16. Ceza Dairesi 2016/442 E. , 2016/4652 K.
"İçtihat Metni"TALEP:
Suç delillerini gizleme veya yok etme suçundan sanık ..."nun beraatine ve suçu bildirmeme suçundan suç duyurusunda bulunulmasına dair ...Asliye Ceza Mahkemesinin 08.01.2013 tarihli ve 2012/651 E. 2013/22 K. sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, diğer sanık ..."nın hırsızlık yolu ile elde ettiği motosikleti satmak amacı ile sanık ..."ın çalıştığı kahvehaneye getirdiği, sanık ..."ın motosikletin çalıntı olduğunu anladığı halde durumu yetkili makamlara bildirmeyerek diğer sanıklara motosikleti kahvehanenin arka tarafına saklamalarını söylediği iddiası ile sanık ... hakkında suç delillerini gizleme veya yok etme suçundan dava açıldığı anlaşılmakla, mahkemece eylemin suçu bildirmeme suçuna vücut verdiğinin takdir edilmesi durumunda, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 09.10.2012 tarihli ve 2012/1-405 esas 2012/1802 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere iddianamede sevk maddesi olarak suçu bildirmeme suçu belirtilmemiş ise de, iddianame içeriğinde anlatılmış olması karşısında ek savunma hakkı verilerek sanık hakkında suçu bildirmeme suçundan karar verilebileceği gözetilmeden, yazılı şekilde suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 30.11.2015 tarih ve 94660652-105-20-2569-2013-24832/78647 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.12.2015 tarih ve 2015/401414 sayılı tebliğnamesi ile bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
I) Olay:
Diğer sanık ..."nın hırsızlık yolu ile elde ettiği motosikleti satmak amacı ile sanık ..."ın çalıştığı kahvehaneye getirdiği, sanık ..."ın motosikletin çalıntı olduğunu anladığı halde durumu yetkili makamlara bildirmeyerek diğer sanıklara motosikleti kahvehanenin arka tarafına saklamalarını söylediği olayda, ...Asliye Ceza Mahkemesinin 08.01.2013 tarihli ve 2012/651 E. 2013/22 K. sayılı kararı ile sanığın atılı suç delillerini gizleme veya yok etme suçundan beraatine, suçu bildirmeme suçundan gereğinin ifası için hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına dair verilen karar temyiz edilmeden kesinleşmiştir.
II) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
Dosya kapsamına göre, diğer sanık ..."nın hırsızlık yolu ile elde ettiği motosikleti satmak amacı ile sanık ..."ın çalıştığı kahvehaneye getirdiği, sanık ..."ın motosikletin çalıntı olduğunu anladığı halde durumu yetkili makamlara bildirmeyerek diğer sanıklara motosikleti kahvehanenin arka tarafına saklamalarını söylediği iddiası ile sanık ... hakkında suç delillerini gizleme veya yok etme suçundan dava açıldığı anlaşılmakla, mahkemece eylemin suçu bildirmeme suçuna vücut verdiğinin takdir edilmesi durumunda, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 09.10.2012 tarihli ve 2012/1-405 E. 2012/1802 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere iddianamede sevk maddesi olarak suçu bildirmeme suçu belirtilmemiş ise de, iddianame içeriğinde anlatılmış olması karşısında ek savunma hakkı verilerek sanık hakkında suçu bildirmeme suçundan karar verilebileceği gözetilmeden, yazılı şekilde suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesinde isabet görülmediğine ilişkindir.
III) Hukuksal Değerlendirme:
Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme suçuna ilişkin 5237 sayılı TCK"nın 281. maddesinde, “Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Kendi işlediği veya işlenişine iştirak ettiği suçla ilgili olarak kişiye bu fıkra hükmüne göre ceza verilmez.”
Suçu bildirmeme suçuna ilişkin 5237 sayılı TCK"nın 278. maddesinde,
“(1)İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2)İşlenmiş olmakla birlikte, sebebiyet verdiği neticelerin sınırlandırılması halen mümkün bulunan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.” hükümleri yer almaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 09.10.2012 tarihli ve 2012/1-405 E. 2012/1802 K. sayılı ilamında da, “....1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı Kanunun 170. maddesinde, iddianamede gösterilmesi gereken hususlar ayrıntılı olarak düzenlenmiş, maddenin 4. fıkrasında, iddianamede yüklenen suçu oluşturan olayların açıklanması gerektiği belirtilmiştir. Anılan hükümlerden de anlaşılacağı üzere, kamu davasının fiil yönünden sınırlarının açıkça gösterilmesi gerekmektedir. Fiil yönünden, kamu davasının dışına çıkılması, “davasız yargılama olmaz” ilkesine ve 5271 sayılı Kanunun 225. maddesine aykırılık oluşturacaktır. Buna göre, hükmün konusu iddianamede gösterilen sevk maddesi değil eylemdir. İddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılması, diğer bir ifadeyle, davaya konu edilmeyen bir eylemden dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması kanuna aykırıdır. Buna karşılık iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin nitelendirmeyi mahkeme yaparken iddianamedeki vasıflandırma ile bağlı değildir. Soruşturma evresinde elde ettiği kanıtlardan ulaştığı sonuca göre iddianameyi hazırlamakla görevli iddia makamı, düzenlenen iddianame ile CYY’nın 225/1. maddesi uyarınca fiil ve faile ilişkin olarak kovuşturma aşamasının sınırlarını belirlemektedir. Bu bakımdan iddianamede, yüklenen suçun unsurlarını oluşturan fiil/fiillerin nelerden ibaret olduğunun hiçbir duraksamaya yer bırakmayacak biçimde açıklanması yeterlidir. Böylelikle sanık; iddianameden üzerine atılı suçun ne olduğunu hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde anlayabilecek, buna göre savunmasını yapabilecek ve kanıtlarını sunabilecektir.” demektedir.
Somut olayda, sanık ..."ın çalıştığı kahvehaneye getirilen motosikletin çalıntı olduğunu bildiği halde yetkili makamlara bildirmediği, iddianamede sevk maddesi olarak suçu bildirmeme suçu belirtilmemiş ise de, iddianame içeriğinde suçun unsurlarının anlatılmış olması karşısında ek savunma hakkı verilerek sanık hakkında suçu bildirmeme suçundan karar verilebileceği gözetilmeden, yazılı şekilde suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesinde isabet görülmediğinden anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. Ancak iddianamede anlatılan fiilden dolayı beraat hükmü kurulması ve hükmün kesinleşmesi karşısında, kesin hüküm etkisiyle aynı fiilden tekrar yargılama yapılamayacaktır.
IV) Sonuç ve karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının istemi yerinde görüldüğünden, sanık ... hakkında ...Asliye Ceza Mahkemesinin 08.01.2013 tarihli ve 2012/651 E. 2013/22 K. sayılı karar ile kurulan hükmün, 5271 sayılı CMK"nın 309/4-c. maddesi uyarınca aleyhe sonuç doğurmamak ve yeniden yargılama yapılmamak üzere BOZULMASINA, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.07.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.