
Esas No: 2010/5179
Karar No: 2010/6030
Karar Tarihi: 27.05.2010
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2010/5179 Esas 2010/6030 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar tarafından, davalı aleyhine 23.06.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 02.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, tarafların ortak murisi ...’dan intikal eden 3500 parsel sayılı taşınmazda kat irtifakı kurulduğunu, kat irtifakı kurulması sonrası davalının 1 numaralı bağımsız bölüm ve eklentilerindeki miras hak ve payı karşılığı, 2 numaralı bağımsız bölümü davalının eşi dava dışı ...’e tapuda devrettiklerini, davalının anılan taşınmazdaki payını devretmediğini ileri sürerek, 3500 parsel sayılı taşınmazdaki 1 numaralı bağımsız bölümdeki davalıya ait 1/4 payın iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalı, duruşmalara katılmamış, yanıt da vermemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacılardan ... temyiz etmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Tebligat, davada taraf olanlara ve dava ile ilişkisi bulunan kişilere davayı öğrenebilmesi için, usulüne uygun olarak yapılan belgeleme işlemidir. Tebligat, tebliğ yapılacak kişinin bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adres taraflarca bildirilebileceği gibi, tebligatı çıkaran merciin yapacağı araştırma ile de belirlenebilir. Tebligat yapılacak kimseye bildirilen adreste tebliğ yapılamaması halinde, bulunduğu adresin belirlenmesi için araştırma yapılması gerekir. Muhataba usulüne uygun olarak tebliğ yapıldıktan sonra, yeni adresini bildirmeden adresini değiştirmesi ve yapılan araştırmada da yeni adresi belirlenememesi halinde Tebligat Kanunu’nun 35.maddesi uyarınca tebliğ yapılır. Hiç tebliğ yapılamamış ve yapılan araştırmalar sonucu tebliğ yapılacak kişinin adresinin belirlenememesi halinde ise, ilanen tebliğ yapılır.
Somut olaya gelince;
Davacılar, dava dilekçesinde kardeşleri olan davalının adresini, zabıta araştırmasında davalının eşinin işyeri olduğu belirlenen adres olarak göstermişler, işyerinin kapatıldığı gerekçesi ile tebligat iade edilmiştir. Nüfus ve tapu sicil müdürlüğünden yapılan araştırmalar sonucu belirlenen adrese Tebligat Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca tebliğ yapılmış, davalıya tebliğin yapıldığı da haber verilmek üzere davacı ...’ya bildirilmiştir. Gerekçeli karar da aynı yol izlenerek tebliğ edilmiş, davalıya haber verilmek üzere davacı ...’e haber bırakılmıştır. Davalıya dava dilekçesi daha öncesinde tebliğ edilmediği halde, Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine dayanarak yapılan tebliğ yöntemine uygun değildir. Yöntemine uyulmadan yapılan tebliğ ile davalının yokluğundaki yargılamayla savunma hakkı ortadan kaldırmış bulunduğundan, HUMK’nun 73. maddesine aykırı bir olarak yapılan yargılamaya dayalı hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 27.05.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.