yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
    Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi