Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı(3. Kişi) ile davalı (Alacaklı) vekillerince istenmiş davalı (Alacyaklı) vekilinincede duruşma talep edilmezi üzerine mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 4949 sayılı Yasa’nın 101. maddesiyle değişik 363. maddesi hükmüne göre, anılan yasanın yürürlüğe girdiği 30.07.2003 tarihinden sonra icra mahkemelerince verilecek kararların temyiz edilebilmesi için, temyize konu dava değerinin 2.000,00.-YTL’yi geçmesi gerekir.
İcra ve İflas Kanunu’na 4949 sayılı Yasa"nın 102. maddesiyle eklenen Ek 1. madde uyarınca da, bu parasal sınır, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi uyarınca Maliye Bakanlığı’nca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerlendirme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların (on milyon TL) 10,00.–YTL’yi aşmayan kısımları dikkate alınmaz.
Bu parasal sınır, 2005 yılında 2.850,00.-YTL, 2006 yılında ise 3.120,00.-YTL olarak uygulanmıştır. Öte yandan, 20.12.2006 gün ve 26382 sayılı Resmi Gazete’de ilan edilen Maliye Bakanlığı"na ait 364 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde, 2007 yılı için belirlenen yeniden değerlendirme oranı % 7,8 olarak öngörülmüştür. Buna göre, 2007 yılında icra mahkemelerince istihkak davaları sonucunda verilecek kararların temyiz edilebilmesi için, temyize konu dava değerinin 3.360,00.-YTL’sini geçmesi gerekir.
Somut olayda, temyiz konusu dava değeri 300,00.-YTL’dir.
Bu durumda temyiz konusu hüküm kesin nitelik taşıdığından davacı üçüncü kişinin temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
2-Davalı alacaklının temyizine gelince;
Uyuşmazlık, üçüncü kişinin İcra ve İflas Kanunu’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir.
Borçlu, davacı üçüncü kişinin kızıdır. Haciz, ödeme emri tebliğ edilen adreste gerçekleştirildiğinden, İcra ve İflas Kanunu’nun 97/a maddesi uyarınca mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla davalı alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksinin, davacı üçüncü kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle kanıtlanması gerekir.
Davacı üçüncü kişi, dört adet hayvan pasaportu ibraz etmiş ise de, ibraz edilen hayvan pasaportlarının davacı üçüncü kişi adına sisteme kayıt tarihleri (18.02.2005), borcun doğumundan sonra ve haciz işleminden öncedir. Nitekim, davacı üçüncü kişinin, 10.02.2005 tarihinde verdiği işletme bildirim formu ile dava konusu hayvanları doğum tarihleri (01.01.2001, 01.04.2004, 01.12.2004, 01.01.2005 tarihleri) itibari ile TR4276755 numaralı işletmesine kayıt yaptırmış olduğu Konya İl Tarım Müdürlüğü’nün gönderdiği bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bu durumda, 28.07.2002 tarih ve 24829 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sığır Cinsi Hayvanların Tanımlanması, Tescili ve İzlenmesi Yönetmeliği’ne uygun olarak yukarıda belirtilen 10.02.2005 tarihinden önce dava konusu hayvanların kaydı için başvuru olup olmadığının, başvuru var ise kim tarafından yapıldığının ilgili tarım müdürlüğünden araştırılarak, iktisap ve şekli sebebi üzerinde durulmak sonucuna göre karar vermek gerekirken, dava konusu hayvanların pasaportlarının davacı üçüncü kişi adına olduğu gerekçesiyle eksik inceleme sonucu dava konusu hayvanlara ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ayrıca, bir adet soğutucuya ait 04.04.1998 tarihli fatura, davacı üçüncü kişi adına değil, dava dışı N.A. adına düzenlenmiştir. Hal böyle olunca, bir adet soğutucuya ilişkin davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi de isabetsizdir.
O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 24.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.