Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10466
Karar No: 2014/7924
Karar Tarihi: 08.12.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/10466 Esas 2014/7924 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/10466 E.  ,  2014/7924 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Aksaray 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 17/12/2013
    NUMARASI : 2013/41-2013/1075

    Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı tarafından borçlu İ. A.aleyhine yürütülen takibe dayanak bono ve icra takibinin muvazaalı olduğunu, taraflar arasında gerçek bir alacak ilişkisi bulunmadığını, borçlunun müvekkili bankadan 30.05.2011 tarihinde kredi talebinde bulunduktan bir gün sonra, davalı ile arasında borç alacak ilişkisi bulunmadığı halde, muvazaalı bir bono düzenlenerek takip başlatıldığını, borçlunun aynı dönemde başka bankalardan da kredi çektiğini ve hiçbirini ödemediğini, borçlunun kredileri ödememe niyetiyle çektiğini, sahip olduğu tek malvarlığı olan taşınmaz üzerine haciz koydurarak bankaların başlatacağı icra takiplerini sonuçsuz bırakma saiki ile hareket ettiğini ileri sürerek, Aksaray 2. İcra Müdürlüğü"nün 2011/2608 Esas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde, davalıya ayrılan paydan davacı bankanın alacaklı olduğu Aksaray 1. İcra Müdürlüğü"nün 2011/5323 Esas ve 2011/5148 Esas, Aksaray 2. İcra Müdürlüğü"nün 2012/364 Esas sayılı dosyalarında alacaklı olduğu miktarın ödenmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, borçludan olan alacağın gerçek bir alacak olduğunu, müvekkilinin borçlu İ. A."a borç para verdiğini, karşılığında takibe konu senedi aldığını, davacının borçlu aleyhine yaptığı icra takipleri ile hacizlerinin müvekkilinin icra takibinden ve haczinden sonra olduğunu, muvazaa iddiasının soyut kaldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün kural olarak davalı alacaklı üzerinde olduğu, davalının alacağının varlığını ve miktarını usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerektiği, her zaman düzenlenmesi mümkün olan bononun, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli olmadığı, davalının borçludan olan alacağının varlığını ispata yönelik yeterli delil de ibraz edemediği, davalı tarafından bildirilen tanıkların sehven muvazaa iddiası yönünden dinlendiği, yerleşik Yargıtay İçtihatları uyarınca bu tür davalarda tanık dinlenmesinin mümkün olmadığı, davalı alacaklı tarafından alacağın varlığının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile Aksaray 2. İcra Müdürlüğü"nün 2011/2608 Esas sayılı dosyasında düzenlenen sıra ve derece kararına davalıya ayrılan paydan, davacı bankanın Aksaray 1. İcra Müdürlüğü"nün 2011/5223 Esas, Aksaray 1. İcra Müdürlüğü"nün 2011/5148 Esas ve Aksaray 2.İcra Müdürlüğü"nün 2012/364 Esas sayılı dosyalarında alacaklı olduğu miktar kadarının davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir.
    Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması, diğer anlatımla kural olarak muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Daha önce doğan alacak, daha sonra doğan alacak için muvazaa oluşturamaz. Takip işlemlerinin hızlandırılması, İİK’nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulması, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar değildir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklı alacağının varlığını ve miktarını, takipten önce düzenlenmiş ve üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilecek nitelikte olan usulüne uygun ve birbirini doğrulayan yazılı delillerle kanıtlamalıdır. Her zaman düzenlenmesi mümkün olan çek ve bono, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli değildir. Senetler ve çekler ancak tarafları ve onların cüz"i ve külli halefleri yönünden delil niteliğinde olup, temel ilişkinin ve kambiyo ilişkisinin dışında kalan davacı üçüncü kişi bakımından bu nitelikte bir ispat vasıtası olarak kabul edilemez. Öte yandan, alacağın miktarına göre diğer tarafın açık muvafakatı bulunmadığı sürece tanık dinlenemez ve tanık beyanına dayalı olarak hüküm kurulamaz. Davalı alacaklının savunma ve delilleri çerçevesinde alacağın gerçek olup olmadığının tartışılması, davalı ile borçlu arasındaki hukuki ilişkinin ve davalının alacağının doğum tarihi değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
    Somut olayda, davacıya ait Aksaray 1. İcra Müdürlüğü"nün 2011/5323 Esas sayılı dosyasında borçlu hakkında 31.10.2011 tarihinde icra takibine başlanıp, bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine 11.11.2011 tarihinde haciz konulduğu, yine Aksaray 1. İcra Müdürlüğü"nün 2011/5148 Esas sayılı dosyasında 25.10.2011 tarihinde takibe başlanıp, 30.12.2011 tarihinde haciz konulduğu, Aksaray 2. İcra Müdürlüğü"nün 2012/364 Esas sayılı dosyasında 23.01.2012 tarihinde takibe başlanıp, 06.04.2012 tarihinde taşınmaz üzerine haciz konulduğu, dosyada bulunan ödeme planına göre borçluya kullandırılan kredinin ilk taksidine ait ödeme tarihinin 03.07.2011 olduğu, bunun yanında davalı tarafından borçlu hakkında Aksaray 2. İcra Müdürlüğü"nün 2011/2608 Esas sayılı dosyasında 31.05.2011 keşide tarihli bonoya dayalı başlatılan takibin 31.05.2011 tarihli olup, bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine 04.10.2011 tarihinde haciz konulduğu görülmüştür.
