Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14342
Karar No: 2016/10988
Karar Tarihi: 08.12.2016

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2016/14342 Esas 2016/10988 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2016/14342 E.  ,  2016/10988 K.

    "İçtihat Metni"

    ....

    Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri bakımından karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteğinin kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Davacı, kayden maliki olduğu 220 ada 19 parsel (yeni 220 ada 20 parsel) sayılı taşınmaza komşu 220 ada 1 parsel (yeni 220 ada 21 parsel) sayılı taşınmaz maliki davalının taşkın bina yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, taşınmazındaki binayı 1994 yılında inşa ettiğini, 20 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, iddiaların yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, tecavüzlü kısmın sınır düzenlemesinin yapılarak yeniden tapuya tescil edilmesi nedeniyle konusuz kalan elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri bakımından karar verilmesine yer olmadığına, ecrimsil isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava dilekçesinde sadece ecrimisil isteği yönünden değer bildirildiği, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği yönünden ise bir değer bildirilmediği gibi, çekişmeli taşınmazın ve yapının keşfen belirlenen değeri üzerinden de harç ikmal ettirilmediği, davacının ıslah yoluyla ecrimisil tutarını artırdığı ve artırılan ecrimisil tutarı üzerinden harç alınmış ise de, taşınmazın ve yapının değeri üzerinden keza harç yatırılmadığı, bu durumda, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteği yönünden harç alınmaksızın neticeye gidildiği anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden, davanın taşınmaz malın aynına yönelik olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 120/1. (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 413.) ve 492 sayılı Harçlar Kanunu"nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri, yıkımı istenen şeyin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur (4.3.1953 tarihli ve 10/2 sayılı İBK).

    ./..




    Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanunu, harcın alınmasını veya tamamlanmasını tarafların isteklerine bırakmayıp, anılan hususun (temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın) mahkemece kendiliğinden gözetileceğini düzenlemiş ve buyurucu nitelikteki 32. maddesinde, yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağını öngörmüştür.
    Hâl böyle olunca, öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi ve yıkım isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek işin esası bakımından hüküm kurulması doğru değildir.
    Kabule göre de, imar çap kayıtlarının celp edilmeden sonuca gidilmesi isabetsizdir.
    Davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.12.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    (Muhalif) (Muhalif)





    -KARŞI OY-

    Dava, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ili,şkindir.
    Mahkemece, belediye tarafından yapılan sınır düzenlemesi sonucu tecavüz ortadan kalkmış bulunduğundan elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteğinini kabulüne karar verilmiştir.
    Davalının temyizi üzerine, elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri yönünden bir değer bildirilmediği gibi, çekişmeli taşınmazın ve yapının keşfen belirlenen değeri üzerinden de harç ikmal ettirilmediği, bu durumda elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri yönünden harç alınmadan sonuca gidildiği gerekçesiyle peşin harcın alınmasından sonra işin esası hakkında hüküm kurulması gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur. Bu bozma nedenine aynen katılıyoruz, sayın çoğunluk ile aramızda bu konuda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
    Uyuşmazlık, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinin aynı dava dilekçesi ile dava konusu edilmesi halinde ayrı davalar olma özelliğini kaybedip kaybetmediği bunun sonucu olarak temyiz konusu edilen ecrimisil isteğininin diğer istekten ayrı olarak incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

    ../...




