Davacı, davalı işveren nezdinde 22.4.1994-25.9.2001 tarihleri arası çalıştığı günlerin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacı ile davalılardan Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının davalılara ait iş yerlerinde 22.4.1994-11.12.1996, Eylül 1997-15.5.1998 ve 3.10.2000-25.9.2001 tarihleri arasında geçen ve kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, tanık sözlerine dayanılarak davacının 1.6.1996-17.6.1996 tarihleri arasında 17 gün, 1.1.1998-30.1.1998 tarihleri arasında 30 gün süre ile davalı C.S.e ait işyerinde, 3.10.2000-30.11.2000 tarihleri arasında 58 gün davalı şirkete ait 6596 nolu işyerinde çalıştığının tesbitine, fazla istemin reddine karar verilmiş ise de bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalılardan C.S.adına tescilli Karayolları Rot Balans unvanlı iş yerinde 22.04.1994 tarihinden itibaren çırak olarak çalışmaya başladığını gösterir Antalya Çıraklık Eğitim merkezi tarafından düzenlenmiş form bulunduğu, ayrıca Antalya Çıraklık Eğitim Merkezi adına tescilli 01.Temmuz 1995 tarihinde çalışmaya başladığını gösterir giriş bildirgesinin kuruma süresinde verildiği, SSK müfettişi tarafından düzenlenen ve iş veren vekilinin imzası bulunan 17.06.1996 tarihli tutanakta davacının, C.S.’e ait iş yerinde 01.06.1996 tarihinde çalışmaya başladığı ve halen çalışmaya devam ettiğinin tespit edildiği, C.S.e ait işyerinin 26.1.1999 tarihinde C.i S."inde ortağı olduğu Karayolları Ltd-şirketine devredildiği, davalı işverenlerce davacının çalışmaları ile ilgili olarak davalı Kuruma bir bildirim yapılmadığı Antalya Çıraklık Eğitim Merkezi Müdürlüğünce 1.7.1995 tarihli bildirge ile davacının kısa vadeli sigorta kolu yönünden sigorta bildirimi yapılmakla beraber dönem bildirgesinin verilmediği davacının dava dışı başka bir işveren tarafından 15.5.2002- 5.6.2002 tarihleri arasında 21 gün çalışmasının bildirildiği, 21.5.1998- 7.1.2000 tarihleri arasında askerlik hizmetini yaptığı görülmektedir.
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasa’sının 2 ve 6. maddelerinde açıkça belirlendiği üzere, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak dahi sigortalılıktan söz edilemez.
Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde belirtilen sigortalının gün sayısını, kazanç durumunu, çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 17. maddesinde belirtilen 4 aylık prim bordroları gibi Kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespit davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge veya yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması koşuluyla, bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken komşu işyerleri kayıtlı çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kim diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan uyuşmazlık konusu dönemin tamamında çalışması bulunan bordro tanıkları yada kayıtlara geçmiş komşu iş yeri sahibi veya çalışanı oldukları belli olmayan tanıkların beyanı ile yetinilerek sonuca gidildiği ortadadır.
Yapılacak iş; uyuşmazlık konusu döneme ait S.S.K."ya verilen tüm dönem bordroları yöntemince dosyaya eklenerek bu dönem bordrolarında kayıtlı tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, Bordro tanıklarının bulunmadığı ya da bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, zabıta, maliye ve meslek Odası aracılığı ve Muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tesbit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/10. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra hak düşürücü süreyi de yeniden tartışarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davacı vekili ile davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.