17. Ceza Dairesi 2019/9201 E. , 2020/16 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü;
I- Sanık hakkında iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanığın suçu birden fazla kişi ile birlikte işlemesine rağmen 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 119/1-c maddesinin uygulanmaması sonucu sanık hakkında yazılı şekilde eksik ceza tayini, aleyhe temyiz olmadığından, suçun iş yeri dokunulmazlığının ihlali yerine konut dokunulmazlığının ihlali olarak kabul edilmesi, sonuca etkili olmadığından, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 232. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendi uyarınca gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği zaman diliminin yazılması gerekirken yazılmaması, mahallinde giderilebilir eksiklik olduğundan, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Soruşturma aşamasında müdafi talep etmeyen sanığın ifadesi sırasında hazır bulundurulan müdafie ödenen ücretin sanıktan tahsiline karar verilmesi,
2- Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 tarih 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih 2014/140 Esas 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nın temyiz talebi bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi göndermesiyle 1412 sayılı CMUK"un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 2 sayılı hüküm fıkrasından soruşturma aşamasındaki müdafi ücretinin sanıktan tahsiline ve sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nun 53/1-b maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımların çıkarılması suretiyle eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Kolluk tarafından düzenlenen 11/11/2014 tarih 22.30 saatli Hırsızlık Olayı Müracaat ve Görgü Tespit Tutanağı ile aynı tarih 23.00 saatli Olay, Yakalama, Üst Arama, Takdiri Kıymet, Teslim Tesellüm Tutanağı"nda yaptırılan değer tespitine göre suça konu eşyanın 100,00 TL değerinde olduğu anlaşılmakla, sanık hakkında suçun işleniş şekli ve özellikleri itibarıyla ceza vermekten vazgeçilemeyecek ise de suçun konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle 5237 sayılı TCK"nun 145. maddesi uyarınca verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi suretiyle sanık hakkında yazılı şekilde fazla ceza tayini,
2- Anayasa Mahkemesinin hükümden sonra 24/11/2015 tarih 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih 2014/140 Esas 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3- Gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği zaman diliminin yazılmaması suretiyle 5271 sayılı CMK"nun 232. maddesinin 2. fıkrasının (c) bendine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ..."nın temyiz talebi bu bakımdan yerinde görüldüğünden, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 06/01/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.