Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/12327
Karar No: 2008/5750

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/12327 Esas 2008/5750 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/12327 E.  ,  2008/5750 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi     :  Çankırı 1. Asliye Hukuk (İş )Mahkemesi
    Tarih               :  27.3.2007
    No                   :  37-117 

    Davacı   davalı işveren nezdinde 1974 yılında 58 günlük  çalışmasının tesbitine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün  davacı  ile davalılardan kurum  vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere  ve özellikle usulüne uygun şekilde temyiz isteminden feragat konusunda yetkili merciden onay almayan Kurum avukatının temyiz istemininden feragata ilişkin dilekçesinin sonuca etkili   olmamasına   göre davalı Kurumun tüm temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı, 1974/2. dönem bordrolarında gözüken Ç. Belediyesine ait işyerinde çalışmasıyla ilgili sigorta primleri davalı Kurumun banka hesabına yatırılan ancak Sosyal Güvenlik  Kurumuna işverence  davacı adına bildirilmeyen çalışmaların tespiti istenmiştir.
    Mahkemece, 5 yıllık hak düşürücü süre  geçtiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuç usule ve yasaya uygun olmamıştır.
    Yapılan incelemede davalı Belediyenin davacının çalışmalarıyla ilgili olarak 1974/2. dönemine ait SSK primleri davacının ücretinden keserek 21.6.1974 tarih ve 790174 sayılı 26.5.1974 tarih ve 789827  sayılı; 18.4.1974 gün ve 140005 sayılı makbuzlar  ile davalı Kurumun Çankırı Ziraat Bankası hesabına yatırıldığı, 1974/2 dönemine ait bordro tanıklarının da beyanlarında davacı ile birlikte çalıştıklarını ifade ettikleri görülmektedir.
    506 sayılı Yasa’nın 79/8. maddesi hükmünce, Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenilen hizmetin geçtiği yılın sonucundan başlayarak 5 yıl içeresin de açılması gerekir.
    Ancak kamu kuruluşlarında düzenlenen ücret tediye bordrolarında sigorta primlerinin kesildiği belli ise hak düşürücü süre işlemez.
    Olayda davalı işveren idarenin, işyeri kayıtlarını usulüne uygun olarak düzenlendiği, davacıya ait ücret bordrolarını tanzim edip ücretlerden sigorta primleri kestiği tartışmasızdır. Öte yandan,  davacının iş ve sosyal sigorta mevzuatının öngördüğü sigorta hak ve yükümlülüğünü yerine getirdiği de anlaşılmaktadır. Bu durumun da 506 sayılı Yasa’nın 79/8. maddesinde öngörülen “yönetmelikle tespit edilen belgelerin” işveren tarafından düzenlenmediği söylenemez. Ne var ki; primler davalı Kurum hesabına intikal ettirilmesine rağmen dönem bordrolarının davalı Kuruma verildiğine ilişkin bir belirleme yapılmadığı gibi, davacının çalışmaları Kurum kayıtlarında da görülmemektedir. Davalı Kurumun ise denetleme elemanları kanalıyla yasa ve tüzük hükümleri gereği işyeri ve kayıtları üzerinde denetleme yaparak işveren idareyi bu konuda uyarmadığı da açıktır. Hal böyle olunca 506 sayılı Yasa’nın 79/8. maddesindeki hak düşürücü sürenin somut olaya uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Aksinin kabulü, Kuruma kendi kusurundan ve işveren idarenin ihmal ve kayıtsızlığından yararlanma olanağı tanıyacak, bunun hukuksal sonuçlarını sigortalıya  yükleyecektir ki buna ne yasaca ne de hukukça  olanak yoktur.
    İşverence Sosyal  Sigortalar Kurumu primleri kesilmiş fakat kuruma intikal etmemişse  hak  düşürücü süresinin varlığından  söz edilemeyeceği  HGK’nun 3.2.1988 tarih ve 1987/10-535 Esas ve 1988/68 Karar 5.6.1996 tarih, 1996/303 Esas, 1996/445 Karar sayılı kararlarında da kabul edilmiştir. .
    Mahkemece,  bu maddi ve hukuki  olgular  nazara alınmaksızın davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı  bozma nedenidir.
    O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.4.2008  gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi