21. Hukuk Dairesi 2007/12047 E. , 2008/5791 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Alanya İş Mahkemesi
TARİHİ : 10/04/2007
NUMARASI : 2005/355-2007/68
Davacı,davalı işveren nezdinde 1.4.2001-14.6.2004 tarihleri arası çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının 01.04.2001 ile 14.06.2004 tarihleri arasında geçen ve Kuruma eksik bildirilen çalışmasının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının mevsimlik çalıştığı kabul edilerek 1.4.2001-31.10.2001 tarihleri arasında 210 gün, 1.4.2002-31.10.2002 tarihleri arasında 210 gün, 1.4.2003-26.7.2003 tarihleri arasında 115 gün, 11.8.2003-31.10.2003 tarihleri arasında 80 gün, 1.4.2004-14.06.2004 tarihleri arasında 135 gün olmak üzere eksik bildirilen 750 günlük çalışmasının tespitine karar verilmiş ise de, eksik araştırma nedeni ile varılan sonuç doğru değildir.
Davacının davalı şirkete ait iş yerinde çalışmaya başladığına dair 23.07.2003 tarihli işe giriş bildirgesinin davalı Kuruma süresi içerisinde verildiği, 2003 yılı 7 ayında 8 gün 2003 yılı 8 ayında ise 10 gün olmak üzere 18 günlük çalışmasının kuruma bildirildiği, bu çalışmalarına ait ücret bordrolarında imzasının bulunduğu, başkaca çalışmasının bildirilmediği, dinlenen bordro tanıklarından davacı tanıkları ile davalı tanıklarının beyanları arasında çeliki bulunduğu, bu çelişkinin giderilmediği, ayrıca uyuşmazlık konusu dönemin tamamında çalışması bulunan tanık Abbas Çalışkan"ın "davacı ile birlikte 3-4 yıl kadar önce çalıştığı" beyanı dışında 2001 yılından 2004 yılına kadar kesintisiz çalıştığı ile ilgili beyanı bulunmadığı halde bu tanığın bilirkişi tarafından benimsenen ve değiştirilen beyanı kabul edilerek sonuca gidildiği dosyadaki kayıt ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesinde, bu tür hizmet tesbit davasının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında, resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delilolmaları itibariyle sonuca etkili olur. Ne var ki bu tür kanıtlar salt bu nedene dayanarak istemin reddine neden olmaz; aksi durumun ispatı olanaklıdır. Somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordro tanıkları ve komşu işyerinin kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki delillerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64,15.10.2003 gün 2003/21-634¬572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda kısmi çalışmalara göre tanzim edilen ücret bordroları davacı tarafından imzalanmıştır. Bu nedenle imzalı ücret bordrolarının bulunduğu 2003 yılı 7 ayında 8 gün, 2003/ 8.ayında 10 gün olarak kuruma bildirilen çalışmaların 30 güne tamamlanarak tespit kararı verilmesi doğru değildir. Öte yandan davacının ihtilaflı dönemde iş sezonunda kesintisiz çalıştığı ile ilgili bordro tanıklarının anlatımları yeterli olmayıp özellikle davacı ile davalı tanıkları beyanları arasındaki çelişkinin giderilmeden ve bordro tanığı Abbas Çalışkan"ın beyanı farklı şekilde değerlendirilerek sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; dinlenen bordro tanıkları birlikte çağrılarak davacının çalışması ile ilgili ihtilaflı döneme ait tarihler de okunarak sorulup ifadeler arasındaki çelişki bulunması halinde çelişkinin giderilmesi, kesin kanıya varılamaması halinde dönem bordrolarında ihtilaflı dönemin tamamında çalışması görülen bordro tanıkları arasından re" sen seçilecek tanıkların beyanlarının alınması adreslerinin tespit edilememesi durumunda ise zabıta marifetiyle tespit edilecek işyerine ihtilaflı dönemde komşu olan diğer işyerleri sahipleri ile bu iş yerlerinde bildirge tarihinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının; çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/1O. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra imzalı ücret bordrolarındaki bildirilen süreler de gözetilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan işverene iadesine, 14.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.