1. Hukuk Dairesi 2014/20640 E. , 2016/11050 K.
"İçtihat Metni"....
Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Davacılar, ortak miras bırakanları ...’nın, on beş parça taşınmazdaki payını diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak kardeşinin gelinine tapuda satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, gerçekte bedelsiz devir yapıldığını ileri sürerek tapu kaydının miras payı oranında iptali ile davacılar adına miras payları oranında tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, hak düşürücü sürenin dolduğunu, mirasçı olmadığından kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, murisin paydaşlar arasında yaptığı harici işlemler nedeniyle borçlandığını, yüklü bir yatırım yaptığını, payları devrederek daha değerli bir taşınmaz aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; temlik işleminin muvazaalı olduğu olgusunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar Dairemizce 13.02.2012 tarihinde ‘...mirasbırakanın dava konusu temlik tarihinden sonra yaptığı bir yatırım olup- olmadığının, yüklenici sıfatı ile ... Mahallesinde “.... inşaatı” yapımı işi ile iştigal edip etmediğinin, tüm malvarlığını temlik etmesini gerektirir borcu olup-olmadığının, borç miktarının, kime borçlandığının,satış bedelinin nereye ve nasıl ödendiğinin banka kayıtlarına dayalı olarak araştırılması, murisin ekonomik ve sosyal durumunun saptanması, satış bedelinin murisin terekesinden çıkıp- çıkmadığının, davalı ve eşinin resmi kurumlardan soruşturulmak kaydıyla alım güçlerinin olup olmadığının belirlenmesi, miras bırakanın gerçekten diğer mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla hareket edip etmediğinin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek temlikteki gerçek irade açığa çıkarılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.’ gerekçesi ile bozulmuş, bozma sonrası yapılan yargılamada davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve miras payı oranında tescil isteğine ilişkindir.
./..
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 540 ada 8 parsel sayılı taşınmazın dava tarihinden önce 22.11.2006 tarihinde dava dışı . . satıldığı, mirasbırakanın paydaşı olduğu çekişme konusu 14 parça taşınmazdaki paylarını 03.05.2002 tarihinde yeğeninin eşi olan davalıya satış suretiyle devrettiği, tüm temliklerin mirasçılarından mal kaçırmak amaçlı bedelsiz ve muvazaalı olduğu saptanarak 540 ada 8 parsel sayılı taşınmaz dışındaki taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde kural olarak isabetsizlik yoktur.
6100 sayılı HMK 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.
Ne varki, miras bırakanın 903 parselde (6/24), 2681 ada 6 parselde (836/1008), 2683 ada 3 parselde (1027/2400), 653 ada 63 parselde (16/24), 307 ada 3 parselde (16/24),279 ada 8 parselde (340/510),281 ada, 4 parselde (424/635), 279 ada 9 parselde 342/514),1279 parselde (194/300), 1270 parselde (176/300), 890 parselde(16/24), 288 ada, 7 parselde (270/2000), 21 parselde (64/96), 281 ada 5 parselde (420/633) pay temlik ettiği gözetilerek, herbir parselde iptale konu pay ve iptal edilen paydan ne miktar payın davacılar adına tescil edileceği belirtilmeden kurulan hükmün infaz kabiliyeti bulunmamaktadır.
Hâl böyle olunca, 540 ada 8 parsel sayılı taşınmazın dava tarihinden önce üçüncü kişiye devredildiği, tapu kayıt malikinin davalı olmadığı anlaşıldığından bu parsel yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararı verilmesi doğru olmadığı gibi, kabul kapsamına alınan taşınmazlarda mirasbırakandan temlik edilen iptale konu pay ve davacılar adına tescil edilecek paylar belirtilmeden HMK"nun 297/2 maddesine ve doğru sicil oluşturma ilkesine aykırı şekilde yazılı olduğu üzere hüküm kurulması da doğru değildir.
Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,12.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.