Davacı, SSK."lı süreler hariç 1.1.1988-31.3.2004 tarihleri arası tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının SSK."na tabi sigortalı olduğu süre dışında 01.01.1989-31.03.2003 tarihleri arası Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine ilişkindir..
Mahkemece, çakışan zorunlu SSK sigortalılık süreleri hariç 01.01.1989-01.04.2004 tarihleri arası Tarım Bağ-kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre, sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre, kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının tapulu zirai arazisinin sulanmadığı, ziraat odası kaydının 27.4.2001, kooperatif kaydının 17.10.1999 tarihinden beri devam ettiği, 2.5.1988-31.12.1988, 11.3.1991-5.9.1991 ve 11.3.1992-31.3.1992 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olduğu davacının davalı Kurumca ilk defa 01.07.1988 tarihinde tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescilinin yapıldığı , daha sonra zorunlu SSK sigortalılığı ile çakıştığından tescilinbaşlangıç tarihi itibariyle Tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptal edildikten sonra davacının ilk olarak yaptığı 22.03.2004 tarihli Tarım Bağ-Kur prim ödemesine istinaden takip eden aybaşından itibaren Tarım Bağ-kur sigortalılığı Kurum tarafından başlatıldığı kayıtlardan açıkça bellidir.
Sosyal Güvenlik Sistemimizde çifte sigortalılığa yer verilmemiş olup gerek 506 sayılı yasa"nın 3. maddesi gerekse 2926 sayılı Yasa"nın 2. maddesine göre davacının aynı anda birden fazla sosyal Güvenlik kurumuna tabi olarak çalışması mümkün değildir. Çifte sigortalılık veya çakışan sigortalılık olarak adlandırılan böyle bir durumda önceden başlayıp devam eden sigortalılığa değer verilerek sorun çözüme kavuşturulmaktadır. Somut olayda davacının önceden başlayan sigortalılığı 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılık olduğundan 1.7.1988 tarihli tescil işleminin davalı Kurumca iptaline ilişkin işlem doğru olmakla tarım Bağ-Kur sigortalılığında geriye doğru tescil mümkün bulunmadığından 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın başlatılabilmesi için doğrudan prim yatırılması veya aynı Yasa"nın 36. maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yoluyla prim kesintisi yapılması gerekmektedir.
Yapılacak iş; davacıya ihtilaf konusu dönemde ürün sattığı kişi, kurum ve kuruluşların isimlerini açıklattırmak, bu kişi, kurum ve kuruluşlardan ürün bedelinden prim kesintisi yapılıp yapılmadığını sormak, yapılmış ise belgelerini getirtmek, hiç kesinti yok ise istemin reddine karar vermek, kesinti var ise kesintinin yapıldığı tarihi takibeden aybaşından itibaren tescil edilmiş sayılacağı gözetilerek kooperatif kaydının başladığı 17.10.1999 tarihine kadar kesintinin bulunduğu yıllarda tarım Bağ-Kur sigortalılığının kabulüne karar vermek, kesintinin bulunmadığı yıllara ilişkin istemin reddine karar vermek 1998 yılında kesinti yapılmış ise 17.10.1999 tarihinde kooperatif kaydınında başladığı gözetilerek 1.1.1998 tarihi ile dava tarihi arasındaki döneme ilişkin istemin kabulüne karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.