    Davacının alacaklı olduğu icra dosyalarında dava dışı borçlunun 30.05.2011 tarihli kredi başvurusu üzerine düzenlenen 03.06.2011 tarihli kredi sözleşmesinde belirtilen ilk taksidin ödeme tarihi olan 03.07.2011"de borcun ödenmediği, borçlunun bu tarihe kadar ödeme yapmama hakkının bulunduğu, bu tarihten önce varsa ödememe niyetine bir sonuç bağlanamayacağı, davacı alacağının 03.07.2011 tarihinde ödenmemesi üzerine 05.08.2011 tarihinde ödeme ihtarı çekildiği, kredi başvuru talep ya da sözleşme tarihinde alacağın doğmadığı, 03.07.2011 tarihinin ise, davalının alacaklı olduğu icra dosyasının dayanağı olan ve her zaman düzenlenebilen bononun en geç düzenlenebileceğinin kabulü gereken tarih olan takip tarihinden sonra olduğu, davacının diğer iki icra dosyasına konu alacaklarının da açıkça daha sonra doğduğu ve takibe konduğu anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, davalı tarafın alacağının üç icra dosyasına konu davacı alacağından daha önceden doğduğu ve daha sonraki tarihli davacı alacağı bakımından muvazaa yaratılamayacağı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    2-Kabule göre; davanın kabulü halinde bu tür davalarda kıyasen uygulanan İİK"nın 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinde davalıya ayrılan satış bedelinin yargılama giderleri de dahil olmak üzere öncelikle davacıya tahsisine, artan para olması halinde davalıya verilmesine karar verilmesi gerekir. Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğurur ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmalıdır. Mahkemece, eda hükmü kurulmuş ise de, hüküm fıkrasının 2. bendinde geçen " Aksaray 2. İcra Müdürlüğü"nün 2011/2608 Esas sayılı dosyasında düzenlenen sıra ve derece kararına davalıya ayrılan paydan, davacı bankanın Aksaray 1. İcra Müdürlüğü"nün 2011/5223 Esas, Aksaray 1.İcra Müdürlüğü"nün 2011/5148 Esas ve Aksaray 2. İcra Müdürlüğü"nün 2012/364 Esas sayılı dosyalarında alacaklı olduğu miktar kadarının davacıya ödenmesine" ibareleri anılan hükme uygun olmadığı ve karşılamadığı gibi, infazda tereddüt doğuracak nitelikte olup, bunun yerine, "hüküm fıkrasının 4. bendinde yer alan yargılama gideri ile 6. bendinde hükmedilen vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacının alacaklı olduğu icra dosyalarından Aksaray 1. İcra Müdürlüğü"nün 2011/5323 Esas sayılı dosyaya, artan kısım bulunması halinde sırasıyla Aksaray 1. İcra Müdürlüğü"nün 2011/5148 Esas ve Aksaray 2. İcra Müdürlüğü"nün 2012/364 Esas sayılı dosyalarına tahsisine, artan kısım bulunması halinde davalıya verilmesine" ibarelerinin yazılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması da doğru olmadığı gibi, davacının alacaklı olduğu icra dosyası, Aksaray 1. İcra Müdürlüğü"nün 2011/5323 Esas sayılı dosyası olmasına rağmen, hüküm fıkrasında Aksaray 1. İcra Müdürlüğü"nün 2011/5223 Esas sayılı dosya olarak yazılması da hatalı olmuştur.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi