20. Hukuk Dairesi 2016/3061 E. , 2016/3771 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ..., ... ile ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... ..., dava dilekçesinde; ... köyü 749 parsel sayılı, 257000 m2 yüzölçümlü taşınmazın mera vasfında orta malı olarak tapuda kayıtlı olduğu, taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı ve eylemli orman olduğu iddasıyla, mera tespit ve tahdidinin iptaline, taşınmazın orman niteliği ile tespit ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile İl Mera Komisyonunun 15/04/2011 tarihli 238/7 sayılı mera komisyonu kararının iptali ile 749 sayılı parselin tapu kaydının malik bölümünün iptaline ve orman olarak ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar ..., ... ile ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, seri usûlde yapılıp 1970 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Arazi kadastrosu 1968 yılında yapılmıştır.
Mahkemece, kesinleşmiş orman kadastro haritası ve tapulama paftasının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu orman bilirkişileri tarafından düzenlenen raporda, çekişmeli taşınmazın (A) harfli bölümünün orman tahdidi sınırları içinde olduğu belirtilmiş ise de orman bilirkişisi tarafından düzenlenen krokide gösterilen hattın orman kadastro haritasıyla çeliştiği, bu hali ile raporun denetime elverişli olmadığı, ayrıca dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptaline ilişkin olup, kural olarak; tahdidin kesinleştiği yerlerde bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanmasıyla çözümlenir. Mahkemece, kesinleşmiş tahdit uygulaması yapıldığı ve taşınmazın kısmen tahdit dışında kaldığı belirlendiği halde, tahditten öncesinin araştırılması yoluna gidilerek, memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki durumuna göre ve 1952 yılında arazi kadastrosu ile mera olarak sınırlandırılan ve orman tahdidi dışında olan taşınmazın sonradan ağaçlandırma yapılarak eylemli orman vasfını kazandığı kabul edilerek karar verilmesi de doğru görülmemiştir. Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; çekişmeli taşınmazın ... ... tahsis edilip edilmediği ilgili yerlerden sorulup, tahsis var ise bu tahsise ilişkin tüm belgeler ve haritalar, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapılan tüm orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı 1/5000 ölçekli orman tahdit harita örneği bulundukları yerden getirtildikten sonra mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36.; 18.03.2013 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 20. ve 16.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 20. maddelerinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karinelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. ... Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır.” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6 - 7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek ve çekişmeli taşınmazın (X) ve (Y) değerlerini gösterir şekilde koordinatlı müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar ... temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 31/03/2016 tarihinde oy birliği ile karar verildi.