Davacı, 8 .yıl, 2 ay 1 gün süre ile Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitiyle, yaşlılık aylığının kesilmesine ilişkin SSK işleminin iptaliyle aylığının kesildiği tarihten itibaren tekrar ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Bağ-Kur vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacını temyiz itirazlarınına gelince;
Dava, davacının 8 yıl 2 ay 1 gün süre ile Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti ile SSK."ca yaşlılık aylığının kesilmesine ilişkin işleminin iptali ve davacıya aylığın kesildiği tarihten itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının 8 yıl 2 ay 1 gün süre ile Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 495.06 YTL prim borcu bulunduğunun tespitine, SSK."ca aylığın iptaline ilişkin istem yerinde olduğundan bu yöne ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 28.7.1982 tarihinde vergi kaydı esas alınarak 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olarak kayıt ve tescil edildiği, 28.7.1982-16.10.1984 tarihleri arasında vergi kaydı bulunduğu, oda ve sicil kaydının olmadığı, 13.12.1987 tarihinde terk dilekçesi vererek 20.2.1987 tarihinde isteğe bağlı sigortalı olmak için müracaatta bulunduğu, 1.5.1985-30.9.1990 tarihleri arasında prim ödemelerinin olduğu, 24.8.1989 tarihinde Kuruma verdiği dilekçe ile "emekli olup olamayacağını, prim yatırması gerekiyor ise ne yapması gerektiğini" sorduğu, ancak Kurum tarafından bu yazıya cevap verilmediği, davacının 27.7.1995 tarihinde SSK Başkanlığı"na yaşlılık aylığı bağlanması için müracaata bulunması üzerine SSK."ca Bağ-Kur"a müzekkere yazılarak hizmet süresinin sorulduğu, Bağ-Kur tarafından SSK."na yazılan 3.9.1991 tarihli yazıda, davacının 28.7.1982-15.10.1984 tarihleri arasında zorunlu, 16.10.1984-30.9.1990 tarihleri arasında isteğe bağlı olmak üzere toplam 8 yıl 2 ay 1 gün pirimi ödenmiş sigortalılık süresi bulunduğunun bildirilmesi üzerine davacının SSK."na tabi 1628 gün, askerlik borçlanması yoluyla 720 gün ve Bağ-Kur"a tabi 2941 gün sigortalılık süresi olmak üzere toplam 5289 gün sigortalılık süresi esas alınarak 1.8.1995 tarihinden itibaren tam yaşlılık aylığı bağlandığı, bilahare Bağ-Kur tarafından 19.12.2005 tarihinde davacının 1985-1990 yılları arasında yaptığı prim ödemelerinin zorunlu sigortalılık şartlarını taşımadığı 16.10.1984-1.5.1985 tarihleri arasındaki dönem ile isteğe bağlı sigortalı olduğu 1.8.1988-1.8.1989 tarihleri arasındaki dönemi karşılamadığının anlaşılması üzerine 28.7.1982 tarihinde başlayan zorunlu sigortalılığının 16.10.1984 tarihinde terkin edildiği, 28.8.1989 tarihinde yaptığı toplam prim ödemesinin pirimini karşılamadığı 1.8.1988-1.8.1989 tarihleri arasındaki isteğe bağlı sigortalılığının iptal edilip durumun SSK Başkanlığı"na bildirildiği ve SSK tarafından da yaşlılık aylığının başlangıç tarihinden itibaren iptal edilerek davacıya borç çıkarılarak istirdadı için alacak davası açıldığı, davanın Mersin İş Mahkemesi"nin 2005/1316 Esas nolu dosyasında görüldüğü anlaşılmaktadır.
Davacının 1990 yılında yaptığı toplu pirim ödemelerinin ihtilaf konusu 16.10.1984-30.9.1990 ve 1.8.1988-1.8.1989 tarihleri arasındaki dönemlerin pirimini karşılayıp karşılamadığını bilmesi mümkün olmadığı gibi 24.8.1989 tarihinde Kuruma verdiği dilekçe ile ödemesi gereken prim borcunu davalı Bağ-Kur"a sorduğu halde davalı Kurumca davacıya cevap verildiğine ilişkin yazının davacının Bağ-Kur dosyası içinde bulunmadığı, Bağ-Kur tarafından sigortalıyı uyarma görevinin yerine getirilmeyerek davacının uyarılmadığı anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak hizmet birleştirilmesi sırasında Bağ-Kur tarafından hatalı olarak gerçekleştirilen işlemlerde davacının hiçbir kusurunun bulunmadığı, kusurun hizmet sürelerini bu şekilde kabul eden, bildiren ve gerekli araştırmayı zamanında yapmayan kurumlarda olduğu, davacıya uzun yıllar sosyal güvenlik hakkı konusunda umut verildikten ve yaşlılık aylığı bağlandıktan onyıl sonra kusuru bulunmayan davacının sigortalılığının iptal edilmesi ve yaşlılık aylığının kesilmesinin Medeni Kanunu 2. maddesine ve hakkaniyete uygun bulunmadığı ortadadır.
Davacıdan prim borcunun davalı Bağ-Kur tarafından her zaman tahsili mümkün olduğundan mahkemece davacının 28.7.1982-20.9.1990 tarihleri arasında 8 yıl 2 ay 1 gün süre ile sigortalı olduğunun tespitine ilişkin olarak verilen hüküm doğru isede SSK tarafından
yaşlılık aylığının bağlanma tarihinden itibaren kesilmesine ilişkin işlemin iptaline ve kesilen aylığın kesildiği tarihten itibaren bağlanması gerektiğinin tespitine ilişkin istemin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 8.4.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.