    Bilindiği üzere 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun " Davaların Yığılması " başlığını taşıyan 110. maddesi " Davacı, aynı davalıya karşı olan, birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, birlikte dava edilen taleplerin tamamının aynı yargı çeşidi içinde yer alması ve taleplerin tümü bakımından ortak yetkili bir mahkemenin bulunması şarttır." şeklinde düzenlenmiştir.
    Bir davada objektif dava birleşmesinden bahsedebilmek için; taraflarının aynı olması, başka bir deyişle davacının, birden fazla talebini aynı davalıya karşı ileri sürmesi, birbirinden bağımsız birden fazla asli talebin bulunması, taleplerin aynı yargı çeşidi içinde yer alması ve aynı yargılama usulüne tabi olması gerekir.
    Davaların yığılmasında (Objektif Dava Birleşmesi) görünüşte tek bir dava dilekçesi bulunmasına rağmen aslında dava dilekçesinde belirtilen talep sayısı kadar birbirinden ayrı bağımsız dava vardır ve yargılamada her bir dava (talep) bağımsız olarak ayrı ayrı işlem görür ve karara bağlanır (././.: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, . 2011,S.284,285).
    Somut olayda; davacı, aynı dava dilekçesi ile davalıya karşı elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil taleplerini aynı davada birleştirmiştir. Davacı talepleri yönünden objektif dava birleşmesi söz konusu olup birlikte açılan dava sayısı kadar talep sonucu ve dava bulunduğuna göre her bir talep için ayrı ayrı hüküm kurulmalıdır. Bunun sonucu olarak da her bir dava için yapılan temyiz itirazlarının ayrı ayrı incelenmesi mümkündür.
    Ecrimisil davası, harçlandırılarak görülmüş ve esasatan bir hüküm kurulmuştur. Davalının bu konudaki temyiz itirazlarının diğer davadan bağımsız olarak incelenmesi gerektiği görüşündeyiz.
    Davacı, tecavüzlü kısmın 10 yıldır davalı kullanımında olduğunu belirterek fazla hakkını saklı tutarak 5.000,00Tl ecrimisil talebinde bulunmuş, bilirkişinin 26.12.2009- 26.12.2014 dönemi için 5 yıllık ecrimisil bedelinin 24.816.00TL olduğu tespiti üzerine, bu miktar üzerinden ecrimisil talabi ıslah edilmiş ve talep gibi 5 yıllık ecrimisile hükmedilmiştir .
    Somut olayda, davacı ifraz işlemi sonucu 19.06.2013 tarihinde 19 parsel sayılı taşınmazın maliki olmuştur. Ecrimisil ise 6.12.2009- 26.12.2014 tarihleri arasında ki 5 yıllık dönem için hükmedilmiştir. Davacının 19.06.2013 tarihinden önce mülkiyet ve hak sahipliği üzerinde durulmadan, bu yöndeki davalı savunması araştırılmadan sonuca gidilmesi doğru değildir.
    Öte yandan, ilke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil hesabında, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenmeli, sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara .... artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilmelidir. Bilirkişi raporu, somut ve özel nedenler esas alınarak, bilimsel verilere uygun olarak düzenlenmeli ve Yargıtay denetimini sağlayacak bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir.
    Ne var ki, hükme esas alınan ecrimisil hesabına ilişkin bilirkişi raporunun belirtilen ilkelere uygun düzenlendiği söylenemez.




    .../....







    Hâl böyle olunca, davacı ve davalı taşınmazlarının ilk tesisten itibaren, tüm tapu kayıtlarının getirtilmesi, davacının mülkiyet hakkının hangi tarihte doğduğunun açıkca saptanması, bina tecavüzünün imar uygulaması ile meydana gelip gelmediğinin tespiti, belediye encümeninin 23.05.2013 gün. 2013/995 sayılı kararı ile yapılan imar düzenleme işleminin 05.06.2015 tarihinde tapuya tescil edildiği bilirkişi raporu ekindeki belgelerden anlaşılmakta olup, yeniden yapılan imar düzenlemesine ilişkin tüm kayıtlar getirtilip, tecavüzün hangi nedenle ve ne şekilde giderildiğinin tespiti, ecrimisil hesabının da belirtilen ilkelere göre hesablanması gerektiğinden ecrimisil davası yönünden de davalı temyiz ititrazının kabulü ile kararın bu yönden de bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan sayın çogunluğun bozma kararına belirtilen gerekçelerle katılamıyoruz.















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi